Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİ KURACAĞIMIZ YER
Gökkuşağı şeklinde bir nûr vardı Küpe’de,
Küpe’nin yanındaki küçücük bir tepede.
Alâimi semâydı, yükseklerden aşağı,
Hikmet-i ilâhiydi rengârenk gökkuşağı.
Kafile hayranlıkla batı nurlu tepeye,
Bu öyle bir nurdu ki, doyulmazdı görmeye.
Seyyid Hârûn bu nurlu mevkiyi inceledi,
Kafileyi toplayıp, onlara şöyle dedi:
“Şu gördüğünüz nurlu belde mekânıızdır,
İnşaallah burası bizim vatanımızdır.”
Allahü Teâlâ’nın emrini tutacağız,
Bu nurlu tepeciğe bir şehir kuracağız.
Kuracağımız şehir insanlarla dolacak,
Sonradan gelenlere çok faydalı olacak.
İlâhi emir ile kuracağımız şehir
Sâlih olan kullara ne güzel bir nimettir.
Bu şehirde yaşayan sâlihlere müjdem var,
Dünya ve âirette saadettedir onlar.
Akıbeti hayr olmaz ancak şakî olanın,
Dünya çıkarı için hak yoldan ayrılanın.
Sâlih kul her işide Hakka tâbi olandır,
Kısa aklına değil, âlimlere uyandır.
Resûlüllahın yolu Ehl-i Sünnet yoludur,
Kurtuluşa götüren yegane iman budur.
Sûnnî iman sahibi, Eshâba dil uzatmaz,
Ehl-i beyti çok sever, yanlış yollara sapmaz.
Ehlullaha inanır, nimet bilir onları,
Alime tabi olur, Hakkın sâlih kulları.”
Seyyid’i dinleyenler dedi ki: “Sultanımız,
Horasan’dan çıkalı sizinle heranımız.
Şâhit olduk yollarda nice kerametine,
Hayran kaldık Küpe’nin n3ura bezenmesine.
Mest eyledi bizleri büyük kerâmetiniz,
Ey Resûlün torunu bize dua ediniz!”
Büyük velî “Buyurun dua edelim” dedi,
Allah-ü Teâlâ’dan şunu niyaz eyledi:
“Dileğimiz şudur ki, Allah-ü Teâlâ’dan,
Ayırmasın bizleri Ehl-i Sünnet yolundan.
Bizi sevenlerin ve bütün dostlarımızın,
İmanını korusun, hilesinden şeytanın.
Hıfz eylesin bizleri bid’at sahiplerinden,
Ehl-i Sünnet olmayan sapıkların şerrinden.”
Seyyid’in duasına “amin, amin” dediler,
Sonra da hep birlikte Küpe’ye yöneldiler.
DEVAM EDECEK ………/ ………..
31.08.1993