Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Konular: Üçüncü Yeni
Batı San’atının Hikayesi
"- Hıristiyan âleminin orijinal bir san’atı yoktur. Batı (Hıristiyan) san’atı diye lanse edilen, İsa "aleyhisselâm"dan çok önce yaygın olan Yunan-Roma Natüralist resim ve heykel geleneğini geliştirerek devam ettirip, kiliseye sokmaktan ibarettir."
- "Batı’da yaklaşık olarak 19. yüzyılın ortasına kadar baskın san’at modeli taklide dayanıyordu. San’ata dair değerlendirmenin birincil temeli, eserin ideal doğa anlayışına (Naturalist) uygunluğuydu."
KÖRDÜĞÜM
ŞİİR I KÖRDÜĞÜM
"...Derdi imhâ Haçlı’nın, atmak bu toprakdan seni!
Kopma aslâ kimliğinden, istiyorsan ülkeni!
Vazgeçersen kültüründen sen olursun bir buhâr,
Bağlanırsan şâhlanırsın, din-i İslâmdır bahâr!"
KARA TREN
İğnelik I Kara Tren
Teknoloji, gelişim ve geçmişten günümüze yansımalar...
"Kara tren gelmez m’ola?
-Bekleme, hızlı tren var!
Düdüğünü çalmaz m’ola?
-Düdük hakemde, siren var!
Gurbet ele yâr yolladım,
-Belki ekrandan el sallar!...."
Bizdeki Dadaistler
"Batı üniversitelerinde; Tristan Tzara ve Dadaizm (Marksist çevreler dışında) ciddiye alınmadığı için, başta Shakespeare (Şekspir) olmak üzere klasikler büyük bir titizlikle okutuluyor. Bizdeki Dadaistler ise (Birinci ve İkinci Yeni); Osmanlı, Selçuklu, Beylikler, Karahanlı ve daha önceki Türk edebiyatlarından daha üstün tutuluyor. Bu 70 yıllık yanlışı düzeltmek, elbette ki MEB’in işi. Üçüncü Yeni; "Ölçülü şiir-kurallı nesir" akımı olarak, bize düşen ise uyarmak... "
O Ses Türkiye
"...Biz maalesef Batı’nın ahlâksızlıklarına ilaç diye sarıldık. Biz Batı’nın ahlâksızlığını almak yerine, ilim ve san’atını almakta yarış etmeliydik!"
"...Türk şiirinin en büyük zorluklarından biri, klasik edebiyattan beslenecek damarlarının tıkanmış olmasıdır. Bugün herhangi bir insanın şiirine baktığınızda, geleneğimizin kodlarını göremediğimiz için kendimize son derece uzak hissedebiliyoruz."
Zonaro’nun Sahtekarlığı
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.‘nin yayınladığı, 1453 Kültür ve Sanat Dergisi, Fatih Sultan Mehmed Han‘ın, İstanbul‘a girişini ve gemilerin karadan yürütülmesini tasvir eden resimlerin İtalyan Fausto Zonaro‘ya değil; Balkan Savaşları‘nda şehid olan ressam Hasan Rıza‘ya ait olduğunu ispat etmekle büyük bir başarıya imza attı."
- İngiliz Edward Jenner‘in de çiçek aşısını Türklerden öğrenip, dünyaya kendi buluşuymuş gibi sunduğu ve ödüller aldığı bilinmektedir. “Çiçek aşısı 1762’de Müslüman Türkler tarafından keşfedildi. 1796’da Jenner bu aşıyı Avrupa’ya götürdü. Haksız olarak çiçek aşısını bulan kimse unvânını aldı.”
Üçüncü Yeni Ekşi Sözlüğe Girdi
"Üçüncü Yeni; (çıkış noktası her ne kadar "Ölçülü şiir ve kurallı nesir" ise de) sadece şiir ve edebiyata değil, ’çağdaş insana dair her konuya eleştirel bir bakış’ hareketinin adıdır.
Mevlânâ’nın geniş açılı pergeli gibi (Sâbit ucu, 21. Yüzyıl’ın mürşid-i kâmili Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye kitabında olmak kaydıyla) "iğne" ucuyla bütün kâinâtı dolaşmaktadır. Ekşi Sözlük’ün yanı sıra İHL (İnsana ve Bilgiye Hürmet Eden Sözlük) de Üçüncü Yeni’den başarı beklentisi içinde."
Aşk Yüreklere Kor
""Şiirde Türk zevkinin erozyona uğratılmasına karşıyım.
Şiirdeki tını, musikî, hayâl dünyamızın öz çocuğu benzetmeler ve ille de kafiye! Kafiyesiz, ölçüsüz bir şiir mi? Hayır!"
"...Şiirle yaşayan bir toplum iken, şiire hiç aldırış etmeyen bir kalabalık hâline gelmemizde bu ’yeni şiir’ masalının hiç mi kabahati yok! Düşünün... Lütfen düşünün!"
"Dün dediğimiz hazine bir okyanus ise, bugün şiir sanatı diyerek kıvranan kalemlerimiz, suyu çekilmiş bir gölün kalıntısı hâlindeki bir çamur yığınında çırpınan zavallı balıklar gibi değil mi? Söyleyin Allah aşkına! Denizimiz nereye gitti?"
Karakoç’un Üçgen Şiir Piramidi
Sefa Koyuncu’nun ’Türkiye’ gazetesindeki 21 Ekim 2011 Tarihli Yorum Yazısı
Sözün özü: Abdurrahim Karakoç, zannedildiği gibi bir halk şairi değil; ağabeyi Bahaettin Karakoç’un ifadesiyle, "Hak Yol İslam Yazacağız (dava)-Mihriban (sevda)-Hasana Mektuplar (sosyal) Üçgen Piramidinin Zirvesindeki Cihan Şairi"dir!..
Eliot, Üçüncü Yeni Öncüsü
"Serbest şiir diye bir şey yoktur ve bu varsayımın ortadan kalkma zamanı çoktan gelmiştir. Serbest şiirin polemik gibi bir bahanesi bile yoktur; bir özgürlüğün savaş narasıdır bu ama sanatta özgürlük olamaz."
Biz demiyoruz, Nobel edebiyat ödüllü İngiliz şâir ve yazar Thomas Stearns Eliot diyor.
İngiliz Edebiyatı İncil’le başlar
"..."İncil’i bilmeyen bir İngiliz Edebiyatı öğrencisinin, kısa bir süre sonra, okuduğundan çok fazla bir şey anlamadığını fark ettim. En çalışkan öğrenci bile, devamlı olarak kinayelere başvuracak; hatta cümlelerin anlamlarına yanlış yüklemelerde bulunacaktır."
Neticede, öğrenci kapana kısılmıştır. Sınıfta kalmamak için, İncil’i ya öğrenecek ya da öğrenecek! Neydi iddiamız? "
Kendi Penceremizden Bakınca
"...Batılılaşma ile birlikte Osmanlı’ya ait her şey terk edilmeye başlandı. Mimarîde de aynı yol takip edildi. Osmanlı’yı hatırlatan her türlü esere karşı çıkmak ilericilik sayıldı. Batı san’atına yöneldikçe gelenekli san’atlarımız yavaş yavaş ortalıktan çekilmeye başladı. "
Doğu San’atının Zaferi
"...Picasso’dan bunun için izin istedim.
Kendisi bana sordu: ’Hangi millettensin?’
Ben, Türk’üm deyince; ’Sen git kendi memleketindeki yazıları (hat) incele, biz onlara erişmeye çalışıyoruz’ dedi."
- Picasso’nun bu itirafı, İslâm san’atının kesin zaferidir!.."
Çivisi Çıkan Özgür San’at
"San’at yapıyorum diye çırılçıplak ortaya çıkılabilir mi, çıkılamaz! Şimdi tiyatroda o iddiada olanlar var. Nasıl “özgür sanat” diye bir kavram varsa, karşılığında “muhâfazakâr san’at” da olması lâzım.
- Ya’ni, muhâfazakâr san’atı, özgür san’atın karşısına mı koyuyorsunuz ?
- Evet, aynen öyle!.."
Karaman’da Yunus Aşkı
"Her dem yeni doğarız, Bizden kim usanası!.. "
"Yunus Emre; Divan’ındaki şiirleri hece-aruz, Risalet’ün Nushiyye’deki şiirlerini ise tamamen aruz ölçüsüyle yazdığına göre, adına açılacak bir yarışma da bu nitelikleri taşımalıdır. "
Yıkılan Temel Direkler
Sefa Koyuncu’nun ’Türkiye’ gazetesindeki 11 Mart 2012 Tarihli Yorum Yazısı
Küresel Krizin Kültürel Boyutu
"Daha çok kazanmak hırsıyla toplum ve aile yapısını dejenere, çevreyi tahrip etmekten çekinmediler.
- Netice ne oldu?
- .....
- Dahası; Batı’nın,“en büyük medeniyet projesi”diye sunduğu sosyal ve ekonomik sistem, bataklığa döndü."
Zizek, Çağı Doğru Okuyor
"...Ben de konuyla ilgili okumaya başladım; Türk idaresinin okulda öğrendiğimiz gibi korkunç olmadığını öğrendim.
Çok daha açık ve hoşgörülü bir yönetim vardı. Bugün çok kültürlü formüllere sahip bu tür ülkeler hâline gelmeye doğru gidiyoruz. Paradoksal biçimde Avrupa’nın modelleri bunlar; belki de Avrupa’nın tamamı bugün bir Osmanlı İmparatorluğu şeklini almalı!’
Atsız, ‘serbest’e karşıydı
"...Atsız, serbest vezni kabul etmez. Yeniliğin vezinsiz şiir yazarak değil, hece ve aruza
dayanan bazı yeni denemelerle meydana getirilebileceği görüşündedir.
Onun şiirlerinin çoğu hece vezniyle, sekiz on kadarı da aruzla yazılmıştır."
Türkoloji’yi Kim Kurdu
Sefa Koyuncu’nun ’Türkiye’ gazetesindeki 31 Temmuz 2011 Tarihli Yorum Yazısı
"...Sonunda, doçent dayanamayıp, baklayı ağzından çıkardı:
- Türkoloji’yi Batılılar kurdu. Bana verilen programda, evliyaların kerâmetlerine efsane
deniliyor. Halk Edebiyatı derslerini Batı metodolojisine göre anlatıyorum…
Başka türlü anlatamam."
Yeni Edebi Akımlar
Üçüncü Yeni! Nedir bu üçüncü yeni? Sefa Koyuncu’nun öncülüğünü yaptığı ve Türkiye Gazetesi’ndeki köşesine de ismini veren Üçüncü Yeni’nin hikayesi... "Şiirle nesir birbirine karışır. Gençler arasında yaygınlaşan serbest modasıyla, vezinli kafiyeli hâlis Türk şiiri gözden düşürülür. Artık eşyanın tabiatına aykırı olarak, ’serbest’, yani düzyazıya şiir denir. Zamanla, aruz ve heceyle yazılan şiirden zevk alınmaz, hakîki Türk şâirleri okunmaz, hatırlanmaz olur. Bu yıllar darbe alan sâdece şiir değildir; nesir (düzyazı), dolayısıyle dil de büyük yara alır."
Şadi Çalık’ın Soyut Eseri
"...Prof. Şadi Çalık’ın çağdaş Türk soyut san’atındaki öncü rolünü, vefatından 32 yıl sonra da olsa bugün çok daha iyi anlıyoruz!.."
İskender Pala’ya Teşekkür
“Muhafazakâr Sanatçının Manifestosu”, sanat ve edebiatta yeni bir dönemin müjdecisidir. Üçüncü Yeni nesil hareketiyle ’Sanat’da Muhâfazakar Yapılanma’nın öncüsü olmaya gayret eden Sefa Koyuncu, İskender Pala’nın da yüksek sesle "Muhafazakâr Sanat" söylemleriyle duyduğu mutluluğu satırlara aktarmış.
"...Büyük bir vukûf, liyâkat ve dirâyetle kaleme aldığınız yirmi maddeden her birinin ayrı ayrı ve topyekûn manifestonun, aziz milletimizin derin ıstırâbına tercüman olduğunu bir kere daha gördüm."
İskender Pala Manifestosu
"...Müstehcen sahne olmadan, millî ve manevî değerlerimize hakâret etmeden de pekâlâ şiir, roman, oyun ve senaryo yazılabilir."
"...İskender Pala söz konusu yazıda, Prof. Mustafa İsen’in, "Muhafazakâr kesimin nasıl bir demokrasi anlayışı varsa muhafazakâr estetik ve muhafazakâr sanat normlarını ve yapısını oluşturmak gibi bir yükümlülük içindeyiz" sözlerine dikkat çekiyor."
1
2
3
4