Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: Sözün Özü
HİKAYE I KÜÇÜK BEY - NAZİFE TEYZE
Halime ninenin bu sözleri Nazife’yi iyice çileden çıkarmıştı anlaşılan. Ağzından köpükler
saçarak haykırdı:
- Sus be cadı! Beterin beteri deyip durma! Defol evimdem!
- …………………… ?
HİKAYE I KÜÇÜK BEY - ZEYNEP ÖĞRETMEN
"Evde sazlı cümbüşlü âlem yaparlar. Hepsi ne ise de bir de o serserilerin yanında şöyle bağırır:
- Haydi topal karı, meze getir!
- Bu akşam da küçük bey gittikten sonra Cüneyd’le birlikte saatlerce Nâdir’in yolunu gözledik. Geç saatlere kadar gelmeyince divânın üzerinde uyuyup kalmışız. Gece vakti bir gürültüyle uyandım."
HİKAYE I KÜÇÜK BEY - PİKNİKTE
- İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden yapılan bir açıklamada, kayın ağacının çevresini ultraviyole ve radyasyondan koruduğu belirtildi. Bilim adamlarının tespitlerine göre, bir kayın ağacı saatte yaklaşık olarak 2,35 kilogram karbondioksit harcamakta, böylece atmosferin tabiî gaz dengesinin korunması için önemli bir rol oynamaktadır.
HİKAYE I KÜÇÜK BEY - SON OTOBÜS
Küçük bey’in merdivenleri öylesine telaşlı bir çıkışı var dı ki, sormayın. Evin kapısını açan ablasına soluk soluğa:
- Babam evde mi?
- Evde, evde. Hayrola Arif, ne bu telaş?
- Amcam… Amcamı akama kadar dükkanda bekledim, gelmedi de!
- Sâkin ol, az önce babama telefon etti, biraz sonra gelecekmiş.
- Oh! Şükürler olsun. Ben de, başına bir iş mi geldi yoksa diye korkmuştum.
HİKAYE I KÜÇÜK BEY - SOYGUN
Eşyalar birbirine karışmış, annem aceleyle mücevher kutusuna bakmış, boş olduğunu görünce başlamış ah, vah etmeye.
Önce benden şüphelenmişler. Okuldan beni çağırdılar. Gittiğimde evde polisler vardı. Eve varınca, olayı öğrendim. Annemi biraz teselli ettikten sonra, doğruca babamın yanına gittim. Polis komiseri babama:
İŞGÜZAR İŞ BAŞINDA - BREMEN ÇALGICILARININ “GRİP” ALEYHİNE AÇTIĞI TAZMİNAT DÂVÂS...
Gönüllü Riyâkârlar ve İşgüzârlar Projesi (GRİP) merkezinde târihin en garip dâvâlarından biri görüşülüyordu.
Başişgüzâr, yardımcısı Kalınkafa İcrâcı ve Dalgacı Kâtip yerlerini aldıktan sonra, Bremen çalgıcıları nâmıyla meşhur, bir uyuz eşek, bir sokak köpeği, sefil bir kedi ve bir kart horozdan müteşekkil dört kişilik heyete, şikâyetlerini dile getirmeleri için söz hakkı verildi.
İŞGÜZAR İŞ BAŞINDA - FEZÂDA MAHSUR KALAN ASTRONOTU YERYÜZÜNE İNDİRMENİN EN KESTİ...
Dimyat’a pirince (Fezâya fethe) giderken, eldeki bulgurdan (SSCB’den) olan Rus Kozmonotu Sergey Krikolev, fezadaki kâbus dolu günlerini ikmal edip, olmayan vatanına (Dağılan SSCB’ne) avdet etmeden önce, Gönüllü Riyakarlar ve İşgüzarlar Projesi (GRİP) merkezinde hareketli tartışmalara konu oldu:
Üçüncü Yeni Edebiyat Akımı Nedir?
Üçüncü Yeni Edebiyat Akımı nedir?
Neden böyle bir akıma ihtiyaç vardır? Sefa Koyuncu neden bu akımın öncülüğünü yapmak için yola çıkmıştır? Önyargılarınızı bir kenara bırakın ve buyrun okuyun...
GÖNÜLLERE SAFA
"İnsanoğluna rehber,
Oldu şanlı Peygamber
Onsuz doğru bulunmaz,
Asla mesut olunmaz.
Lâ ilâhe illallah,
Muhammed Resûlallah.
....................."
YA RESÛLALLAH!
"İnsanlığı karanlıktan,
Kurtarasın bi iznîllah.
Karanlığı aydınlatan,
Güneşsin ya Resûlallah!
.................."
DOLAPÇI
Merkezî otokrasi,
Zihniyeti dinmedi...
Sözdedir demokrasi,
İçlerine sinmedi!
HAYDİ ÜÇÜNCÜ YENİ!
Şiirlere musallat, ‘Garip’ bir hastalık var.
Dinleyen olur berbat, okuyan sara tutar...
...
Korsan Hikmet’ler daldı, çaldılar mücevheri.
Kuru iskelet kaldı, şiirimizden geri...
İLKBAHARIM
İlkbaharım, güzelim
Cıvıl cıvılsın yine,
Çoşkun çağlayan selim
Bülbül hayran diline.
TÜRKÇE
Bırak da konuşayım,
Dokunma sakın bana!
Has dilimle coşayım,
Diyeceğim var sana!
DİNAZORA GÖMLEK
Kasıt değil elbette,
İhmâldir, tembelliktir.
Çevreyi kirletmekte,
Bu ısrar felâkettir.
FETİH
Issız bir ada değil,
Güya şehir burası.
Ne açsın, ne de sefil,
Yaran yürek yarası.
AVRUPA RÜYASI
Kapının eşiğine,
Erdik ha eriyoruz.
Avrupa Birliği’ne,
Girdik ha giriyoruz.
TABULAR
Takılmışız bir kere,
Aydınımız takılmış.
Perçinlenmiş bir yere,
Tabulara kapılmış
TANITIMCI
Tembel tembel oturma da,
Kuşlar gibi kısmet ara.
Bilinmez ki hangi dalda,
Seni bekler hazır para.
TEKNOLOJİ
Teknoloji anka kuşu,
Cilvesine doyum olmaz.
Aşmak işi, her yokuşu,
Bir noktada asla durmaz.
KURT KAPANI
Bosna- Hersek yerinde,
Duracaktır efendim.
Hatta bir keresinde,
Bay Bush’a da söyledim.
ATEŞLE YAKLAŞMA
Gölgen mi şafak vakti sarp yokuşu tırmanan,
Şehirde çöle vuran bir serâbın peşinde.
Yorgun düşen güneşin hararetiyle yanan,
Küllerimi savunan gölgen mi ateşinde?
ÇELİK PERDE
"Kıbrıs da sıradadır, attı Batı çengeli.
Haçlılar Ada’dadır, çıkarmazsak engeli!
Gidiyor birer birer, şöyle bir bak çevreye.
Daraltılıyor çember, asıl hedef Türkiye!"
KAPTAN-I DERYA
"İstanbul’dan Halep’e gidiyor çoşa çoşa.
At üstünde dağ tepe, Hızır Hayreddin Paşa.
Barbaros at üstünde, deryâlara yakındır.
Halepte’dir on günde, fermân Pâdişâh’ındır!"
1
2
3
4
5
6
7
8