Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Konular: İnsan ve Toplum
DUBLÖR MÜ?
Etmese de şikâyet,
Fâiller vukû’atı...
Dile geldi nihâyet,
Zanlının avukatı!
NÜKLEER NİHÂYET
Rusya ile ha gayret,
Kazmayı vuruyoruz...
Nükleeri nihâyet,
Ülkede kuruyoruz!
URANYUM TAKASI
Çalıştı aylar boyu,
Bölge barışı gâye...
İran’a ambargoyu,
Engelledi Türkiye!
DEĞİŞEN NE?
Kurultayda söyledi,
Yine bildik nakarat...
Eskiden de böyleydi,
Sakarya Dicle Fırat!
PARTİ OTOBÜSÜ
Zonguldak’taki acı,
Herkesi hüzne boğdu...
Kurnaz politikacı,
İçin ise gün doğdu!
PÜF NOKTASI
"Tuzun serinliği, eti bozulmadan Bağdat’a götürür.“ Aynen dediği gibi oldu. Sıcağı sıcağına sizlerle paylaştım...
“-Bağdat’a değil, İstanbul’a getirmiştik ama, et hâlâ buz gibiydi!..”
MORGDA RANDEVU
“-Hocam, falan hastanede çalışıyorum, yolunuz düşerse mutlaka beklerim.”
“-Elbette, hastanenin hangi bölümünde görevlisin?”
“-Morgda!”
“-Morgda mı? Allah yolumu düşürmesin!..”
ERTUĞRUL, NUMARANI İSTEDİĞİN YERE TAŞI!
Ertuğrul Özkök, köşesinde sergilediği bölücülük performansıyla ilgili NTV‘de Banu Güven‘in haber programına da çıktı. Öyle çelişkili lâflar ediyordu ki, dinlerken aklıma Vodafone reklamındaki Selim (Şafak Sezer) ile Tarife (Begüm Birgören) geldi. Aynen, Selim’in, vıdı vıdı yapan Tarife’ye dediği gibi...
“-Ertuğrul, ‘numaran’ı istediğin yere taşı!..”
“-Giderken, Allah aşkına şu ‘Kırmızı!’yı da götür!..”
VİCDAN FİLMLERİ
Yahudiler, Hollywood yapımlarıyla Nazi zulmünü hafızalara kazıdı
GÜZELLİKLER SOLMADAN
Çevreyi korumanın formülünü bulalım,
Maziye karışıp da, artık masal olmadan.
Yemyeşil bir dünyanın gönüllüsü olalım,
Çevremize renk veren güzellikler solmadan.
ÖMÜR
Günler çabuk geçiyor, peşinden koşuyoruz,
Üzülüyoruz bazen, bazen de çoşuyoruz.
Kısacık ömrümüzde, ölümden sonrasına,
Hazırlanmıyor isek, boşa konuşuyoruz!
HAÇLI SEFERİ
Katledildi mâsumlar, kan döküldü yok yere,
Çıktı, Bosna-Hersek’te Haçlı yine sefere.
Çıkardı maskesini sözde medeni Batı,
Bütün dünya seyirci oldu Sırp canilere!
GENÇLİK ÇAĞI
Hatırlıyor da insan çocukluk günlerini,
Kovalıyor durmadan seneler birbirini.
Gelip de geçiveren gençlik çağından sonra,
Anlamaya başlıyor yaşlılık hallerini!
SORULAR (3)
Ben sen o, biz siz onlar: Tehlikede mi canlar?
Azaldı mı oksijen? Çadırda mı gezegen?
Ben sen o, biz siz onlar; yangın ihbarı mı var?
Kıvılcım mı süzülen, ozon deliklerinden?
SORULAR (2)
Ben sen o, biz siz onlar; yaşıyor mu ormanlar?
İnsanlar dinamik mi? Bir deri bir kemik mi?
Ben sen o, biz siz onlar; dünyadaki insanlar;
Çevreniz ölüyor mu? Yüzünüz gülüyor mu?
KIŞ TEMİZLİĞİ
Yine mevsim değişti, bahardan kışa geldik,
Buz kesince havalar kalın urbalar giydik.
Bembeyaz oldu birden kararttığımız çevre,
Şehirlerde dağlarda başladı bir temizlik!
SORULAR
Ben sen o, biz siz onlar; orada nasıl havalar?
Temiz mi, kokulu mu? İnsanlar uykulu mu?
Ben sen o, biz siz onlar; nasıl akıyor sular?
Berrak mı, bulanık mı? İnsanlar uyanık mı?
GÜZEL DİNİMİZ
İhlâs ile dolmalı ruhumuz bedenimiz,
Pırıl pırıl olmalı insanlara sevgimiz.
Sever temiz olanı şanı yüce Peygamber ,
Temizliği emreder, bizim güzel Dinimiz.
EDEN BULUR
Sürünür birgün, seni yerde süründürenler,
Cerska’da tuzak kurup haince öldürenler.
Felâketle apansız, kalır birgün vatansız,
Bosnalı’yı yurdundan sürgüne gönderenler.
AKBABALAR
Nesli tükenen kuşlar kervanı çıktı yola,
Çevreyi harâb eden insanları terk etti.
Geriye kalanların akıbeti hayrola,
Terkeyledi dünyayı, akbabalar da gitti…
İLKBAHAR
Esti baharın yeli, eridi dağlarda kar,
Gürül gürül çağladı ırmakta çoşkun sular.
Neş’elendi tabiat ilâhi hikmet ile,
Erişti ilkbahara kımıldadı ağaçlar.
AHENK
Ağaçtaki yaprağı, çiçekte binbir rengi,
Vezir de ibret ile insanlara mihengi,
Gösterir yüce Allah sonsuz azametini,
İlahî kanun vezir tabiata ahengi.
ÇEPEÇEVRE
Güpegündüz güneşsiz kalmadan güzel şehir,
Çökmeden tepemize bulut halinde zehir,
Kuşatsın çepeçevre ağaçlar çevremizi,
Olmasın atmosferde bir damlacık bile kir!
TABİAT ECZANESİ
Devâdır nice derde çevredeki bitkiler,
Nice ağır hastaya şifasını verirler.
Bitkilerden katre var ilaçlarda, haplarda,
Tabiat bir eczane oldu nice devirler!
ilk
16-30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46-58