Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: 3. Yeni
TARİHÎ KOMEDYA!
SUĞLA ADINDA BİR GÖLÜMÜZ VARDI
"Seydişehir ve Bozkırla birlikte çevresindeki yirmiden fazla köy ve kasabanın geçim kaynağı olan bu göl, bilindiği gibi düzensiz bir göldür. Gölün tabanındaki düdenler, bazı yıllar gölün suyunu çekerek, göl alanını daraltıyor. Bazı yıllar da ise göl kendiliğinden geri gelip, su ile dolup taşıyor. Fakat senin de söylediğin gibi bu sefer gitti gelmedi."
BUGÜN
Ve hemen diyoruz ki:
1. Seydişehir, Türk Alüminyum Sanayii’nin odak noktası olmalı!
2. ‘’Ulusal Alüminyum Kongresi’’,5 Ağustos şenlikleri ile birlikte yapılmalı!
ÖCALAN SKANDALI
İtalya, resmen istememize rağmen, on bin kişinin katili, uyuşturucu kaçakçısı ve terörist Abdullah Öcalan’ı bize vermedi. Kendi ülkesinde yargılamadı. Türk yargıçlarına sorgulama imkanı vermedi. Üstüne üstlük bu azılı caniyi el altından kaçırdı.
DAĞCI’NIN DRAMI
Türkiye’de ideolojik ayrımın çok öne çıkmasından yakınan ve bu yüzden Varlık Yayınevi’nin eserlerinin basımını durdurduğunu belirten yazar, maddi durumun kötü olması sebebiyle eserlerinin Kırım’da da basılamadığını ancak üç ayda bir yayınlanan “Yıldız” dergisinde “Korkunç Yıllar” ve “Onlar da İnsandı” isimli romanlarının tefrika edildiğini ifade ediyor.
SPOR HİKAYELERİ
Spor yazılarının büyük bir okuyucu kitlesinin mevcudiyeti bir vakıa. Bu sebepledir ki günlük gazeteler birkaç sayfasını spora ayırıyor ve anlı şanlı spor yazarlarını kadrolarında bulundurmaya çalışıyorlar.
Bir spor müsabakasını tribünlerden seyreden kişinin bile, kendi gözlemlerinin yanı sıra spor yazarlarının kritiklerini ilgi ve heyecanla okuduğu bilinen bir gerçektir.
MERHABA
"Konya’mız Mevlânâ Celaleddin Rumi Hazretlerinin ‘’Ne olursan ol, yine gel!’’ şeklindeki evrensel çağrısıyla sevgi ve hoşgörünün bütün dünyaya yayıldığı merkez olmakla ünlüdür. Şu halde Mevlânâ torunu olan biz Konyalılar için sevgi ve hoşgörü her zaman yüreğimizde varolan yüksek değerlerdir."
ESERİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
" Olmaz böyle bir şey, demeyin! Oluyor işte! Latin Amerikalı yazar Paulo Coelho ‘’Simyacı’’ adıyla bir roman yazıyor. Roman brezilya’dan çıkıp dünyaya mal oluyor. Tam yirmi üç dile çevriliyor, kırk altı ülkede yayınlanıyor, on milyona yakın tiraj yapıyor.
Ya Türkiye’de? Türkiye’de de bir yılda on üç baskı yapıyor. Eserde verilen mesaj nedir? Kadere rıza. Eserin ana fikri şöyledir:"
CHİRAC’A DON KİŞOT BENZETMESİ
Yakında piyasaya çıkacak, ‘’Don Kişot Sendromu’’ isimli kitapta, sözde Soykırım Yasa Tasarı’nı onaylayan Frans Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın, Don Kişot gibi davrandığı öne sürülüyor.
YORUM I ANADOLU’NUN BELİNE ALTIN KEMER KONYA-ANTALYA YOLU
" Türkiye’nin deniz ulaşımına ihtiyaç duyulan ihraç malları yeni Konya-Antalya yolundan kısa sürede nakledilebileceği gibi, Akdeniz’in narenciye ürünleri de tazeliğini yitirmeden Anadolu’ya kolaylıkla sevkedilebilecek."
TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR
"Mehmet Ali Birand’ın 13 Ocak 2000 tarihli Posta Gazetesi’ndeki yazısının başlığı oldukça dikkat çekici: ‘’Türkiye, sadece Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülke…’’
"Türkiye, sadece Türklere bırakılamaz’’ ifadesiyle, ağır hakarete uğradığımız hissiyle yüreğim burkuldu. Siz ne der, nasıl düşünür sünüz?"
TÜRKÇEMİZ ERİYOR
"Bugün farkında olsak da olmasak da, pek çok İngilizce terim ve kelime dilimize girmiş durumdadır. Hatta deyim yerinde ise günlük hayatta İngilizce dinler ve konuşur hale geldik de olayın vehametinin farkında bile değiliz."
"Ne yazık ki, dilimizin göz göre göre eriyişine dur diyecek bir merci de ortalarda görünmüyor."
YORGAN GİTTİ FAKAT KAVGA BİTMEDİ
" Gırgır deyince iktidara bulaşmadan bu işin tadı çıkmaz. Demirel babamız, hergün önümüze dalga geçilecek tonla mazleme atıyor. Bana öyle geliyor ki, Demirel de hepimizle ince ince dalga geçiyor ya, haydi neyse…"
TÜRKİNGİZLİZCE’YE DOĞRU MU?
"Siyaset uğruna Türk dili ile oynanmıştır. Sadece nesiller arasında kopukluk meydana getirmekle kalınmamış, Türkiye hudutları haricindeki Türkler’le de irtibatımız kesilmeye çalışılmıştır. Üstelik bu bir başarı sayılmış ve övünülmüştür:
Türk Dil Kurumu’nun yayınladığı “Özleştirme kılavuzu” nun önsözünde “Son kırk yıl içinde Osmanlıca’dan kalan sözcüklerden bir bölümü giderek kullanılamaz olmuş ve yeni kuşaklar bunları öğrenemeden yetişmiştir.” denilmektedir.
EVRENSEL BAKIŞ
"Her alanda dünyaya açılma yolunda engelleri zorlayan Türk insanının evrensel mesajları değişik bir estetikle sunan kitaplara alaka göstermesi, edebiyatımızdaki kısırdöngünün aşılacağına işaret sayılabilir."
" Kitap okumamakla suçlanan Türk halkının kendinden birşeyler bulduğu eserlere ilgi gösterdiği ve bu nevi eserleri yerli yabancı ayırımı göztmeksizin okuduğu bir gerçektir. Her alanda dünyaya açılma yolunda engelleri zorlayan Türk insanının evrensel mesajları değişik bir estetikle sunan kitaplara alaka göstermesi, edebiyatımızdaki kısırdöngünün aşılacağına işaret sayılabilir."
BRUCE KİNG’DEN İNCİLER
" Bugün herkes biliyor ve kabul ediyor ki, bir malı veya fikri imal etmekten çok, tanıtmak ve satmak önemlidir. Bu sebeple şirketler satışta başarılı olmanın yollarını arıyor ve interaktif (Birbirini etkileyen) denilen tanıtım, satış ve pazarlama organizasyonlarına yöneliyor."
BİLİMSEL ARAŞTIRMANIN NERESİNDEYİZ?
Dikkat edersek, toplum olarak oyuna, eğlenceye ve tembelliğe gereken itinayı göstermeye gelince rakibimiz yok. Bu sebeple olmalı ki “bilim” gibi “olmazsa olmaz” bir konuda yerlerde sürünüyoruz. İş nutuk çekmeye gelince mangalda kül bırakmıyoruz. “2000’li yıllar, aydınlık ufuklar, Türk asrı vesaire…”
ABARTIYORUZ
“Türkiye’de “stand up” adı altında yapılan gösterilerin tiyatro ile ilgisi yoktur. Bu gösterilerin temelini küfür ve hakaret oluşturmaktadır. Herkese küfrediyorlar. Sahneye çıkıp seyirciye hakaret yağdırıyorlar ama hakarete uğrayan seyirci yine onları seyretmeye gidiyor. Hiç hoş bir durum değil ve nereye gittiğini de bilemiyorum.”
FIKRALARIN DİLİNDEN - KAÇ YAŞINDAYMIŞ
Bir gazeteci “dinç kalan yaşlı insanlar” hakkında araştırma yapıyordu...
FIKRALARIN DİLİNDEN - BEŞ DAKİKA ARA
Konferanscı saatlerce konuştu. Bir türlü ara vermek istemiyordu...
FIKRALARIN DİLİNDEN - SORUYA GÖRE CEVAP
Bir iş için şirketince görevlendirilen şahıs Ankara’ya gelir. Görmesi gereken Behzat Bey’in adresini kaybeder...
FIKRALARIN DİLİNDEN - OKUMAYA VAKİT YOK
Ahmet Mihat’a, yeni bir romanı yayınladığında dostlarından biri romanla ilgili bazı şeyler sordu...
FIKRALARIN DİLİNDEN - SEÇİM NUTKU
Politikacı, yazdığı seçim konuşmasını evinde prova ediyordu...
EDEBİYATIMIZDA RUMLAR VE ERMENİLER (4)
"Milli Mücadele yıllarında pek çok yazıda Yunanlıların zulümleri dile getirilir. Halide Edip ve Yakup Kadri bunlara şahit olan ve o devrin belgelerini bize ulaştıran yazarlardır. Yazarların uslubundan bu zulümleri işleyenlere karşı duydukları nefret hisleri solunur. Bu eserler o devri aksettiren sanat eserleri olduğu gibi, daha sonraki sanatkarları besleyecek malzemeye de sahiptir."
1
2
3
4