Konular

Etiket: Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği

Çalışan - Çalışmayan - Seydişehir Postası I 1995 Çalışan - Çalışmayan - Seydişehir Postası I 1995 “… Sadece söz ile ‘Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız’ demekle Seydişehir il olmaz. “
“…Seydişehir’deki her siyasi partiden kendi çapında girişimde bulunmasını istiyoruz.”
İhmalin Neticesi - Seydişehir Postası I 1995 İhmalin Neticesi - Seydişehir Postası I 1995 “… Bu duruma göre Konya-Seydişehir-Antalya yolu, bu yılda kaldı. Müteahhit yine de çalışır görünecek fakat iş yapmayacak. Geçen sezon yüzde 25 kapasiteyle çalıştı, koskoca yazı boşa geçirdi, bu yıl yüzde on kapasitenin de altında çalışacak, yani çalışır görünecek.”
TÜRKİYE GERÇEĞİ TÜRKİYE GERÇEĞİ “… Statükocular ekonomi ve bürokraside, hatta dış politikada değişimin karşısındaydı. Bu sebeple özelleştirmede mesafe alınamadı. Seçim sisteminde ve idari yapılanmada reform yapılamadı. Başkanlık sistemine geçilemedi.”
“…1980’li yıllarda Türkiye’nin uluslararası alanda attığı ileri adımlar ,eski hasımlarını harekete geçirmekte gecikmedi. PKK, Güneydoğu, Demokratikleşme, Kıbrıs ve Ege gibi, bilinen enstrümanlar kullanılmaya başlandı. Yunanistan ve Almanya açıkça Türkiye’nin karşısında yer aldı. Hollanda, sürgünde Kürt Parlamentosu kurulmasına izin verdi. İçimizdeki karanlık ruhlu sözde aydınlar PKK’ya açıkça destek verdiler…”
Sendika Seçimleri - Seydişehir Postası I 1995 Sendika Seçimleri - Seydişehir Postası I 1995 “… 1980 öncesini yaşayanlar gayet iyi bilirler. İşçi, öğretmen, öğrenci ve hatta emniyet güçleri bile kamplara bölünmüş, birbirine düşmüştü.”
“… Çok sayıda suçsuz insan, sıkı yönetim mahkemelerinde yargılanmış ve nihayet beraat etmiştir.”
Zeki Uğur Soylu - Seydişehir Postası I 1995 Zeki Uğur Soylu - Seydişehir Postası I 1995 “… Esas itibariyle bölge halkının ve özellikle sanayici, iş adamı ve nakliyeci esnafının umudu haline gelen bu yolun Türk ekonomisine de yeni ufuklar açacağını bilen hükümet yetkililerinin ve Bölge Milletvekillerinin, yolun tamamlanması için gereken ödeneceğin temininde destek olmalarını bekliyoruz.”
TAMPON BÖLGE TAMPON BÖLGE “… Zira Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızda Türkiye’nin taraf olduğu bir savaşın çıkması en azından Türkiye ve Ortadoğu’daki gelişmişlik düzeyini elli yıl daha geriye götürür.”
“…Ortadoğu’da çıkacak bir savaş, yine Batı’nın ve Amerika’nın işine yarar. Yunanistan ve Rusya ise, böyle bir depresyondan güçlenmiş olarak çıkabilir.”
PKK ve Ötesi - Seydişehir Postası I 1995 PKK ve Ötesi - Seydişehir Postası I 1995 “…İmanlı ve güçlü olmak, bu yarışı kazanmanın ilk ve tek şartı. Zira, Türkiye’nin karşısında, Hakuk’a, Zaho’da cephanesini bırakıp kaçan kiralık katil PKK militanları değil ‘Yedi düvel’ vardır.”
“…
BİRLİK VE BERABERLİK BİRLİK VE BERABERLİK “…Türkiyemiz’in başına durmadan yeni gaileler açmak, terörle kardeş kavgasıyla uğraştırarak, bu gaileleri bertaraf etmek için devletin trilyonlarını harcatarak, hazinemizi zayıf düşürmek, sanayileşmemizi ve kalkınmamızı baltalamak, dolayısıyla insanımızı moral çöküntüsüne sevketmek, hayat standardının yükselmesini önlemek, Avrupa’dan öteden beri bize uyguladığı, adı konulmamış savaş stratejisidir.”

“…Batı’nın ötedenberi bize uyguladığı, böl parçala, karıştır, uğraştır taktiğinin bir asırdır önüne geçilemediğine göre, yapılacak en tesirli iş, birlik ve beraberliğimizi canlı tutmak, devlet, din, vatan ve bayrak mefhumları etrafında sımsıkı kenetlenmektir.”
“…Kitleleri provake etmekte yeni yeni metodlar, taktikler geliştiren dış güçlerin tahriklerine kapılarak, birbirimizle kavgaya girişmemiz, ancak düşmanları sevindirir.”
“Atalarıız ‘öfkede akıl olmaz’ derken biranda parlamanın şuursuz hareketlere yol açabileceğini ifade etmek istemişlerdir. Neticede alınan ve başarıya ulaşan işler, sabır ve sükunet içerisinde, mantık ölçüleri içerisinde hareket ederek yapılan işlerdir.”
Yeni Antalya Yolu - Seydişehir Postası I 1995 Yeni Antalya Yolu - Seydişehir Postası I 1995 “… Yolcu, yabancısı olduğu bir şehirde rastladığı kişiye sorar:
- Bu yol nereye gider?
Adem başını iki yana çevirdikten sonra cevap verir:
- 50 yaşıma girdim. Bu yol bildim bileli buradadır. Hiçbir yere gitmez!...
Bizim, Konya-Antalya yolu da öyle. 405- yıldır burada ve aynı durumdadır. Hiçbir yere gitmez..”
EMEKLİ Mİ, "EMEKLE" Mİ? EMEKLİ Mİ, "EMEKLE" Mİ? “… Emeklemenin insanın aşına ileri yaşlarda geldiği vakidir. Mesela askerde, tatbikat sırasında, savaş stratejisi öğrenmek için, emekleme hatta alçak sürünme öğrenilir. Ancak bu mutemel bir savaşta, kişinin hayatını kurtarması ve düşmana sessizce yaklaşarak, hedefine ulaşması için mutlaka bilinmesi ve tatbik edilmesi gereken yararlı hareketlerdir.”
“…Bolu-Kartalkaya’da açlığa dokuz gün, yani 216 saat dayanan albay ve oğluna karşılık, bizi emekli vatandaş 28 saat aç kalınca, Kızılay Meydanı’nda dilenmeye başlamı
“… Emekliliği yaklaşanlara son birkaç ay Rabmo eğitimi vererek, açlığa nasıl dayanılır, öğretmemiz gerekiyor.”
AYDINLIK UFUKLAR AYDINLIK UFUKLAR “… Para hırsı Batı’yı zalim yapmıştır. Bosna – Hersek katliamına göz yummuşlardır. Zira mânâ cepheleri açıktır. Tek kanatlı tayyareye benzemektedirler. Gittikleri ülkeye zulüm, katliam ve âhlaksızlıktan başka ne götürebiliyorlar?
Bizim ecdâdımız, gittikleri her ülkeye hakiki insanlık, medeniyet ve Müslümanlık götürmüşlerdir. Batı ecdadımızın bıraktığı eserleri asırlardır yıka yıka, yaka yaka bitirememiştir.”
“…Ceddimize lâyık evlâtlar olduğumuz oranda ufuklarımız aydınlıktır.”
KİMLİK MÜCADELESİ KİMLİK MÜCADELESİ "Ey dünya!, "Biz Türkler şerefli bir milletiz!"
Hey hat ki, duyan yok...
Kaale alan, tanıyan yok!
Demek ki sesimiz soluğumuz kesilmiş!"
BÜYÜK TÜRKİYE İDEALİ BÜYÜK TÜRKİYE İDEALİ “…Biz ise idealsizleştirilmiş bir toplumuz. ‘Kimsenin bir karış toprağında gözümüz yoktur.’ Hatta, vaktiyle bizim olan topraklara, bir ‘oldu bitti’ ile elimizden alınan topraklara bile ‘bizim’ deme cesaretimiz yoktur.”
“… Rumlarla anlaşmadı diye Sayın Rauf Denktaş’a kızarız. Bosna-Hersek’e, Karabağ’a, Azerbaycan’a yapılan tecavüz karşısında ‘dünya ile beraber hakaret etmek’ zorundayız. Yani dünya ne yaparsa biz de onu yaparız.
Halbuki, kabile toplumlarının bile ideali vardır.”
“… Türkiye, varlığının bekası için çevresine sahip çıkmak zorundadır. Aksi halde yalnızlığa ve silinmeye mahkum edilir.”
KÖKLÜ ŞİİR GELENEĞİMİZ KÖKLÜ ŞİİR GELENEĞİMİZ “Temel eserlerdeki tarifiyle “ölçülü ve kâfiyeli söz” olan şiir, manâsı ve yazılış tarzına göre de iyi veya kötü olarak tasnif edilebilir. Ölçü, ahenk, şekil, kafiye ve manâ arasındaki tabiilik ve mükemmellik de şairin başarı ölçüsü olarak kabul edilegelmiştir.”

“… Sadece şiirimize değil, milletimizi büyük millet yapan bütün değerlerimize musallat olduğu bütün yönleriyle açığa çıkan batıya ait bir geleneğin karşısında olmak milli ve dînî bir vecibe halini almıştır. Millet olarak ayakta kalmamız örf ve an’anelerimize, kültürümüze ve dinimize bağlılığımız ölçüsünde mümkün olabilecektir.”
AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON “… Mevcut haliyle ne devletin ne de milletin tam olarak istifade edemediği devlet orman ve arazileri için köklü bir çözüme ihtiyaç vardır. Bilim adamları ve uzmanlarının konu üzerinde geniş bir etüd yapmalarına imkan sağlanarak tarım, orman ve toprak ile ilgili kanunlar yeniden gözden geçirilerek, millet ve devletimizin refahı istikametinde düzenlenmelidir.”
ÇEVRE PANELİ ÇEVRE PANELİ “…Anadolu’yu da erozyona uğratıp yeniden yurt aramaya çıkmak zorunda kalmayalım. “

“İlim adamlarımız Türkler’in neden çiçeği yeşili korumaya dikkat etmediğini araştırıp bulması lazım. Eğer bir belediye başkanı şehrin ortasına ektiği çiçekleri zabıta gücü ile korumak zorunda kalıyorsa bu konuda köklü bir eğitime ihtiyaç var demektir.”
BİRİLERİ RAHATSIZ OLUYOR BİRİLERİ RAHATSIZ OLUYOR “… Birileri bu sebepten rahatsız oluyor. Tutuyorlar Güneydoğu meselesi çıkarıyorlar. Bu da yetmiyor ve diyorlar ki; “Efendim, Anadolu’da çerkesler, Gürcüler, Ruslar, Almanlar, Estonlar, Sudanlılar, Torbesler, Şoplar, gacallar, Rumlar, Çingeneler, Ermeniler, Ortodokslar…” var. Bunlara da özgürlük ve eşitlik verilmeli.”

“…Bu iddiaları ortaya atanlar ve Türkiyede 100’den fazla etnik grup olduğunu söyleyenler, Anadolu toprağının bin yıllık geçmişini hiç dikkate almıyorlar mı?

“…Bütün mesele millet olarak, birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek, bölücü oyunlara alet olmamaktır.”
AZERBAYCAN BAĞIMSIZLIĞI AZERBAYCAN BAĞIMSIZLIĞI “…Azerbaycan’ın bağımsızlık kararı Türk ve İslam dünyası başta olmak üzere, hür ve müstakil bir millet olarak yaşamayı hayat tarzı olarak seçen bütün milletler camiasına hayırlı olsun.”

“…Türkiye’nin bundan sonra yapacağı iş ise siyâsi şartları Azerbaycan lehine olgunlaştırmak, ABD ve Batı’nın desteğini sağlamak ve nihâi olarak da Azerbaycan’ı bağımsız bir devlet olarak tanımaktır.”
AT VE PAPAZ AT VE PAPAZ Avrupa Birliliği’nin eski adı Avrupa Topluluğu’ydu. Ve 1990’lı yıllarda da önemli bir gündemimizdi, bugün olduğu gibi.
“…Kısaca:
Avrupa hâlâ papazları dinliyor.”

“…. Bizi AT’a kabul etmeyen bugünün modern Avrupa nesli değil, papazların zihinlere ısrarla işlediği ve perçinlediği Hristiyanlığın Ortaçağ’dan kalma taassubudur.”
ERMENİ TASARISI ERMENİ TASARISI “…Bu hassas konu gündeme geldiği zaan, her seferinde yoğun bir gayret içine giriyor ve tehlikeyi bertaraf ediyoruz. Ancak, esas yapılması gerekenin, konu gündeme gelmeden de çalışmaları aralıksız olarak sürdürmek olduğu unutulmamalıdır. Türkiye, Ermeni engelini mutlaka aşmalıdır. Konu gündemden çekildiği zaman, biz de knuyu adeta unutuyor ve karşı faaliyeti yavaşlatıyoruz. Bir asırdır bize pahalıya patlayan bu meselenin kökünden halledilmesi için, aralıksız çalışmalar yaparak, gerçekler kalın kafalara dank ettirinceye kadar mücadele verilmelidir.”
MESNEVİ’DEN İNCİLER MESNEVİ’DEN İNCİLER "Ney çalmak, oynamak, zıplamak şöyle dursun, Mevlana Celâleddin-i Rûmî hazretleri, yüksek sesle zikir bile yapmazdı."
HOŞ SADA HOŞ SADA “Ne derler?
“İki kapılı han”
“Misafirhane”
“Giden gelmez, gelen durmaz”
İnanıyoruz ki; boş bir ömürün enkazı yerine “Kubbede hoş sâdâ bırakmak” isteyen şahıslar ortaya çıkacaktır.
BAŞBAKAN’A SUİKAST BAŞBAKAN’A SUİKAST Turgut Özal’a suikast girişiminin ardından kaleme alınan yazı... Sultan Abdülhamid Han’ın tarihe damga vuran ve geçerliliğini her geçen gün artıran cümleleriyle bezenmiş. Girildiği tarih itibariyle yaklaşık 30 yıl geçmiş. Peki 2017 yılında güncelliğini yitirmiş mi?
"...Demek oluyor ki, seksen yıl önce de aynı problemlerden şikayetçi idik. Sulh ve sükun içerisinde geçen bir on yılımız olmamış. Harp zuhur etmiş, anarşi ve terör ortaya çıkmış, hükümetler binbir gaile uğraşmak zorunda kalmış. Bu da siyasi ve ekonomik istikrarı bozduğundan düzenli bir kalkınmaya imkan bırakmamıştır."
BİR DOKUN BİN ÂH DİNLE BİR DOKUN BİN ÂH DİNLE Izdırapların kümelendiği yerlerin başında şüphesiz ki, hastahaneler gelir. Halkımızın, "Allah düşürmesin, eksik de etmesin" diye ifade ettiği hastahaneler. "Yaralı leyleklerin tedavi edildiği hastahaneler, dağdaki aç kurtlara yiyecek gönderen vakıflar..." Şanlı tarihimizde insan ve diğer canlıların sağılığına verilen öneme dair ibret tablolarından birkaçıdır. Şimdi ise,, hastahanelerimiz sefil!
"...Hastahane yetkililerine her türlü imkanı sağladığımız zaman, tam hizmet beklemek hakkımız olacaktır. O zaman, düzenli, disiplinli ve hastayı ilgi ile karşılayan, insana insan olduğu için kıymet veren bir ekiple karşılaşma imkanı bulur muyuz dersiniz? Bulduk mu?