Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ÖLÜ NİYETİNE

Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ

ÖLÜ NİYETİNE

 

Karaören’e teşrif ettiği ilk günlerdi,

Birkaç kendini bilmez, Seyyid Hârûn’a geldi.

“Cenaze var, namazı kıldırıver” dediler,

Büyük Velîyi güyadenemek istediler.

Diri olan birini kilime sarmışları,

Götürüp musalla taşına koymuşlardı.

Ölü diye, dirinin namazı kılınacak,

Sonra kalkıp musalla taşından fırlayacak.

Alaya alacaklar Seyyid Hârûn Velî’yi,

“Bilmiyorsun” diyerek, sen ölüyü diriyi.

Bu kendini bilmezler oyunpeşinde idi,

Hârûn Velî yine de çağrılan yere geldi.

Biiznillah anladı niyetini bunların,

Sordu çağıranlara, başında musallanın:

“Ey cemaat! Namaza nasıl niyet edelim,

Söyleyin ölüye mi, diriye mi diyelim?”

Dediler ki: “Dirinin cenazesi kılınmaz,

Ölü niyeti ile kılınmalı bu namaz”.

Bu cevap karşısında dedi ki Seyyid Hârûn:

Bu cevap karşısında dedi ki Seyyid Hârûn:

“Önce dua edelim cenazeye buyurun”,

“Amin” dedi cemaat, Seyyid’in duasına,

Sıra gelmişti artık namaz kılınması,

Sıra gelmişti artık namaz kılınmasına.

Büyük Velî buyurdu: “Haydi hazır olalım

Şidi cenazenizi yıkayın da kılalım.”

Seyyid Hârûn Velî’yi almak için alaya,

Büyük sevinç içinde koştular musallaya.

Sağdiye bildikleri kişiyi çıkardılar,

Öldüğünügörünce hepsi şaşırdılar.

Bu açık kerameti gözleriyle gördüler,

Büyük zatın eline ayağına düştüler.

Nasihat ettiyse de çoğu söz dinlemedi,

Hârûn Velî, bu sarhoşgüruhundan incindi.

 

DEVAM EDECEK …….. / ……………….

03.08.1993

Dosyalar