Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR PLÂNI (1) I ULUKAPI
Seyyid Hârun kurmaya niyet etti şehrini,
Mekân tuttu bu nurlu çiğdem tepeciğini.
Nûr ile kaplı idi çepeçevre bu mekân,
Rengârenk bir aydınlık iniyordu semâdan.
Havai fişek gibi ışık saçılıyordu,
Kafile mensupları sevinçten uçuyordu.
Seyyid Hârun yalvardı Allah-ü Teâlâya,
Ne şekilde bir şehir kurmalıydı buraya.
Öyle bir keşif hâli eyledi ki tecelli,
Gösterildi Hârûn’a, şehrin bütün semtleri.
Keşif halinde iken gösterildi bu plâ,
Şehrin imar plânı Allah-ü Teâlâ’dan.
Seyyid Hârûn keşfinde kıble yanına döndü,
Şehrin kıble yanında “Ulukapı”yı gördü.
Ulukapı semtinde bir cami duruyordu,
Serveri Kâinatın nuruyla doluyordu.
Teşrif buyurdu zira, Peygamber Efendimiz,
Ruhâniyeti ile şereflendi beldemiz.
Resûlullah göründü bu caminin içinde,
Eshâbı Güzîn ile bir cemaat hâlinde.
Seyyid Hârûn o anda, bu dünyadan gitmişti,
İlâhi bir aşk ile kendisinden geçmişti.
Yakınları Hârûn’un halinden anladılar,
Ellerinden tutarak, yerinden kaldırdılar.
Şehirdeki bir semtin şekli artık bellidir,
Be semtin esas adı “Bâb-ı Muhammedî”dir.
O servere hürmeten “Ulukapı” denildi,
Yüce Allah Resûlü her zaman yâd edildi.
DEVAM EDECEK …… / …………
14.09.1993