Konular

Etiket: şiir

KAN GÖLÜ KAN GÖLÜ Şöyle ağız tadında,
Hedefe varamadık...
Ekonomi bâbında,
Çemberi yaramadık!
HİKAYE I KÜÇÜK BEY - SON OTOBÜS HİKAYE I KÜÇÜK BEY - SON OTOBÜS Küçük bey’in merdivenleri öylesine telaşlı bir çıkışı var dı ki, sormayın. Evin kapısını açan ablasına soluk soluğa:
- Babam evde mi?
- Evde, evde. Hayrola Arif, ne bu telaş?
- Amcam… Amcamı akama kadar dükkanda bekledim, gelmedi de!
- Sâkin ol, az önce babama telefon etti, biraz sonra gelecekmiş.
- Oh! Şükürler olsun. Ben de, başına bir iş mi geldi yoksa diye korkmuştum.
DEBİ DEBİ Şiir bildim bileli,
Ölçülü söz demektir...
Vezinli kafiyeli,
Ma’nâlı öz demektir!
ENTRİKA ENTRİKA Du­rul­ma­yı bek­ler­ken,
Ye­ni dal­ga çı­kı­yor...
Bu de­fa ta­mam der­ken,
Al­da­tıl­mak yı­kı­yor!
GEMİLER GEMİLER Kafkaslara hürriyet,
Gecikmiş bir meramdır...
Sonu gelmez esâret,
Yaşanan hep dramdır!
VİZYONDAKİLER VİZYONDAKİLER Çıktı yine bir yerden,
Bayat seri vizyonda...
Siyah beyaz filmlerden,
Dizi televizyonda!
HİKAYE I KÜÇÜK BEY - SOYGUN HİKAYE I KÜÇÜK BEY - SOYGUN Eşyalar birbirine karışmış, annem aceleyle mücevher kutusuna bakmış, boş olduğunu görünce başlamış ah, vah etmeye.
Önce benden şüphelenmişler. Okuldan beni çağırdılar. Gittiğimde evde polisler vardı. Eve varınca, olayı öğrendim. Annemi biraz teselli ettikten sonra, doğruca babamın yanına gittim. Polis komiseri babama:
MESAJ MESAJ İ­pin u­cu­nu sen de,
Kay­bet­tiy­sen bu a­ra...
Say­borg­lar â­le­min­de,
İn­sa­nı mum­la a­ra!
VER ELİNİ VER ELİNİ Ver e­li­ni gü­lüm ba­na,
Ko­pa­rıl­dın has da­lın­dan...
A­va­re­lik kal­dı sa­na,
Mo­dern­leş­mek ma­sa­lın­dan!
İŞGÜZAR İŞ BAŞINDA - BREMEN ÇALGICILARININ “GRİP” ALEYHİNE AÇTIĞI TAZMİNAT DÂVÂS... İŞGÜZAR İŞ BAŞINDA - BREMEN ÇALGICILARININ “GRİP” ALEYHİNE AÇTIĞI TAZMİNAT DÂVÂS... Gönüllü Riyâkârlar ve İşgüzârlar Projesi (GRİP) merkezinde târihin en garip dâvâlarından biri görüşülüyordu.
Başişgüzâr, yardımcısı Kalınkafa İcrâcı ve Dalgacı Kâtip yerlerini aldıktan sonra, Bremen çalgıcıları nâmıyla meşhur, bir uyuz eşek, bir sokak köpeği, sefil bir kedi ve bir kart horozdan müteşekkil dört kişilik heyete, şikâyetlerini dile getirmeleri için söz hakkı verildi.
HOŞ SADA HOŞ SADA Esti nevbahâr desem,
Tedâisi güzeldir...
Dildârı eden sersem,
Nedim’den bir gazeldir!
TERSÇE TERSÇE Türk di­li­nin be­lâ­sı,
Düz ya­zı­da ters cüm­le...
De­ğiş­me­yen esâ­sı,
Bi­tir­mek­tir yük­lem­le!
YAYGARA YAYGARA Var kabiliyetimiz,
Yeryüzünde gezeli...
Edebiliriz temyiz,
Çirkin ile güzeli!...
ECİŞ BÜCÜŞ ECİŞ BÜCÜŞ Te­dâ­iler yit­tik­çe,
Di­lin ışı­ğı sön­dü...
Gü­zel Türk­çem git­tik­çe,
Çir­kin ör­de­ğe dön­dü!
İŞGÜZAR İŞ BAŞINDA - FEZÂDA MAHSUR KALAN ASTRONOTU YERYÜZÜNE İNDİRMENİN EN KESTİ... İŞGÜZAR İŞ BAŞINDA - FEZÂDA MAHSUR KALAN ASTRONOTU YERYÜZÜNE İNDİRMENİN EN KESTİ... Dimyat’a pirince (Fezâya fethe) giderken, eldeki bulgurdan (SSCB’den) olan Rus Kozmonotu Sergey Krikolev, fezadaki kâbus dolu günlerini ikmal edip, olmayan vatanına (Dağılan SSCB’ne) avdet etmeden önce, Gönüllü Riyakarlar ve İşgüzarlar Projesi (GRİP) merkezinde hareketli tartışmalara konu oldu:
RAYİHA RAYİHA Meyve sebze evvelce,
Türüm türüm kokardı...
Yendiğinde güzelce,
Tadı lezzeti vardı!
KAYIKÇI KAVGASI KAYIKÇI KAVGASI Sâkinleşti ortalık,
Sakın nazar değmesin...
Zokayı yuttu balık,
Filikayı eğmesin!
ŞİİRİMİ İSTERİM ŞİİRİMİ İSTERİM Âhenk­liy­di an­ne­min,
Ağı­dıy­la nin­ni­si...
Ren­gâ­renk­ti ni­ne­min,
Des­ta­nıy­la mâ­ni­si!
BARIŞ ÇUBUĞU BARIŞ ÇUBUĞU Geçmişte mukâtele,
Her millette var idi...
Frenkler aldı ele,
Tehcire kırım dedi!
DEVLERİN AŞKI DEVLERİN AŞKI Fi­nans de­nen sek­tö­rün,
Dö­kü­lün­ce bo­ya­sı...
Kü­re­sel baş ak­tö­rün,
Fe­na çık­tı fo­ya­sı!
ABARTMAYALIM ABARTMAYALIM Biz ne i­sek o­yuz­dur,
Ge­rek yok gös­te­ri­şe...
Ne o­yuz ne bu­yuz­dur,
Sö­ze de­ğil bak i­şe!
DOMİNO ETKİSİ DOMİNO ETKİSİ En baş­ta­ki taş eğer,
Dev­ri­lir yan ya­tar­sa...
Yan­da­ki ba­şa de­ğer,
Yı­kar az gü­cü var­sa!
POSTMODERN POSTMODERN Dün­ya­nın ha­ri­ta­sı,
Ye­ni­den çi­zi­lir­ken...
De­ğiş­ti ha­lî­ta­sı,
Bo­zul­du mâ­hut dü­zen!
KOCA KRİZ KOCA KRİZ So­nu gel­mez hülyâ­mız,
Ba­şı­na ço­rap ör­dü...
Şu ih­ti­yar dün­ya­mız,
Ni­ce k­riz­ler gör­dü!