Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Konular: Tarih
93’E GİRERKEN
“… Kronikleşen enflasyon sebebiyle Türk parasından kaçış artarken, dövize olan yöneliş artmıştır.”
“… Ekonomik meseleler devirdaim makinası gibi problemleri yeni yıllara devrederken sosyal meselelerimizde de ciddi gelişmeler olduğunu söylemek oldukça zordur. Yeşil Kart verilenlere bütçeden ayrılan tahsisatın dört bin lira gibi bir rakamla ifade edilmesi, Yeşil Kart politikasının iflas ettiğini göstermektedir.”
ZİHNİYET REFORMU
“… Değişen Dünya, değişik problemlerle karşı karşıya bulunuyor. Bütün bunlar ve Türkiye bakımından meydana gelen olumlu tablo yeni bir uyanış gerektiriyor. Kendini ve dış dünyasını bulan bir Türkiye uyanışı. Bu uyanışın icabı. Türkiye’nin dış politikasında yeni bir devir başlatmasıdır.”
“… Devleti büyük görmenin, göstermenin, büyük düşünmenin, yeni bir dış politikanın hareket noktası eğitimdir; eski dar kalıplardan çıkmaktır. Türkiye bunu mutlaka yapmalıdır. Eğitim sistemimiz gençlere güven aşılamalı ve büyük ufuklara yönelmelerini sağlamalıdır.”
“… Zihniyet reformu, kolayı terk etmek zor bir iştir. Bu zor işi başarmamız gerekiyor.”
Küçük Sanayi Zorda - Seydişehir Postası I 1992
“… Asgari ücretten vergi alınmamasını da isteyen sanayi sözcüleri, işletmelerde tasarruf, konut fonu muafiyet sınırının 10 kişiden 20 kişiye çıkarılmasının faydalı olacağını dile getirmişlerdir.“
“…Anadolu sanayicisi gerekli desteği bulduğu zaman ve kendisine kabiliyetini ortaya koyacak imkan tanındığı zaman neler yapabileceğini göstermeye hazırdır.”
DEVLETİN YÜKÜ AĞIR
“… Başka ülkelerde devlet denildi mi asayiş, sağlık, savunma, eğitim ve altyapı hizmetleri akla gelir. Türkiye’de ise devlet denilince akla hemen KİT’ler gelir. Almak gelir, satmak gelir. Kâr gelir, zarar gelir. Yani devlet büyük çapta ticaretle uğraşıyor.”
“…Devlet binbir dalda uğraştığı ticari faaliyetleri millete devrederek, asli fonksiyonlarına çekilmedikçe Türkiye’nin süper kalkınmış bir ülke konumuna gelmesi asla mümkün değildir.”
SİYASET HAREKETLENDİ - 1992
“… Son gelişmeler iyi değerlendirildiğinde ülkenin idari ve ekonomik sahalarda radikal reformlara ihtiyacı olduğu açıkça görülmektedir.”
ZİRVEDEKİ HEYECAN
“…ABD ve Batı Dünyası, bağımsızlığına yeni kavuşan bu ülkeleri ekonomik ve kültürel açıdan elde etme yolunda yoğun bir gayret için eğirmiş bulunmaktadır. Elbette ki karşılıklı menfaatlerin gözetilmesi kaydıyla ikili münasebetlerin geliştirilmesi zaruridir. Ancak Asya türk Cumhuriyetleri’nin serbest piyasa ekonomisinde başlangıç safhasında olmaları uyanık Batılılar karşısında önemli bir dezavantadır. İşte bu noktada devreye Türkiye girmeli ve bu ülkelerin Batı ile münasebetlerini düzenlemelidir.”
DEĞİŞEN - DEĞİŞMEYEN
“… Demek oluyor ki, seçim öncesi koparılan fırtınalar boşunadır. İktidarların değişmesi problemlerin çözümüne yetmemektedir.”
“… Başbakan Demirel. Uyumlu bir çalışma gösterdiğini söylediği hükümet ile Türkiye’nin meselelerinden hangisini çözmüştür?”
“… Türkiye, idarî ve iktisadi sahalarda sıçrama yaparak hantal yapıdan kurtulmadığı takdirde iktidarlar gelip gidecek, problemler ise yerinde kalmaya devam edecektir. Geriye bakarak son kırk yılın kısa bir muhakemesini yaparsak, iktidarların değiştiğini, ancak problemlerin hiç
değişmediğini görürüz.”
“… Bizim aydınlar Batı’yı taklit ederken modayı, müstehcenliği ve müziği alacakları yerde, teknoloji ve ekonomik akıl alsalardı bugünkü duruma düşer mi idik?
DİPLOMATİK MUHAREBE
Muavenet Zırhlısı Olayı’nın yaşandığı günlerde yazılan bir yazı…
“Sağ gösterip sol vurmak” milletlerarası münasebetlerde günün modası. Hangi hadiseye baksanız bu düşüncemizi teyit eden örnekler bulursunuz.”
“… Hasımlarımız adeta vur kaç usulü ile bizim ekonomimizi devamlı baltalıyorlar. Kim ne derse desin, Güneydoğu’daki terör hadiseleri bu milletin trilyonlarını yutmuştur.”
“… Türkiye ve Türk insanı adeta ateşle imtihan edilmekte, binbir gaile ile uğraşmaya mahkum edilmektedir. Bu millet bütün ekonomik gücünü Güneydoğu ve diğer meseleleri yatıştırmak için harcarsa nasıl kalkınacak?”
STATÜKO VE TRANFORMASYON
“… Devlet, her türlü sinaî ve ticarî faaliyetlerden hatta hizmet kesiminin bir kısmından çekilmelidir. Çünkü devlet, iş yeri sahibi birisi gibi kâr zarar hesabıyla yatırım yapamaz. Para (sermaye) devletten oldukça kimse kâr zarar için sorumluluk almaz. Bedavacılığın güvencesi olmamalıdır.”
GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE
“…İç ve dış düşmanlarımız ise istikrarsızlığın devamından yanadır. Millet olarak bize düşen düşmanlarımızın oyununa gelmemek ve birbirimize destek olarak birlik ve beraberliğimizin devamına çalışmaktır.”
“… Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen Batı ve ABD, bize hasım olan nifak mihraklarını kışkırtmakta, milletimizin ödediği vergilerle biriken devlet hazinesini terörü bastırma yolunda harcatmaktadır.””
“… Avrupa Topluluğu güneydoğu meselesini dünya meselesi yapma gayretine düşmüştür. Halbuki güneydoğu meselesi Türkiye’nin kendi iç meselesidir ve Hıristiyan alemini ilgilendiren bir tarafı da yoktur.”
“…Avrupa ve ABD, Türkiye’nin Asya Türk Cumhuriyetlerine el uzatmasını önler. Türkiye’nin büyük yatırımlara girmesine engel olur. Türkiye’yi hem karıştırır, hem de basın yayın organlarında can ve mal güvenliği olmayan ülke diye göstererek yabancı yatırımları önler ve turizmi baltalar.”
Mücahidler Bosna’da - Seydişehir Postası I 1992
“Müslüman Türk milleti açlığa, susuzluğa, parasızlığı, enflasyona, pahalılığa, işsizliğe asaletinden gelen bir sabırla tahammül eder, sabır ve sebatı, tevekkülü hiçbir zaman elden bırakmaz ama eğer birileri onun iffeti, namusu, şerefi ve haysiyeti ile oynamaya kalkarsa işte o zaman ölümü göze almaktan çekinmez.”
YENİ DÜNYA DÜZENİ
“Sırp, Ermeni, Rum, PKK, Haçlı ordusunun neferleri olup, Müslümanları imha için Hristiyan Kiliseler Birliği’nin emrindedirler. Ve öldürdükleri Müslümanlara karşılık para alarak ödüllendirilmektedirler. PKK militanlarına direnen ve devlete sadık devlet memurları, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da adeta devlet tarafından tenzil-i rütbe ile batıya tayin edilmektedir. Birkaç oy uğruna devletin temeli dinamitlenmektedir.”
KALKINMA POLİTİKASI
“… Türkiye’de ‘İkinci Cumhuriyet’ tartışmaları sürerken 70 yıldır uygulanan kalkınma politikalarının vatandaşla bütünleşmediği noktası üzerinde durulmalıdır.”
“… Devlet eğer sıradan vatandaşa Ahmet’e Mehmet’e ve Hasan’a destek olup kendi işini, kendi tezgahını kendi hesabına işleten bir insan haline getirebilseydi işsiz vatandaş mı kalırdı?”
“… Vatandaş devlet kapılarında iş beklemeye devam ediyor. Komünist sistemin asıl çöküş sebebi de bu değil mi?”
BOSNA-HERSEK-KIBRIS
“… Daha da acısı, bundan sonraki saldırılar ülkemize (Allah korusun) sirayet eder, Balkanlardan bir savaş kıvılcımı sıçrarsa caydırıcılık vasfımız ve şansımız ne olacaktır?”
“… Bosna Hersek’e, Karabağ’a müdahale etmeyen, Kıbrıs’ta Türk’e hayat hakkı tanımayan uluslararası kuruluşlarla münasebetlerimiz gerekirse yeniden gözden geçirilmeli, Türkler uğradıkları haksızlıkları dünya kamuoyuna anlatabilmelidir.”
BATI MEDENİYETİ
“… Bugünü Avrupalıların dedeleri, medeniyyet vasıtası olan bu şeylerden habersiz iken, isla memleketlerinin her tarafında muntazam mektepler, medreseler, fakir ve yoksullar için bakı evleri, aşhaneler, hanlar, hamamlar ve daha nice hayır ve iyilik müesseseleri kurulmuştu.”
ERMENİLER YİNE SAHEDE
“… Ermeniler kendi kafaları ile kendi insiyatifleri ile Türk topraklarına saldıramaz. PKK’da kendi düşüncesi ve gücü ile Türk milletinin karşısına çıkamaz. Ancak maşa olarak kullanılabilirler. Batı’nın emellerine alet olabilirler. Ermeni’nin ve PKK’nın elinden gelen ancak budur.”
Prens Charles’in Gezisi - Seydişehir Postası I 1992
… Gezisini basından ilgiyle izlediğim İngiliz Prensi’nin 30 kilometre kadar yakınımızdaki Beyşehir’e geleceğini öğrenince kalkıp Beyşehir’e gittim. Prens’in danışmanının verdiği bilgiye göre “Gezi İslam mimarisi üzerine inceleme” maksadı taşıyordu.”
ERMENİ VAHŞETİ
“… Besle kargayı, oysun gözünü” deyimi, Türk-Ermeni münasebetlerinin dünü ve bugününü özetlemektedir.”
“… Yukarı Karabağ’da binlerce şehid ile yüreği yanan Azerbaycan Türkleri ile birlikte infial içinde olan Türk ve İslam dünyası elbette ki, Ermeni eşkıyasına pabuç bırakmayacak, bu olaylara seyirci kalmayacaktır.”
ÇEVRE PANELİ
“…Anadolu’yu da erozyona uğratıp yeniden yurt aramaya çıkmak zorunda kalmayalım. “
“İlim adamlarımız Türkler’in neden çiçeği yeşili korumaya dikkat etmediğini araştırıp bulması lazım. Eğer bir belediye başkanı şehrin ortasına ektiği çiçekleri zabıta gücü ile korumak zorunda kalıyorsa bu konuda köklü bir eğitime ihtiyaç var demektir.”
Ne Halleri Varsa Görsünler! - Seydişehir Postası I 1992
“… Teslim edivererelim, kimsesiz çocukları da misyonerlerin eline. Yardıma muhtaç çocuklar meselesini böylece kökünden hallediverelim gitsin! Atalım çocukları başımızdan. Rahatımıza bakalım.”
“…Gevşediğimiz bir vakıa!
İnanç olarak Hıristiyanlığı seçenimiz yok ama, hıristiyanlara ait adetleri uygulamaya başladığımız da acı bir gerçek olarak ortada. Bu da gösteriyor ki, misyonerlerin filimlerle, kitaplarla ve lüks yerlerde yaptıkları sinsi propaganda tesirini göstermiştir.”
S.O.S Çocuk Köyleri ve Ayasofya - Seydişehir Postası I 1992
“…Ve efendim Almanlar, Avusturyalılar, daha doğrusu Dünya Kiliseler Birliği’ni destekleyen İngiltere, Fransa, İtalya (Daha say sayabildiğin kadar) gibi ülkeler finanse ettikleri bu köyde Türk çocuklarının Türk örf ve adetlerine, inançlarına göre yetiştirecekler öyle mi?
- Sen git onu kardan adamın külahına anlat!
“...Binlerce şehid vererek kurtardığımız Kıbrıs’ta olan şu faciaya bakınız?
- Kıbrıslı yetimler S.O.S. Çocuk Köyü’nde Hristiyan merhametine terkedilecek”
S.O.S Çocuk Köyü - Seydişehir Postası I 1992
“Şu Avrupalılar, Türkiye’yi sömürge mi zannediyor ne?
Neymiş efendim? Çocuk köyü kuracaklarmış da, kimsesiz çocukları bu köyde eğiteceklermiş. Köyün adı da S.O.S. (İmdat çağrısı) Çocuk köyü.”
“… Afrika ülkelerinde kurdukları S.O.S. Çocuk köyleri, ssağlık kuruluşları ile misyonerlik faaliyetlerini sürdürerek, genç beyinleri ele geçirdikleri gibi, Türkiye’de de serbestçe Hristiyanlık eğitimi yapabileceklerini mi zannediyorlar? “
AYAKTA KALMAK
“… Nice milletler vardır ki, kendi öz kültürlerine sahip olamadıkları için tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir. Ancak öz benliklerini korumayı bırakan milletler 21. Yüzyılda da ayakta kalmayı başarmışlardır.
Türkler büyük bir ekseriyetle ayakta kalmayı, millet olarak varlıklarını sürdürmeyi başaran toplulukların başında gelir. “
GELECEKTEN BEKLEDİĞİMİZ
“…Bu vatanı canları pahasına düşman istilasından kurtararak bize emanet edenler acaba ne düşünüyorlardı, bizden ne bekliyorlardı dersiniz?
Bir iki nesil önce kaleme alınan eserlerden anlıyoruz ki, bu vatanı bize bırakanlar herşeyden önce vatanın ve milletin istiklâlini ve birliğini muhafaza etmemizi istiyorlardı.”
1-15
16
17
18
19
20
21
22
23