Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Konular: İnsan ve Toplum
BOSNA’YA YARDIM
Haçlı katliamında akıtılan kan bizim,
Vahşete maruz bırakılan namus bizim, can bizim!
Servetini et feda, yetiş sen de imdada,
Bosna’da yok edilen din bizim, vatan bizim!
ALEV TARLALARI
Çiftçimiz hasat sonu anızları yakıyor,
Yükselen alevlerin seyrine bakıyor.
Kül oluyor canlılar alev tarlalarında,
Bereketli topraklar denizlere akıyor.
MEDENİYET
Yeşillikler olmasa yanar dünya kavrulur,
Ormanlık alanların yağmurları bol olur.
Medeniyet ağacın kıyetini bilmektir,
Havada ne oranı ağaçlarla korunur!
YOLCUNUN DUASI
Soluklanır bir zaman yaprağın nefesinde,
Gider de yorgunluğu öten kuşun sesinde,
Ağacı dikenindir duası o yolcunun,
Dinlenince bir yolcu ağacın gölgesinde.
DAHA YEŞİL BİR DÜNYA
Adım başı bir ağaç köklerini salmalı,
Şehirlerin içi de ağaçlarla dolmalı.
Kasaba ve köylerde kalmamalı kıraç yer,
Dünyamız baştanbaşa yeşil alan dolmalı.
SULARDA HAYAT
Karaya vuran balık ne arıyor sahilde?
Haber veriyor bize tehlikeyi belki de.
“Hayat kalmadı” diyor “yaşadığım sularda”,
Kirletti toprak gibi, insanlar, denizleri de.
ÇİÇEKLER
Çiçeklerden almalı dostluk için bilgiyi,
Soluverir bir anda görmez ise ilgiyi.
Dargınlıklar girince dostların arasına,
Hatırlatır çiçekler, insanlara sevgiyi.
SU VE HAVA
Su ve hava olmasa dünya çöle dönerdi,
Nice canlı varlığın hayatları sönerdi.
Acıyarak Rabbimiz, biz günahkâr kullara,
Esirgemedi suyu, havayı bol gönderdi.
AĞAÇ DİK
Ağaç dik de dönmesin topraklar kül rengine,
Düşmesin güel vatan sahraların dengine!
Sakın ha! “Adam sen de “ diyenlere aldırma,
Taze fidan ekmeye devam eyle sen yine!
ZARARLI GAZ
Sağlığa zarar veren nice gaz var, koku var,
Gazların zararını pek farketmez insanlar.
Ne zaman ki görülür zehirlenme açıkça,
İşte o zaman başlar, kirliliğe isyanlar!
RAHMET
Pırıl pırıl her taraf yağmur, güneş ve karla,
Canlanıyor topraklar sel sel akan sularla.
Yetişiyor her yere Rabbimizin rahmeti,
Bocalayıp dururken insan makinalarla.
ÇEVRE
Büyük nimet var mıdır sıhhatli olmak kadar?
Hastalandıktan sonra malın ne önemi var!
Bağlı ise çevreye insanların sağlığı,
Pırıl pırıl olmalı caddeler ve sokaklar
KAR ALTINDA
Kar altında yürürken hatırlar da baharı!
Tararız bir taraftan buzlanmış ufukları,
Tiitrer hayâlimizde kar taneleri gibi,
Gölgelerin peşinde kaybolan yaz ayları.
LEVHÂLAR
İkâz eder insanı hayattaki levhâlar
Eksik olmaz yine de belâlarla kazâlar,
Koskoca bir levha var nere baksan görülür,
İri harfle yazıyor “Dikkat, dikkat ölüm var!”
TUZAK
Günü gün eder isek dinlemeden yasağı,
Kirletirsek çevreyi düşünmeden uzağı,
Yaşanmaz hale gelir dünyamız da sonunda,
Kurarız kendimize tehlikeli tuzağı.
İLERLEMEK NİYE?
Teknoloji giderken daima ileriye,
Dönüp de bir bakmalı, ara sıra geriye.
Canlılara verdiği zarar giderilmeli,
Zararı çekeceksek, ilerlemek de niye?
NERDE?
Nerde bizim uydumuz, nerde fezâ gemimiz?
Mikroçip sahasında nedir bizim yeriiz?
Akıl almaz gidişle ilerleyen tekniği,
Ağzımızı açıp da hep seyredecek miyiz?
HUZÛR
Teknoloji insanın el emeği, göz nuru,
Bir vâsıta buluşlar, aydınlık ufka doğru…
Gözetilse her işte Rabbimizin rızâsı,
Bulur elbet insanlık aradığı huzuru.
KİRLENEN DÜNYA
Değişti gün geçtikçe bulutun rengi bile,
Zehir düştü toprağa, suya karıştı hile,
Kendi ellerimizle bataklık yaptığıız,
Dünyada kaç insan var, yaşayan sıhhat ile
STRES
“Çağın hastalığı”dır stres denen hastalık,
Müptelâdır bu derde ne yazık ki insanlık.
Birer sinir küpüdür çağımızda insanlar,
Tevekküldür çâresi; hakiki Müslümanlık.
KREŞTE BİR ÇOCUK
Kreşte bir çocuk var, için için yanıyor,
Minnacık elleriyle gözlerini ovuyor,
Dokunsan ağlayacak, ne yetim ne öksüz…
Kreşte bir çocuk var, annesini arıyor.
GELDİ GEÇTİ…
Hangi günü gördük de, o gün akşam olmadı?
Hangi zor gün geçmedi, hangi çile dolmadı?
Kimi kederle, kimi neş’eyle geldi, geçti…
Şu yalancı dünyadan kimse vefâ bulmadı.
BABALAR GÜNÜ MÜ?
“Babalar günü” çıktı, Avrupa modası ya!
Öre geçer babanın, evlât sıkıntısıyla,
Senede bir gün gönlü alınacak öyle mi,
Bir hediye verince, babanın parasıyla?
KAYNAK
Aynı hava değil mi, teneffüs ettiğimiz?
Aynı kaynağın suyu doldurup içtiğiiz.
Kirletirsek durmadan eğer havayı suyu,
Kazdığıız çukura kendimiz düşeceğiz.
ilk
31-45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58