Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Üçüncü Yeni
Aşk Yüreklere Kor
""Şiirde Türk zevkinin erozyona uğratılmasına karşıyım.
Şiirdeki tını, musikî, hayâl dünyamızın öz çocuğu benzetmeler ve ille de kafiye! Kafiyesiz, ölçüsüz bir şiir mi? Hayır!"
"...Şiirle yaşayan bir toplum iken, şiire hiç aldırış etmeyen bir kalabalık hâline gelmemizde bu ’yeni şiir’ masalının hiç mi kabahati yok! Düşünün... Lütfen düşünün!"
"Dün dediğimiz hazine bir okyanus ise, bugün şiir sanatı diyerek kıvranan kalemlerimiz, suyu çekilmiş bir gölün kalıntısı hâlindeki bir çamur yığınında çırpınan zavallı balıklar gibi değil mi? Söyleyin Allah aşkına! Denizimiz nereye gitti?"
Bu Kafa ve Monna Rosa
"...Asaf Halet Çelebi’nin Türkçe bir kitabına niye, "Om Mani Padme Hum (1953)" adını verdiğini merak ettiğim gibi Sezai Karakoç’un da Monna Rosa’sını hep merak etmişimdir. Öğreniyorum ki, "Om Mani Padme Hum" kelimeleri, Asaf Halet Çelebi’nin, Budizm’e ait bir duayı anlattığı "Sidharta" adlı (saçmalık denilebilecek) denemesinde (bu tür vezinsiz kafiyesiz yazılara şiir demiyorum) geçiyor."
Değişen Komşumuz Suriye
- Vatan haini değil, vatan kahramanı; üzerinde yaşadığımız coğrafyayı Vahdeddin Han’a borçluyuz!..
Güldü.
Ve aleyküm selam; hoş geldin buyur otur, dedi ve devam etti:
- Atsız da öyle diyor.
Eliot, Üçüncü Yeni Öncüsü
"Serbest şiir diye bir şey yoktur ve bu varsayımın ortadan kalkma zamanı çoktan gelmiştir. Serbest şiirin polemik gibi bir bahanesi bile yoktur; bir özgürlüğün savaş narasıdır bu ama sanatta özgürlük olamaz."
Biz demiyoruz, Nobel edebiyat ödüllü İngiliz şâir ve yazar Thomas Stearns Eliot diyor.
O Ses Türkiye
"...Biz maalesef Batı’nın ahlâksızlıklarına ilaç diye sarıldık. Biz Batı’nın ahlâksızlığını almak yerine, ilim ve san’atını almakta yarış etmeliydik!"
"...Türk şiirinin en büyük zorluklarından biri, klasik edebiyattan beslenecek damarlarının tıkanmış olmasıdır. Bugün herhangi bir insanın şiirine baktığınızda, geleneğimizin kodlarını göremediğimiz için kendimize son derece uzak hissedebiliyoruz."
Şiirsever Başbakan
"- Tek bir cümleyle, aşk sizce nedir?
- Aşk, kişinin sevdiğinde yok olmasıdır...
"Bu şarkı burada bitmez" adlı bir şiir kaseti de çıkaran Erdoğan, 1997’de okuduğu bir şiir yüzünden mahkûm edilir. Pek tabii ki, Emine Hanım için de zor günler başlar... Dört ay, Pınarhisar Cezaevinde yatan Erdoğan’ın, çıkardığı şiir kasetinin bütün gelirini (29 milyar lira) düşünce suçlularına bağışlaması da oldukça manidar."
Zonaro’nun Sahtekarlığı
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.‘nin yayınladığı, 1453 Kültür ve Sanat Dergisi, Fatih Sultan Mehmed Han‘ın, İstanbul‘a girişini ve gemilerin karadan yürütülmesini tasvir eden resimlerin İtalyan Fausto Zonaro‘ya değil; Balkan Savaşları‘nda şehid olan ressam Hasan Rıza‘ya ait olduğunu ispat etmekle büyük bir başarıya imza attı."
- İngiliz Edward Jenner‘in de çiçek aşısını Türklerden öğrenip, dünyaya kendi buluşuymuş gibi sunduğu ve ödüller aldığı bilinmektedir. “Çiçek aşısı 1762’de Müslüman Türkler tarafından keşfedildi. 1796’da Jenner bu aşıyı Avrupa’ya götürdü. Haksız olarak çiçek aşısını bulan kimse unvânını aldı.”
Yeni Edebi Akımlar
Üçüncü Yeni! Nedir bu üçüncü yeni? Sefa Koyuncu’nun öncülüğünü yaptığı ve Türkiye Gazetesi’ndeki köşesine de ismini veren Üçüncü Yeni’nin hikayesi... "Şiirle nesir birbirine karışır. Gençler arasında yaygınlaşan serbest modasıyla, vezinli kafiyeli hâlis Türk şiiri gözden düşürülür. Artık eşyanın tabiatına aykırı olarak, ’serbest’, yani düzyazıya şiir denir. Zamanla, aruz ve heceyle yazılan şiirden zevk alınmaz, hakîki Türk şâirleri okunmaz, hatırlanmaz olur. Bu yıllar darbe alan sâdece şiir değildir; nesir (düzyazı), dolayısıyle dil de büyük yara alır."
1
2