Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: milli
Şiirsever Başbakan
"- Tek bir cümleyle, aşk sizce nedir?
- Aşk, kişinin sevdiğinde yok olmasıdır...
"Bu şarkı burada bitmez" adlı bir şiir kaseti de çıkaran Erdoğan, 1997’de okuduğu bir şiir yüzünden mahkûm edilir. Pek tabii ki, Emine Hanım için de zor günler başlar... Dört ay, Pınarhisar Cezaevinde yatan Erdoğan’ın, çıkardığı şiir kasetinin bütün gelirini (29 milyar lira) düşünce suçlularına bağışlaması da oldukça manidar."
İŞÇİ SENDİKALARI VE CHP
"...İşçi hakları savunuculuğu kızıl gayelerini setretmek için kullandıkları bir maskedir. Hür dünya işçisinin refâh içinde olması aslında komünistlerin işine gelmez. Zira sefâlet edebiyatı ile işçiyi kandırmaları zorlaşır."
"...Milliyetçi sendikalar, ülke ekonomisini felce uğratacak grevlerden ve hele Marksist sendikalar gibi ideolojik maksatlı boykotlardan, genel grevlerden kaçınmak zorundadırlar."
DOĞU SAN’ATININ ZAFERİ - Türkiye Gazetesi - 30 Aralık 2012
"...Müslümanlık kısa zamanda İran, Mezopotamya, Mısır, Kuzey Afrika ve İspanya’yı etkileyerek yayıldı. Putlar ve imparatorluklar kısa sürede devrildi. İnsanlar kitleler hâlinde bu en yeni ve en son dine girdiler. Bu yeni din (İslâmiyet) san’ata da derin bir soluk aldırdı. Figür san’atından başka bir şey bilmeyen insanlığa, nonfigüratif (soyut) san’atı öğretti. Müslüman san’atçılar hayâl güçlerini kullanarak, biçim ve motifleri san’at şekline getirdiler."
YAYINLA-MAYIN
"PKK anla niçin,
Çıkarıyor olayı...
Propaganda için,
Kullanıyor medyayı!
PKK esâsında,
Ses duyurmak derdinde...
Yer bulmasa basında,
Kıstırılacak inde!"
SEBEBİM KARA SEVDA
"Şifâdır kalb derdine bakışın biliyorum…
Gönüldendir selâmım yâdına varsın adım.
Muhtâcım ben sevgine aşkını diliyorum,
Kimse bilmez merâmım, saklı sende feryâdım!
Aydınlığını aldım derdinle divâneyim,
Güneş gibisin cânda devâsın dü cihânda!
Câzibene kapıldım aşkınla pervâneyim,
Dalıverdim bir ânda, kayıp oldum deryânda!"
NOBEL’Lİ YALAN!
"Histerik romancımız,
Mumla mı aranmıştı...
Nobel’li yalancımız,
İsveç’e yaranmıştı!"
FREDDY KÂBUSU
"Yasadaki tuzağı,
Eski yargıç biliyor...
Katlediyor uzağı,
İstikbâli siliyor!"
KRALCI SOL
"Gözaltılar nesine,
Nedir solun emeli...
Yargıya öfkesine,
Bilmem ki ne demeli!"
ANADOLUYUM
"Ne hayâldir, ne de kuru efsâne,
Bir uçtan bir uca gerçek doluyum.
Açılmış kucağım hakkın sesine,
Gülleri derleyen Anadoluyum.
Barbaros olmuşum okyanuslarda,
Sancagım çekilmiş nice deryâda,
Asya’da, Avrupa ve Farika’da,
Adâlet eyleyen Anadoluyum."
BAHAR SEVİNCİ
"Çağlayıp akar zaman pınarı,
Başka mevsimin yolcusu sular.
Dolanır kuşlar yüce dağları,
Hayâta bahar sevinci dolar. "
İSTANBUL
"Gözlerdeki ufuk sende duraklar,
Söker ilk önce Fâtihde şafaklar;
Yayılır dalga dahga aydınlığın,
Açılır senle yepyeni ufuklar;
Fetihleri müjdeler sultanlığın."
YAŞAYAN TÜRKÇE
"...
Anlamaz olursa oğul babayı,
Durdurmak kolay mı kuru kavgayı?
Halletmek dururken bunca davâyı,
Milletin diline saldırmak niye?
Hafızası derler lisan milletin,
Öyle ise eğer, mesele çetin..
Sâhibi biz isek bu memleketin,
Dil hazinemizi soydurmak niye?"
BİR GÜN DAHA BİTMİŞ
"...
Şu otobüs bu trendir,
Şu göklerde götürendir,
Hepsi ömür bitirendir,
İŞte bir gün daha bitmiş!
Ölmüş yine birkaç kişi,
Bu dünyada bitmiş işi,
Düşündün mü bu gidişi?
İşte bir gün daha bitmiş!"
ERMENİSTAN
Sefa Koyuncu’nun 1984 yılında ASALA olayları ve Osmanlı dönemindeki olaylara dair "Ermenistan" şiiri. Belki bugün PKK’lı teröristler için de aynı anlamı taşıyor olabilir...
"Zavallı piyonlar, sizler kimsiniz?
Acaba kimlerin emrindesiniz?
Attığınız kurşun kimin nâmına,
Niçin girersiniz Türk’ün kanına?
Velînimetiniz olan bu millet,
Bunca ihâneti unutmaz elbet!"
San’at Yeni Fikirlerle İlerler - Türkiye Gazetesi - 31 Mart 2013
"...Zira, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin buyurduğu gibi, "Tekmîl-i sınâ’at, telâhuk-ı efkâr iledir. Ya’nî san’atların ilerlemesi, fikirlerin, düşüncelerin, birbirlerine eklenmesi ile olur."
Bu çerçevede tartışmaya bir katkısı olması temennisiyle, muhafazakâr san’atı, Batı’nın değil, kendi değerlerimizin yüceltilmesi olarak da tarif edebiliriz."
Gelenekten Geleceğe San’at
"Birinci Dünya Harbi bizim uygarlığımızın dibe vurma tarihidir."
Demek oluyor ki, "uygarlığımızın dibe vurmasından" yüz yıl sonra, "Gelenekten Geleceğe" san’atımızı yeniden keşfe çıkıyoruz.
-Hayırlı olsun!.."
Yıldızı Parlayan Koleksiyonlar
"...Son dönemde, iki başarılı koleksiyoner ilgimi çekti.
Mehmet Çebi ve Öner Kocabeyoğlu.
Mehmet Çebi, klasik ve çağdaş hat eserleri koleksiyoneri.
Öner Kocabeyoğlu ise Paris Ekolü Türk Ressamları koleksiyoneri.
Bu da gösteriyor ki her ikisi de soyut san’atla ilgileniyor."
Paris Ekolüne İslâm Etkisi I Türkiye Gazetesi - 17 Şubat 2013
"...Bu açıdan, Paris Ekolü’ne Batı san’atının gerçek Rönesans’ı demek yanlış olmaz.
- Bu yeni Rönesans’ın itici gücü ise İslâm ve Doğu san’atlarıdır."
"Sözün özü:
-Türk-İslâm San’atı, Paris Ekolü’ne damgasını vurmuştur!..
Başbakan Erdoğan’a Açık Mektup - 5
"...Büyük Türk Şâiri Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, Millî Eğitim Bakanlığınca, Türkçe yazmadığı için okullarda okutulmuyorsa; İngiliz şâiri Shakespere, Fransız şâiri Baudelaire, Amerikan şâiri Edgar Allan Poe’ya ders kitaplarında yer verilmesini neyle açıklayacağız?"
"... Bu aynı zamanda, Avrupalıların dikte ettiği Türkoloji’yi millîleştirmenin de ilk adımı olacaktır!..."
Başbakan Erdoğan’a Açık Mektup - 3
"...Değerli Başbakanım; “ünlü uyumu ve sertleştirme kuralları” Türkçe’yi sâdece kelime yönünden değil, ses yönünden de fakirleştirmektedir."
"...- Çorapçı!
Dikkat buyurun! Kişi mesleğini söylerken neredeyse muhatabının suratına tükürüyor.
- Bir kelime ancak bu kadar sertleştirilip, çirkinleştirebilir."
"...Türkçenin normal mecrasına çekilmesi için; “ünlü uyumu ve sertleştirme” kurallarının kaldırılması; kelime ve eklerin sözlüğe, konuşma dilindeki bozulmuş hâliyle değil, yüz yıl önceki metinlere geçmiş tam doğru şekliyle yazılması gerekir."
Zonaro’nun Sahtekarlığı
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.‘nin yayınladığı, 1453 Kültür ve Sanat Dergisi, Fatih Sultan Mehmed Han‘ın, İstanbul‘a girişini ve gemilerin karadan yürütülmesini tasvir eden resimlerin İtalyan Fausto Zonaro‘ya değil; Balkan Savaşları‘nda şehid olan ressam Hasan Rıza‘ya ait olduğunu ispat etmekle büyük bir başarıya imza attı."
- İngiliz Edward Jenner‘in de çiçek aşısını Türklerden öğrenip, dünyaya kendi buluşuymuş gibi sunduğu ve ödüller aldığı bilinmektedir. “Çiçek aşısı 1762’de Müslüman Türkler tarafından keşfedildi. 1796’da Jenner bu aşıyı Avrupa’ya götürdü. Haksız olarak çiçek aşısını bulan kimse unvânını aldı.”
Öztuna Bir Ekoldür - Türkiye Gazetesi I 2012
"Dünyadaki her insan için biricik kurtuluş rehberi niteliğindeki Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye’nin en önemli özelliklerinden biri ise ancak doğruluğundan kesin olarak emin olunan eserlerin kaynak olarak gösterilmesidir.
- Öztuna’nın Türkiye Tarihi de bu değerli kaynaklardan biridir. "
"Milletlerarası sol, bütün dünyada klasik değerleri gözden düşürmek için büyük çaba harcamış, bu uğurda milyarlarca dolarlık dış yatırımlar yapmış, işine yarar her mihrâka para dağıtmıştır. Klasik resim yerine dejenere resim, klasik musiki yerine dejenere musiki, klasik şiir yerine vezinsiz, kafiyesiz laf yığınları ortaya çıkarmıştır. Kan, şiddet ve şehvet edebiyatını işlemiş ve teşvik etmiştir."
Basında Kültür Sanat
"...Neticede, kültür sanat sayfası editörleri olarak bizim; ekonomi, magazin, siyaset ve spor sayfalarının takipçisi kadar, kültür sanat sayfası takipçisine ihtiyacımız var. Sızlanmayı bırakalım da; okuyucunun gönlünü nasıl fethedebiliriz; kültür sanat sayfalarını ne yaparız da "yangında ilk kurtarılacak" hâline getirebiliriz, onu konuşalım."
Muhteşem Süleyman Dönemi - Türkiye Gazetesi I 2011
"...’Hür sömürge sistematiği Tanzîmât’ın bu teslimiyetçi, sinik ve pısırık anlayışı; zirvede olan Türk Edebiyatı’nı dünyada esamisi okunmaz hâle getirirken; Tanzîmât’ın direktörü İngilizler ne yaptılar da kendi edebiyatlarını dünyanın en çok okunan edebiyatı hâline getirdiler?"
"...- Kendi edebiyatımızı ikinci plana itip, gayrı millî "Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı" dönemini ön plana aldığımız sürece de bizim şiir ve edebiyatımızı kimse takmaz!.. "
1-15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27