Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Konular: Tarih
KANLI SENARYO
“…Bu millet, sokakların kan gölüne döndüğü, kimin ne için kime ateş ettiğini anlıyamadığı bir devri yaşadı. Bu millet, 12 Eylül öncesi kördöğüşünü ibret ve dehşet içinde yaşadı.”
“… Terörün hedefi ise, öğrencisi, işçisi ile milleti yeniden kamplara bölerek, merkezi otoriteyi zaafa uğratmaktır. Vatandaşı birbirine düşürerek, yeniden karanlık bir akıbete zemin hazırlayacak kördüğüşünü başlatmaktır. “
ERMENİ TASARISI
“…Bu hassas konu gündeme geldiği zaan, her seferinde yoğun bir gayret içine giriyor ve tehlikeyi bertaraf ediyoruz. Ancak, esas yapılması gerekenin, konu gündeme gelmeden de çalışmaları aralıksız olarak sürdürmek olduğu unutulmamalıdır. Türkiye, Ermeni engelini mutlaka aşmalıdır. Konu gündemden çekildiği zaman, biz de knuyu adeta unutuyor ve karşı faaliyeti yavaşlatıyoruz. Bir asırdır bize pahalıya patlayan bu meselenin kökünden halledilmesi için, aralıksız çalışmalar yaparak, gerçekler kalın kafalara dank ettirinceye kadar mücadele verilmelidir.”
89’UN ARDINDAN
“…1989 Nasıl bir yıldı?
Dünya konjonktürü açısından ele aldığımızda, “Gorbaçov’la başladı, Çavuşesku ile bitti” şeklinde özetleyivermek mümkün.”
Cami mi Kilise mi?
“Ayasofya’nın ibadete açılmasanın istenmesi cami azlığından değildir. Bu hadisenin dünyaççapında büyük önemi vardır. Ayasofya, Türk’ün İstanbul’a hakimiyetinin sembolüdür. Hilal ve Haç mücadelesinin düğüm noktasıdır. Daha açık bir ifadeyle, Türk vatanında egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun göstergesidir.”
KADİR DEMİR’İN ÇAĞRISI (AYASOFYA)
Konu Ayasofya’nın ibadete açılması.
“…Türkiye’de en önemli mesele, millî davalara kamuoyunca sahip çıkılması meselesidir. Milletçe Ayasofya davasına sahip çıktığımız ve sesimizi duyurduğumuz zaman eminiz ki, açılmadık kapı kalmayacaktır.”
“Her karış toprağı şehid kanı ile yoğrulmuş olan bu aziz vatanımızdaki mukaddes emanetlere sahip çıkmak her Müslüman-Türk için birinci vazifedir. İnanıyoruz ki, bu memlekete hizmet eden ve bu milletin mukaddesatına sahip çıkanlar ulemanın, şühedanın ve evliyanın hayır dualarına kavuşacaklardır
HAH ŞÖYLE !
“…Aynı cümleyi, aynı günün gecesi bir defa daha kullandık. Bu defaki olay ise, “Ermeni tasarısı” konusunda TV’deki açık oturudu. İktidarı ve muhalefetiyle, siyasi parti temsilcileri aynı noktada birleşerek, ortak tavır alıyorlar ve şöyle diyorlardı:
“ABD, Ermenileri reddetmelidir.”
DEMİR PERDEDEN KAÇIŞ
“Gelecek nesiller, bu insan tabiatına aykırı rejimin yıllarca büyük bir kitleye nasıl hakim olabildiğina şaşacaklar, komünizmin kanlı macerasını ürpererek okuyacaklar. Bizim şimdiki eski Roma ve Bizans’ın macerasını okuduğumuzda olduğu gibi dehşete düşeceklerdir.”
MALAZGİRT DESTANI
“Bizans’ta ihtilaller, ayaklanmalar, isyanlar ve günübirlik suikastlerle yapılan iktidar değişiklikleri olağan işlerden sayılıyordu. İnsan denilen varlığın hiç mi hiç kıymeti yoktu. Hele kadınlar eğlence vasıtası olmaktan başka kıymet taşımazdı.”
BULGAR VAHŞETİ
“… Her fırsatta insan haklarından bahseden ve bizim hapishaneleri teftişe gelen uluslararası kuruluşlar ve Batılı devletler, Bulgar zulmü karşısında gereken tepkiyi göstermemekte ve adeta bu vahşeti görmezlikten gelmektedir. “
AYDIN NEDİR?
Gerçekten okunası bir ‘aydın’ yazısı.
“Bu cevaplar aslında vatandaşın “Aydın”ı tanımadığını ortaya çıkarıyor. Tabii bu arada aydınların kendilerini vatandaşa kabul ettiremediklerini de ortaya koyuyor. Böylece aydınların halktan kopukluğuna dair iddialar doğrulanmış olmuyor mu?
TRT’DEN BEKLEDİĞİMİZ
"...İkinci dünya harbinden sonra milletler arasındaki psikolojik savaşın şiddetlendiğini, günümüzde de olanca şiddetiyle devam ettiğini unutmamalıyız."
"...Rusya ve Amerika başta olmak üzere diğer batılı ülkelerde propaganda için milyarlarca dolar harcamaktan çekinmemekte, modern emperyalist zihniyetleriyle ülkeler üzerinde hakimiyet tesisine çalışmaktadırlar. Günümüzün en etkili propaganda aracı olan televizyonu kullanabildikleri ölçüde de hedeflerine yaklaşacaklardır."
LUNS’UN KİTABI VE ERMENİLER
Sefa Koyuncu’nun ’Seydişehir Postası’ gazetesindeki 11 Ekim 1988 Tarihli Yorum Yazısı
"...Avrupalıların tek bildikleri şey Ermeni iddialarıdır. Birinci Dünya Savaşında Ermenilerin kaç Türk’ü öldürdüğünden kimsenin haberi yok."
"...Amerika ve Avrupa’nın da, NATO eski Genel Sekreteri Joseph Luns’un yeni kitabındaki ikazlarına kulak vererek, Ermeni yalanlarına kanmamaları, ilmi araştırmalara önem vermeleri temennimizdir."
Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları sadece Batı dünyası tehdit ettiğinde mi gündeme gelmeli? Yazı 1988 yılından...
5 Ağustos Yaklaşırken - Seydişehir Postası I 1988
"5 Ağustos, Seydişehir’de sosyal ve ekonomik yönden büyük gelişmelerin de başladığı gündür."
"...Alüminyum Tesisleri’nin kurulması Seydişehir’de büyük çapta nüfus akınının başlamasına ve dolayısıyle sanayi ve ticarette de büyük bir hareketliliğe yol açmıştır."
Ver Elini Akdeniz - Seydişehir Postası I 1988
Konya - Seydişehir - Antalya yolunun açılması. Bir yol hikayesiydi, en uzunundan. Bugün değerlendirilebildi mi, bunu yöre halkı bilir.
"... Fakat Anadolu toprağının Akdeniz’e, Akdeniz’in mavi sularının da Anadolu’ya hasreti tarih kadar eskidir. İki ayrı iklim, iki ayrı dünyayı birleştirecek olan yolun bir an önce tamamlanmasını bekleyeceğiz. Ve diyeceğiz:
- Ver elini Akdeniz,
- Ver elini Anadolu’ya."
İşçi Ne Yapsın? - Seydişehir Postası I 1988
Hükümet, Muhalefet, Sendika, İşveren, İşçi... Hep bir ağızdan "İşçinin ekonomik durumu düzeltilmeli" diyor.
Ama kimse çözüm üretmiyor. İşçi siyaset malzemesinin baş argümanı. Teşhiste birlik var, fakat tedavi için formül bulunmuş değil. İş tedaviye gelince birlik bozuluyor. 1988 Türkiye’si ve siyasetinden manzaralar...
Tesislere Cami - Seydişehir Postası I 1988
Taksim’e Camii Projesi ne kadar gündem olmuştu bu ülkede değil mi? 1988 tarihli yıllarda Dünyanın üçüncü büyük, Türkiye’nin en büyük Alüminyum Fabrikası da benzer tartışmalara ev sahipliği yapmıştı. Aslında çok tartışma yoktu belki de, bürokrasi tesise cami yapılmasını geciktiriyordu ve bu da yeterli oluyordu.
Ekran Gazetesi - Seydişehir Postası I 1987
Teknolojideki gelişime meraklıysanız işte bu yazıyı okumalısınız. "Ekran Gazetesi"; günümüz internet yayıncılığı ve bir dönemin teleteksinin temelleri aslında. 1987 yılında Başbakan Turgut Özal’ın Antalya mitinginin 48 metre kare ekranla İstanbul’a yansıtılmasının PTT sayesinde olduğunu ve bunun günümüz video konferanslarının temelini teşkil ettiğini biliyor muydunuz?
Haydi en iyisi bir göz atın.
DON KİŞOT SENDROMU ERMENİ SOYKIRIMI KOMEDYASI
Don Kişot’u bilirsiniz. Hani şu yel değirmenleri ile savaşan uçuk-kaçık adam!
İşte bu komik adamla, Ermeni Soykırımı Komedyası’nı sahneye koyanlar arazsında büyük benzerlikler var. Çünkü bunlar tıpkı Don Kişot gibi hayâletle uğraşıyor, yel değirmeni ile savaşıyorlar. Postmodern Don Kişot Jucques Chirac ile Paris şövalyeleri bir yasa çıkardı. Bu hilkat garibesi yasa için Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Bernan Garciü "Bir buçuk satırlık garip yasa" dedi. ABD’nin Ankara Büyükleçisi Robert Pearson UFO benzetmesi yaptı. Ben de bu ucubeye"Şanso Pansa Yasası" adın verdim.
1-15
16
17
18
19
20
21
22
23