Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: sanat
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİN KURULUŞU (4) MÜBÂREK...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN KURULUŞU (4) MÜBÂREK ŞEHİR
Seyyid Hârûn Velî’yi gören hayran olurdu,
Sohbetine kavuşan hemen huzur bulurdu.
Ayrılmak istemezdi bir daha o meclisten,
Bu gönül sultanına bağlanırdı gönülden.
Evliyânın sözünde Rabbanî tesir vardır,
Zira onlar Allah’ın çok sevdiği kullardır.
Şehrin kuruluşunu duyanlar geliyordu,
Seyyid Hârûn Velî’yi gören imreniyordu.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİN KURULUŞU (2) ALLAH’I...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN KURULUŞU (2) ALLAH’IN İZNİYLE KALK!
Seyyid Hârun şehrini kurmaya başlıyordu,
İnşaata gerekli malzeme arıyordu.
Geziyordu çevreyi sadık dostları ile,
Yayıldı bu arada şöhreti dilden dile.
Kâfirler de merakla gelmişlerdi peşinden,
Görmek için Seyyid’in hârika işlerinden
Zirâ Seyyid Hârûn’un kerâmeti açıktı.
....
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİN KURULUŞU (1) VELVELİ...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN KURULUŞU (1) VELVELİD HARABELERİ
Seyyid Hârûn, kendine bildirilen şekilde,
Kuracaktı şehrini bir kal’anın içinde.
Bu ilâhi sırları dostlarına anlattı,
Kal’a duvarlarında üç kapı olacaktı.
Murâd etti yapmayı şehrin duvarlarını,
İşbaşına çağırdı vefâkâr dostlarını,
Onlar dahi dediler: “Ey yüce Sultanımız!
Kal’a inşa etmeye yoktur imkânımız.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİN İMÂR PLÂNI (2) ULUKA...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR PLÂNI (2) ULUKAPI
Seyyid Hârûn, o nurun Kuzey yanına döndü,
Keşfi devam ederken Seyyid Hârûn Velî’nin,
Teşrif etti ruhları bütün peygamberlerin.
Hızır aleyhisselam hazır idi burada,
Seyyid Hârûn, Allah’a her an hamd-ü senâda.
Bu semtin adına da “Hızır” adı verildi,
Kal’anın girişine “Hızırkapı” denildi.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ ŞEHRİN İMÂR PLÂNI (1) I ULUKA...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR PLÂNI (1) I ULUKAPI
Seyyid Hârun kurmaya niyet etti şehrini,
Mekân tuttu bu nurlu çiğdem tepeciğini.
Nûr ile kaplı idi çepeçevre bu mekân,
Rengârenk bir aydınlık iniyordu semâdan.
Havai fişek gibi ışık saçılıyordu,
Kafile mensupları sevinçten uçuyordu.
....
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I GÜZEL BİR BAHAR GÜNÜ
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
GÜZEL BİR BAHAR GÜNÜ
Seyyid Hârûn Küpe’de parlayan nuru gördü,
Kafileyle birlikte nura doğru yürüdü.
Güzel bir bahar günü yaklaştılar o nura,
Sürûr verdi onlara, gördükleri manzara.
Eteğinde bir tepe, bu yer Küpe Dağı’nın,
Yemyeşil bir köşeydi, batısında ovanın.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİ KURACAĞIMIZ YER
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİ KURACAĞIMIZ YER
Gökkuşağı şeklinde bir nûr vardı Küpe’de,
Küpe’nin yanındaki küçücük bir tepede.
Alâimi semâydı, yükseklerden aşağı,
Hikmet-i ilâhiydi rengârenk gökkuşağı.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I KÜPE’DE PARLAYAN NÛR
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
KÜPE’DE PARLAYAN NÛR
Karaören’den kalkıp yol aldılar menzile,
Küpe Dağı’na doğru yürüyordu kafile.
Rehber bulut Küpe’de onları bekliyordu,
Horasan’dan başlayan yolculuk bitiyordu.
Aylarca aç ve susuz yol aldılar durmadan,
Onlar ahiret için vazgeçtiler dünyadan.
Allah-ü Teâlâ’nın rızasını kazanmak,
İin gayret etmektir hakiki insan olmak.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I “DAĞIN KENDİNE VAR”
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
“DAĞIN KENDİNE VAR”
Hazret-i Seyyid Hârûn Velî’nin emri ile,
Karaören’de kırk gün konakladı kafile.
Ovanın yakınında bir dağ yükseliyordu,
Rehbet bulut o dağın dibine iniyordu.
Uzun süren yolculuk nihayete ermişti,
Küpe Dağı’nı gören yolcular sevinmişti.
....
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I KÜPE DAĞI’NA DOĞRU
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
KÜPE DAĞI’NA DOĞRU
Seyyid’in kafilesi yola çıktı Konya’dan,
Küpe Dağı’nı doğru, Hatunsaray yolundan.
Gökyüzünde bir bulut rehberlik ediyordu,
Kafilenin önünde süzülüp gidiyordu.
Seyyid Hârûn Velî’yi çok seven Konyalılar,
Vedalaştığı halde yine bırakmadılar.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ÖLÜ NİYETİNE
Karaören’e teşrif ettiği ilk günlerdi,
Birkaç kendini bilmez, Seyyid Hârûn’a geldi.
“Cenaze var, namazı kıldırıver” dediler,
Büyük Velîyi güya denemek istediler.
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I KUDRETTEN BİR EL
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
KUDRETTEN BİR EL
Seyyid Hârûn Konya’da iken bir heyet geldi,
“Hoca Ahmed Fakih’in talebesiyiz” dedi.
Dediler: “Fakih dünyaya veda etmeden evvel,
Bir vasiyet kıldı ki gözyaşımız oldu sel.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I KONYA’YA VEDA
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
KONYA’YA VEDA
Hoca Ahmet Fakih’in talebeleri geldi,
Seyyid Harun Velî’ye tabi olmak istedi.
Dediler ki “Efendim, hocamız haber verdi,
Horasan’dan bir velî gelir yakında, dedi:
O zatın sağ elinde beyaz bir beni vardır,
Seyyid Hârûn Velî ki, gönüller sultanıdır.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ EVLİYALAR I OTAĞI KONYA
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
EVLİYALAR OTAĞI KONYA
Hârûn ile birlikte kırk kişilik kafile,
Ayrıldı Horasan’dan yol alıyor menzile.
Anadolu’ya geçti Seyyid Hârûn, Bağdâd’dan,
Yol gösterdi bir bulut kafileye semadan.
Bulutun indiği yer mekanı olacaktır,
Seyyid Hârûn orada bir şehir kuracaktır.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I BAĞDÂD’DA KIRK GÜN
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
BAĞDÂD’DA KIRK GÜN
Alâeddin Bağdâdi dostlarına anlattı,
Dedi ki: “Seyyid Hârun, sultanlığı bıraktı.
Ma’nevî bir işaret aldı yüce Mevlâdan,
Rabbâni ilham ile ayrıldı Horasan’dan.
Kısa bir zaman sonra Bağdâd’dan ayrılacak,
Küpe Dağı’nı gidip orda şehir kuracak.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ALÂEDDÎN-İ BAĞDÂDÎ
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ALÂEDDÎN-İ BAĞDÂDÎ
Seyyid ile birlikte, kırk kişilik kafile,
Ayrıldı Horasan’dan, Allah’ın izni ile.
Kafilenin hedefi Küpe Dağı’na varmık,
Küpe’nin eteğinde güzel bir şehir kurmak.
Toroslar’ın bir kolu küpe Anadolu’da,
Medeniyet kuracak, Seyyid Hârun burada.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I HORASAN’A VEDA
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
HORASAN’A VEDA
Seyyid Hârun bıraktı dünya saltanatını,
Devretti başkasına tacı ile tahtını.
Bey yaptı, oradaki azizlerden birini,
Mevlâ yoluna verdi tamamiyle kendini.
Gece gündüz Allah’a ibadet ediyordu,
İnsanlara hakiki yolu gösteriyordu.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I AHİRET SULTANI
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
AHİRET SULTANI
Sultan Hârun tâcını çıkarmakla kalmadı,
Malını ve mülkünü Hakk yoluna harcadı.
Dünyalığı ne varsa ihsan etti hepsini,
Fakir Müslümanlara ağıttı servetini.
Hakk yoluna baş koydu o andan itibaren,
“Fakir bir derviş” derdi, Seyyid Hârun’u gören.
....
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I SULTANLIĞA VEDA
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
SULTANLIĞA VEDA
Seyyid Hârun Horasan diyarının sultanı,
Elindedir devletin idaresi imkanı.
Tebasınca sevilen adaletli hükümdar,
Mübarek silsileden gelen asaleti var.
En nadide zinetler elinin altındadır,
Muhteşem sarayında, horasan tahtındadır.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
Horasan’dan Anadolu’ya - SEYYİD HARUN VELÎ
Seyyid Harun Asya’da, diyar-ı Türkistan’da
Büyük bir emir idi, başkandı Horasan’da.
Severdi herkes onu, hürmet eder, sayardı,
Emrinde askerleri, tahtı, sarayı vardı.
Soyundan bir velîydi Hazret-i Peygamberin,
Sahibiydi hasılı nice üstünlüklerin.
...
DEMİREL CUMHURBAŞKANI
"Türk milleti anlamıştır ki, ülkenin “Eski hamam, eski tas” görünümünden kurtularak gelişmiş bir memleket olabilmesinin ilk şartı yenilik zihniyetinin hakim olmasıdır.” I 1993
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
“Esasen Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi de yeterli değildir. Cumhurbaşkanı, başbakanlık görevini de üstlenmeli, yani başkanlık sistemine geçilmelidir. Mevcut sistemde icra iki başlı bir görünüm arzetmektedir. Suya sabuna dokunmayan kişiler Cumhurbaşkanı olduğunda pek problem çıkmıyor gibi görünüyor fakat bu defa beklenen kalkınma gerçekleştirilemiyor.” I 1993
BÜYÜK TÜRKİYE İDEALİ
“…Biz ise idealsizleştirilmiş bir toplumuz. ‘Kimsenin bir karış toprağında gözümüz yoktur.’ Hatta, vaktiyle bizim olan topraklara, bir ‘oldu bitti’ ile elimizden alınan topraklara bile ‘bizim’ deme cesaretimiz yoktur.”
“… Rumlarla anlaşmadı diye Sayın Rauf Denktaş’a kızarız. Bosna-Hersek’e, Karabağ’a, Azerbaycan’a yapılan tecavüz karşısında ‘dünya ile beraber hakaret etmek’ zorundayız. Yani dünya ne yaparsa biz de onu yaparız.
Halbuki, kabile toplumlarının bile ideali vardır.”
“… Türkiye, varlığının bekası için çevresine sahip çıkmak zorundadır. Aksi halde yalnızlığa ve silinmeye mahkum edilir.”
KÖKLÜ ŞİİR GELENEĞİMİZ
“Temel eserlerdeki tarifiyle “ölçülü ve kâfiyeli söz” olan şiir, manâsı ve yazılış tarzına göre de iyi veya kötü olarak tasnif edilebilir. Ölçü, ahenk, şekil, kafiye ve manâ arasındaki tabiilik ve mükemmellik de şairin başarı ölçüsü olarak kabul edilegelmiştir.”
“… Sadece şiirimize değil, milletimizi büyük millet yapan bütün değerlerimize musallat olduğu bütün yönleriyle açığa çıkan batıya ait bir geleneğin karşısında olmak milli ve dînî bir vecibe halini almıştır. Millet olarak ayakta kalmamız örf ve an’anelerimize, kültürümüze ve dinimize bağlılığımız ölçüsünde mümkün olabilecektir.”
ilk
76-90
91
92
93
94
95