YERİNDE SAYMAK
“… Türkiye’de siyasi gündem kırk yıldan beri hiç değişmiyor; gerginlik, kavga, kısır çekişme, küçük hesaplar, ayak oyunları. Dünya kırk yılda nereden nereye geldi; biz neredeyiz? 20. Yüzyılın sonunda dünya neler konuşuyor, nereye koşuyor; biz nelerle uğraşıyoruz.”
“… Hükümetler ertelemeyi çözü olarak görüyor, göstermeye çalışıyor. Dünya menfi istatistiklerinde -enflasyon, işsizlik, kalkınma- ön sıralara yükseliyoruz. Yarışı başlarda değil, sonlarda götürüyoruz.”
“… Savaşta yıkılan Avrupa’nın, Almanya ve Japonya’nın son elli yılda aldıkları mesafeye bakın, bir de savaş görmeyen Türkiye’nin haline. Memleketimizin iyi idare edildiğini -bazı dönemler hariç- söyleyen varsa ayağa kalksın.
Artık Türkiye’nin gündemini değiştirme zamanı değil mi, ne dersiniz?”
DÜŞÜNÜNCE
“Şu Batı modeli demokrasi bizi Doğulu bünyemize uymadı gitti. Galiba uymayacak da… Biz uyanmadıkça, demokratik sandığımız platformlarda patinaj yapmaya devam edeceğiz.”
“…Seçeceğiz, seçileceğiz, vatanı, bayrağı, milleti sevdiğiizi, illiyetçi, muhafazakar olduğumuzu söyleyeceğiz; söyleyenleri alkışlayacağız…”
“…Kuruluyor mu, kurulmuyor mu derken madalyonun öteki yüzünde işçi grevleri, enflasyonun tırmanışı, Güneydoğu’da ve Kuzeybatı’da yani İstanbul’da PKK terörü can almaya devam edecek.. Dış dünyada çevremizi kuşatan ateş çemberi daralmaya….”