Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: 1989
ÜÇÜNCÜ YENİ MANİFESTO
ŞİİR I ÜÇÜNCÜ YENİ MANİFESTO
"Gözümüz yok kolayda, ölçü işi azimdir.
Şiir denen sarayda, aruz-hece bizimdir!
Har vurup savursa da, hayırsız evlatları,
Bilmeliyiz bir sevda, edebî sanatları.
Ölçülü yazmak için, aldırmadan yaşına,
Şâirler hemen geçin, klavyenin başına!""
DENİZ BİTTİ
"...Serbest vezin dediler, şiiri koymadılar.
Ma’nâyı da yediler, yine de doymadılar."
"Üçüncü Yeni bizim, hece ve aruzlu şiir.
Sen de katıl azizim, hesap devri bu devir!"
YÜCEDİRİP STRÜKTÜRÜ
"Ülkemizde siyaseten yeni bölünmelere değil, yeni oluşumlarla küçük partilerin kapatılıp birleşmelerine ihtiyaç vardır. Sadece isim
yapmak ya da küçük hesaplar amacıyla kurulan partilerin hiçbir işe yaramadığını daha anlayamadınız mı?"
Devrik Cümlenin Dilimizi Bozduğunu Bilmiyordum
"Ama şu bir gerçek; o toprağa şekil veren, sadece bilek gücü değil…
Pekiyi nedir onu ayrıcalıklı kılan? "Toprak kap" dediğimiz aslında nedir?
Emeğin, şekle girmiş halidir toprak kap. "Güveç" olur, "testi" olur,
"çömlek" olur aynı mayadan. Zerafetini saklamayan küçük bir vazo olur. Tabak olur, gelir önümüze…
Saksı olur, kucaklar minik yeşilleri… Asildir toprak kaplar, hüzünlüdür biraz da… "
Bu Kafa ve Monna Rosa
"...Asaf Halet Çelebi’nin Türkçe bir kitabına niye, "Om Mani Padme Hum (1953)" adını verdiğini merak ettiğim gibi Sezai Karakoç’un da Monna Rosa’sını hep merak etmişimdir. Öğreniyorum ki, "Om Mani Padme Hum" kelimeleri, Asaf Halet Çelebi’nin, Budizm’e ait bir duayı anlattığı "Sidharta" adlı (saçmalık denilebilecek) denemesinde (bu tür vezinsiz kafiyesiz yazılara şiir demiyorum) geçiyor."
Üçüncü Yeni’ye Erkul da Katıldı
"...Herkes yazsın, elbette.
Ama şiir yazamayanlar, her yazdıklarını; yeni isimler uydurup şiir gemisine yüklemeye
kalkarsa, odun gemileri boş kalır!
*
"Üçüncü Yeni" demek, aslında "Yeniden Şiir" demek...
Akımların sahibi olmaz! Yeniden şiir, diyen herkes; şiir gibi yazmaya karar verirse,
belki bizi de saygı ile anarlar gelecek zamanlarda..."
İSPANYA’DA BARBAROS HAYRANLIĞI
"...Barboros Hayrettin Paşa, Akdeniz’e hükmettiği sıralarda İspanya sahillerine kadar ulaşmış. O sırada İspanya’da yiğitliği ile ünlü Galicia bölgesinin delikanlıları, Barboros’a büyük destek vermişler. Bu iş birliğini içlerine sindiremeyen komşu kent Vigo’nun halkı ise La Coruna’ya
Türklerle ortaklığa girmelerinden dolayı, onlara "Türkler" adını takmışlar. "
"...Dünyanın hiçbir yerinde kendi ulusunun bayrağının dışında, başka ülke bayrağına bu kadar çok sahip çıkan bir taraftar grubu bulamazsınız."
KENAN IŞIK VE TÜRKÇE
"...Ancak, ekonomiyi yakından ilgilendiren bir alanda uzmanlık tahsili yapan
kızımızın darphâneden haberi olmadığı ortaya çıktı.
- Darphâneden haberi olmayan işletme uzmanı, ekonomist olur mu?
- Olur.
- Hattâ, Türkiye’de böyleleri daha makbûldür."
YENİ YIL HAYIRLI OLSUN!
"Kâfirler, kendi yılbaşları olan ocak ayının birinci gecesinde, noel baba yapıyorlar. Güyâ Hıristiyan dîninin emir ettiği küfrleri işliyorlar. Bu gecede tapınıyorlar. Müslümânlar da, kendi sene başı gecelerinde ve günlerinde müsâfeha ederek, mektûblaşarak tebrikleşir. Birbirlerini ziyâret eder, hediye verirler. Senebaşını mecmû’a ve gazetelerle kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün Müslümânlara hayırlı ve bereketli olması için düâ ederler. "
NÜKLEER ORTAKLIK - BHD Haber - 11 Temmuz 2006
"İki ülke anlaşma çerçevesindeki uygulamalar için malzeme, teçhizat ve bileşenlerini transfer edebilirken, Türkiye’ye transfer edilen herhangi bir özel nükleer malzeme; küçük miktarları örnek olmak, standart belirlemek, detektör olarak, hedef olarak ve tarafların anlaştıkları başka amaçlar doğrultusunda kullanılmanın dışında,"düşük zenginleştirilmiş uranyum" olacak.
ROMA SADİZMİ HORTLADI - BHD Haber - 03 Ağustos 2006
"Dünyanın gidişâtı iyi değil. Adeta ortaçağın karanlık günlerine dönüldü. Birileri kan akıtıyor, birileri de çılgıncasına alkış tutuyor.
Roma sadizmi hortladı; güç gösterisi için insanlar katlediliyor; birileri de büyük bir keyifle "Çok yaşa! Vur! Öldür!" diye alkış tutuyor.
Dünya ekranlarda kan, ölüm, barut ve bomba dumanı seyrede seyrede dehşet ve vahşete kanıksadı. İnsanlığın ruh dengesi bozuldu."
İNSANLIK AYAKLAR ALTINDA
"Vahşet, Batı kültürünün özünde vardır. Medeni ve kibar olmaları sadece görünüştedir; makyaj ve imajdır. Merhamet duyguları gelişmemiştir.Hayvanlara –özellikle köpeklere- olan ilgileri de bir tür aşağılık kompleksi ve vicdanlarını rahatlatma terapisidir.
Batı ve Amerikan kültürü vahşette yamyam kabilelerine taş çıkartır."
"- Aynı duruma bizim veya başka bir ülkenin düşmeyeceğinin garantisi var mı?
- Maalesef yok!
- İsrail-İngiltere-ABD üçlüsü yakıp yıkacak, dünyanın geri kalanı seyredecek; öyle mi?
- Gençler, bu dehşet verici tabloyu iyi kavramalı ve kalbinde Allah korkusu taşımayandan her türlü kötülüğün gelebileceğini anlamalısınız. "
Konya Denize Kavuşuyor - Konyamız Gazetesi I 1989
Bilenler bilir... Konya ile Antalya’yı birbirine bağlayan ve Seydişehir merkezli yolun açılışı tam bir yılan hikayesidir. Hem bu hikayeye, hem de 1989 yılında Türkiye ile Konya’nın problemlerine göz atabileceğiniz 12 sayfalık bir Türkiye Gazetesi eki. "Konyamız" ekinde hayata, ülkeye ve o günlerin gündemine dair çok şey bulabilirsiniz. O dönemin reklamcılığını da unutmayalım.
Pırıl Pırıl Hastane - Seydişehir Postası I 1989
“…Devlet hastanesinin imkanlarından hiçbir fark gözetilmeksizin bütün vatandaşlar olarak yararlanıyoruz.
Hasta günlerindeki “hanemiz” burası.”
Sağlık Meslek Lisesi - Seydişehir Postası I 1989
Sefa Koyuncu’nun ’Seydişehir Postası’ gazetesindeki 12 Aralık 1989 Tarihli Yorum Yazısı
Ermenek ve Biz - Seydişehir Postası I 1989
Sefa Koyuncu’nun ’Seydişehir Postası’ gazetesindeki 5 Aralık 1989 Tarihli Yorum Yazısı
HAYAL UFKU
“… Türk milleti son yüzyılı, suni olarak Avrupa devletlerince ortaya atılan problemlerle uğraşmakla geçirmiştir. Bu problemleri çözmek için büyük paralar harcamak zorunda kaldığı gibi, Batıdaki teknolojik gelişmenin nabzını tutma imkanından da mahrum bırakılmıştır.”
“Tarih boyunca illim, fen ve medeniyette, ticaret ve sanatta büyük iş başarmış olanlar, büyük hayâl kurmayı bilenler olmuştur. Hayâl ufku kendi küçük dünyalarından ibaret olanlar ise, bu fani âlemde hiçbir iz bırakmadan silinip gitmişlerdir.”
Ankara Seyahatimiz - Seydişehir Postası I 1989
Bir insan yaşadığı çevreye ve çevresine faydalı olduğu kadar insandır belki de…
Seydişehir’e çakılacak bir çiviye katkı sağlamaya çalışan Sefa Koyuncu, Ankara’da yaptıkları ziyaretleri anlatıyor
DİKTATÖRLERİN SONU
“… Kitlelerin düşünce hürriyeti, Din ve inanç hürriyeti, serbest ekonomik düzen, yani kazanç hürriyeti çığlıklarıyla yankılanan Doğu Avrupa ülkelerinde diktatörler de birer birer devrilmektedir.”
HOŞ SADA
“Ne derler?
“İki kapılı han”
“Misafirhane”
“Giden gelmez, gelen durmaz”
İnanıyoruz ki; boş bir ömürün enkazı yerine “Kubbede hoş sâdâ bırakmak” isteyen şahıslar ortaya çıkacaktır.
SİYASİ İSTİKRAR - 1989
“Siyasi istikrar nasıl sağlanır? Bir kere, son derece hassas bir yapıya sahip bulunan memleketimizin menfaatleri herşeyden önce gelmelidir.”
“Gürültüden patırtıdan arınmış bir siyaset özlüyoruz. Sessiz ve çalışkan insanların, lâf değil, iş ürettiği bir yönetim istiyoruz. Ülkede siyasi istikrarın bu çerçevede sağlanabileceğine inanıyoruz.”
Tarihi Bir Gün… - Seydişehir Postası I 1989
“…Üniversiteler tarihte olduğu gibi, günümüzde de en önemli ilim merkezleridir. İstikrarlı bir öğretim imkanı sağlanan dönemlerde memleketimize değerli ilim adamları kazandıran müesseselerdir.”
TEKNOLOJİ VE İNSAN
“… İşin ilginç olan yanı ise, teknolojinin tehlikeyi insana bu kadar yaklaştırmış olması. Veya insanın modern çağa ayak uydurmak uğruna zehirle iç içe yaşama gafletine düşmesi.”
“…Çıkar yol ise teknolojiyi medeniyetin hizmetine vermektir. Madde ve mânâsı ile, iki kanadı ile yükselen bir medeniyetin.”
DEMİR PERDEDEN KAÇIŞ
“Gelecek nesiller, bu insan tabiatına aykırı rejimin yıllarca büyük bir kitleye nasıl hakim olabildiğina şaşacaklar, komünizmin kanlı macerasını ürpererek okuyacaklar. Bizim şimdiki eski Roma ve Bizans’ın macerasını okuduğumuzda olduğu gibi dehşete düşeceklerdir.”
1
2
3