Konular

Şiir

GÜNEŞLE GÜNEŞLE Senin ufkun aydınlık,
Gülüyorsun güneşle.
Senin yolun aydınlık,
Büyüyorsun güneşle.
GURBET GURBET Dostların arasında,
Zaman meğer su imiş.
Deryanın ortasında,
Susuz kalmak bu imiş.
GÜZ YAĞMURU GÜZ YAĞMURU Ka­vuş­tu top­rak yi­ne,
Has­re­ti­ne gel­di güz...
Rah­me­te doy­du si­ne,
Ekin tar­la ver­di yüz!
GÜZELLİKLER SOLMADAN GÜZELLİKLER SOLMADAN Çevreyi korumanın formülünü bulalım,
Dünyamıza renk veren güzellikler solmadan.
Yemyeşil bir dünyanın gönüllüsü olalım,
Maziye karışıp da artık masal olmadan.
GÜZERGÂH GÜZERGÂH Yanlışlık var bir yerde,
Gören var görmeyen var...
Gören düşüyor derde,
Görmeyen güler oynar!
HAMAS HAMAS Şu Hamas böyle neden,
İttihâdcı kafalı...
Milletini yok eden,
Kahraman fiyakalı!
HAMMURABİ HAMMURABİ Yıl MÖ iki bin beş yüz,
Yer Babil öhö, öhhö!
Madde iki ters bir düz,
Silindirle dümdüz, hö?
HANDİKAP HANDİKAP İleri her adımda,
Engelleyen var işi...
Başaracakken tam da,
Ters döndürür gidişi!
HANTAL AVRUPA HANTAL AVRUPA Şu Avrupa Birliği,
Ne aldı ne atıyor...
Tutuyor tembelliği,
İşi yavaşlatıyor!
HASTA ADAM HASTA ADAM Kuşlu domuzlu grip,
Avrupa’dan çıkıyor...
AİDS de etti muzdarip,
Yaşamaktan bıkıyor!
HAYAL HAYAL İnsanı hayran eden,
Nice güzellikler var.
Farksızdır hazineden,
Hak dostu evliyâlar.
HAYALİNİ SÜSLEDİM HAYALİNİ SÜSLEDİM Nerede benim dostlarım,
Gülen oyuncaklarım.
Kırlarım ağaçlarım,
Şirin salıncaklarım.
HAYAT GÜLÜ HAYAT GÜLÜ Hayır hayır gitme gel,
Hürmet et ak saçıma.
Alır seni, gelen sel,
Gel hele, gel karşıma.
HAYAT YOLU HAYAT YOLU Ömür denen garip yolda,
Başa gelen çekiliyor.
Gezinirken sağda solda,
Ekilenler biçiliyor.
HAYATIN SEFASI HAYATIN SEFASI Giderim peşisıra,
Hem dünün hem günün.
Sunarım bu aşıra,
Sırrını kördüğümün.
HAYDİ ÜÇÜNCÜ YENİ! HAYDİ ÜÇÜNCÜ YENİ! Şiirlere musallat, ‘Garip’ bir hastalık var.
Dinleyen olur berbat, okuyan sara tutar...
...
Korsan Hikmet’ler daldı, çaldılar mücevheri.
Kuru iskelet kaldı, şiirimizden geri...
HERKES İÇİN HERKES İÇİN Şenlensin haydi meydân,
Bu açılım herkesin...
Kimse bu açılımdan,
İmtiyâz beklemesin!
HESAP SORULMALI   HESAP SORULMALI   "Bir yerinde dünyanın, mahkeme kurulmalı.
Katledilen insanın, hesâbı sorulmalı!
 
Târih yağmalamanın, bir cezâsı olmalı.
Câmi bombalamanın, hesâbı sorulmalı!"
HEY! HEY! Ye­ni baş­lı­yor ham­le,
Bit­me­di ki hiç­bir şey...
Bil­gi­sa­yar­la fen­le,
Ge­li­yor genç Türk­ler, hey!
HİDROJEN HİDROJEN Savaşın parolası,
Barışın dinamiti...
Petrol oldum olası,
Dermân olmadı gitti!
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ Horasan’dan Anadolu’ya - SEYYİD HARUN VELÎ

Seyyid Harun Asya’da, diyar-ı Türkistan’da
Büyük bir emir idi, başkandı Horasan’da.
Severdi herkes onu, hürmet eder, sayardı,
Emrinde askerleri, tahtı, sarayı vardı.
Soyundan bir velîydi Hazret-i Peygamberin,
Sahibiydi hasılı nice üstünlüklerin.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ EVLİYALAR I OTAĞI KONYA Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ EVLİYALAR I OTAĞI KONYA Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
EVLİYALAR OTAĞI KONYA

Hârûn ile birlikte kırk kişilik kafile,
Ayrıldı Horasan’dan yol alıyor menzile.
Anadolu’ya geçti Seyyid Hârûn, Bağdâd’dan,
Yol gösterdi bir bulut kafileye semadan.
Bulutun indiği yer mekanı olacaktır,
Seyyid Hârûn orada bir şehir kuracaktır.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I AHİRET SEVGİSİ Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I AHİRET SEVGİSİ Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
AHİRET SEVGİSİ

Eşrefoğlu, Hârûn’un huzurunda nihayet,
Muradına ermekten sevinçli idi gayet.
Hizmet etmek şereftir Allah dostuna zira,
Bunu idrak edenler kavuşmuştur huzura.
Eşrefoğlu Mehmed Bey, beyliğini unuttu,
Hârûn’un duasını saltana yeğ tuttu.
Askerinin önünde taşları omuzladı,
Görenler Mehmed Bey’in halinden ibret aldı.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I AHİRET SULTANI Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I AHİRET SULTANI Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
AHİRET SULTANI

Sultan Hârun tâcını çıkarmakla kalmadı,
Malını ve mülkünü Hakk yoluna harcadı.
Dünyalığı ne varsa ihsan etti hepsini,
Fakir Müslümanlara ağıttı servetini.
Hakk yoluna baş koydu o andan itibaren,
“Fakir bir derviş” derdi, Seyyid Hârun’u gören.
....