Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I KUDRETTEN BİR EL

Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ

KUDRETTEN BİR EL

 

Seyyid Hârûn onya’da iken bir heyet geldi,

“Hoca Ahmed Fakih’in talebesiyiz” dedi.

Dediler: “Fakih dünyaya veda etmeden evvel,

Bir vasiyyet kıldı ki gözyaşımız oldu sel.

Dedi ki: “Pek yakında Horasan’dan bir velî,

Gelir ki, o Velînin ak benlidir sağ eli.

Tabi olun siz ona bu diyara gelince,

Dedi, Fakih hocamız vefat etmeden önce”.

Seyyid Hârûn açınca mübarek sağ elini,

Gördüler ayasında beyaz gül gibi beni.

 

Yalvardılar cümlesi, Seyyid Hârûn Velî’ye,

Piriiz ol sen bizim, Konyamız’da kal diye.

Seyyid Hârûn bunların sözlerini dinledi,

Fakih’in türbesine ziyarete yöneldi.

Gittiler ziyarete Hoca Ahmed Fakih’i,

Ansızın bir el çıktı ki, hükmeti ilâhî.

Seyyid Hârûn kudretten uzanan eli öptü,

Bu türbede tam kırk gün kalıp gözyaşı döktü.

Kırk gün sonra türbeden dışarıya çıkınca,

Merakla bekleniyor gördü Konya halkınca,

Konyamız’da kal diye yine ısrar ettiler,

“Islah eyle sen bizi, perişanız!” dediler.

Seyyid Hârûn, onlara “Vazfemiz var” dedi;

“Hak Teâlâ bir şehir kurmayı emreyledi.

Küpe Dağı denilen mevkiyi bulacağız,

O dağın doğusuna bir şehir kuracağız.

Allahü teâlânın emrettiği hedefe,

Varmaktır bizim için en birinci vazife.

O yerde, dine uyan insanlar kurtulacak,

Dinsizlik, bazısının felaketi olacak.

Rabbim bizi sevenin imanını korusun,

Dya ve ahirette kurtulanlardan olsun.

Ehl-i Sünnet Yoludur Resûlullahın yolu,

Ki, Eshab-ı kiramın sevgisi ile dolu.

Cihar-ı Yâr-î Güzîn baştacıdır ümetin,

Ehl-i beytin sevgisi büyüğüdür nimetin.

Uymak gerek her yerde İslâm alimlerine,

Hürmet etmek nimettir dinin büyüklerine.

Onların himmetine kavuşmak saadettir,

Allah dostlarına dil uzatmak felakettir.”

 

DEVAM EDECEK ….. / …..

27.05.1993

 

 

Dosyalar