Horasan’dan Anadolu’ya - SEYYİD HARUN VELÎ
Seyyid Harun Asya’da, diyar-ı Türkistan’da
Büyük bir emir idi, başkandı Horasan’da.
Severdi herkes onu, hürmet eder, sayardı,
Emrinde askerleri, tahtı, sarayı vardı.
Soyundan bir velîydi Hazret-i Peygamberin,
Sahibiydi hasılı nice üstünlüklerin.
Ziyaret eder iken ecdadının kabrini,
İşittiği bir nidâ ürpertti tüylerini:
“Ey Hârun! Anadolu diyarına göç eyle!
Hemen yola revan ol, mühim bir vazifeyle!
Küpe Dağı şarkına bir şehir kur, çık yola!
O şehrin ahalisi iyi insanlar ola!”
Bu ilâhi emirle terkeyledi tahtını,
Açmak için kararan Anadolu bahtını.
Malını ve mülkünü dağıttı fakirlere,
Şöyle nasihat etti etrafındakilere:
“Dedi ki; “Çıkıyorum gösteriş dünyasından,
Biliniz ki fayda yok, Allah’tan gayrısından,
Emirlik lazım değil şu andan sonra bana,
Yeni bir emir bulun, tabi olun siz ona!”
Çıktı yola kırk kişi, bir kafile halinde,
Yol gösterdi onlara bir bulut gökyüzünde.
Alperenler, gaziler ve Horasan erleri,
Oldu Anadolu’nun aziz misafirleri.
Bozulmuştu Türkler’in düzenliği, dirliği,
Onlar ile sağlandı Anadolu birliği.
Yediyüz sene sonra hicret etti, Hicret’ten,
Moğol sürülerinin verdikleri dehşetten.
Önce Bağdad’ı sonra Konya’yı teşrif etti,
Küpe Dağı’nı bulmak idi asıl niyeti.
Hâtunsaray yolundan, Maybeli’den dolaştı,
Geldi Küpe Dağı’na menziline ulaştı.
Vervelîd adındaki harabelerde durdu,
İmar etti burayı, güzel bir şehir kurdu.
Seyyid Harun Velî’nin adı şehre verildi,
Seyyidlere hürmeten “Seyyid Şehri” denildi.
DEVAM EDECEK … / 1
25.05.1993