Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I SULTANLIĞA VEDA

Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
SULTANLIĞA VEDA

 

Seyyid Hârun Horasan diyarının sultanı,

Elindedir devletin idaresi imkanı.

Tebasınca sevilen adaletli hükümdar,

Mübarek silsileden gelen asaleti var.

En nadide zinetler elinin altındadır,

Muhteşem sarayında, horasan tahtındadır.

Sultan Hârun saltanat içindeyken huzursuz,

Gündüzleri tedirgin, geceleri uykusuz.

Tatmin etmez ruhunu ne taç, ne de saltanat,

O’nun arzu ettiği ebedî olan hayat.

Gözyaşları dökerek, tefekküre dalıyor,

Yalvarıyor Allah’a huzura yol arıyor.

Kabre gidip okurken ecdadının ruhuna,

Gâibden bir ses gelir Sultan Seyyid Harun’a;

“İstiyorsan huzuru, Rabbinin rızasını,

Bırakmalısın hemen saltanat davasını.

Bütünüyle kalbini ilâhi aşk doldursun,

O zaman gönüllerin sultanı sen olursun.

Tebdil-i mekan eyle, uzaklaş buralardan,

Anadolu’ya doğru yola çık, Horasan’dan

Mânevi mimarı ol güzel Anadolu’nun,

Küpe Dağı yanına bir şehir kur, ya Hârun!...”

Defalarca işitti, duydu aynı nidâyı,

Huşu ile dinledi bu ilâhi sadâyı.

Kaplandı kalbi birden Allah’ın sevgisiyle,

Soğumuştu dünyadan o sesin etkisiyle.

Emre uymakta buldu huzurun ilacını,

Seyyid Hârun bıraktı hükümdarlık tâcını.

Veda için topladı hakiki dostlarını,

Açıkladı onlara yolculuk kararını.

Onlar dahi dediler: “Ey yüce efendimiz!

Bizleri bırakırsan, sensiz n’olur hâlimiz.

“Horasan’da kal” diye durmadan yalvardılar,

Ayrılık ateşiyle ağlayıp sızlandılar.

Baktılar ki faydasız bütün yalvarmaları,

Seyyid Hârun bir kere vermiş kararı.

Sultanın bu hâlini merak eder oldular,

Buâni yolculuğun sebebini sordular.

Görünce Seyyid Hârun dostların ısrarını,

Şöyle açıkladı hicretin esrarını:

“Büyük dedem hazret-i Seyyid Hârun Kerâmet,

Ve amcam kabrini eder iken ziyaret,

Kudret-i ilâhiyle geldi bana bir nida,

Şehir kurmam istendi, gidip Anadolu’da,

Tekrar ziyaretimde aynı ses yine geldi,

Her defasında emir aynen tekrar edildi.

Yeri tarif edildi kuracağım şehirin,

Doğusundadır Küpe Dağı denilen yerin.

Ey yârenler! Dinledim hayranlıkla nidâyı,

Rabbime ibâdette buldum zevk-ü safayı.

Gökte ararken yerde bulduğum bahtiyarlığı,

Lâzım değildir bana dünya hükümdarlığı!”

 

DEVAM EDECEK ….   / …

08.06.1993

 

 

Dosyalar