Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: gazetesindeki
BM’NİN İFLASI
“…Bosna-Hersek Başbakan Yardımcısı Hakkı Turayliç, Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu ile görüştükten hemen sonra Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün koruması altında giderken Sırp milislerince öldürülüyor. Hem de BM askerlerinin gözleri önünde kurşuna diziliyor. Bu olay BM’nin iflasıdır.”
“… Fransız General Marillon, ‘Askerlikte bir olaya üzülmek diye bir şey yoktur’ diyerek Hakkı Turayliç’in öldürülmesine üzülmediğini ve görevinden istifa etmeyi düşünmediğini söylemiştir.
“… BM’den Türk ve İslam dünyasına fayda yok! BM’nin iflasını gösteren son olaylar dikkate alınarak, Ortadoğu’da, Türk ve İslam dünyasında görev yapacak bir barışgücü teşekkül ettirilmesi düşünülmelidir. Batı’nın sarhoş, kumarbaz, AIDS’li askerlerinin, temiz Türk ve İslam memleketlerini kirletmesi, buralara AIDS mikrobu bulaştırması da böylece önlenmiş olur.”
93’E GİRERKEN
“… Kronikleşen enflasyon sebebiyle Türk parasından kaçış artarken, dövize olan yöneliş artmıştır.”
“… Ekonomik meseleler devirdaim makinası gibi problemleri yeni yıllara devrederken sosyal meselelerimizde de ciddi gelişmeler olduğunu söylemek oldukça zordur. Yeşil Kart verilenlere bütçeden ayrılan tahsisatın dört bin lira gibi bir rakamla ifade edilmesi, Yeşil Kart politikasının iflas ettiğini göstermektedir.”
ZİHNİYET REFORMU
“… Değişen Dünya, değişik problemlerle karşı karşıya bulunuyor. Bütün bunlar ve Türkiye bakımından meydana gelen olumlu tablo yeni bir uyanış gerektiriyor. Kendini ve dış dünyasını bulan bir Türkiye uyanışı. Bu uyanışın icabı. Türkiye’nin dış politikasında yeni bir devir başlatmasıdır.”
“… Devleti büyük görmenin, göstermenin, büyük düşünmenin, yeni bir dış politikanın hareket noktası eğitimdir; eski dar kalıplardan çıkmaktır. Türkiye bunu mutlaka yapmalıdır. Eğitim sistemimiz gençlere güven aşılamalı ve büyük ufuklara yönelmelerini sağlamalıdır.”
“… Zihniyet reformu, kolayı terk etmek zor bir iştir. Bu zor işi başarmamız gerekiyor.”
DEĞİŞMENİN ÖNEMİ
“… Türk Milleti ABD’nin, Almanya’nın, Japonya’nın gerçekleştirdiği sanayi inkılabını yakalamak istiyorsa siyasî tercihin şahıslar bazından zihniyetler bazına icra etmek zorundadır. Kulüp tutar gibi parti tutmak ve hastalık derecesinde şahıslara angaje olmak memleketi geri götüren sebeplerin başında gelmektedir.”
“…Parlamenter siste yerine başkanlık sistemi getirilmeli, Hür teşebbüsler güçlendirilmeli, KİT meselesi halledilmeli, Tarımda sübvansiyon yeniden düzenlenerek, nakit ödeme yapılmalı. Tabular yıkılmalı, fikir hürriyeti sağlanmalı.”
Küçük Sanayi Zorda - Seydişehir Postası I 1992
“… Asgari ücretten vergi alınmamasını da isteyen sanayi sözcüleri, işletmelerde tasarruf, konut fonu muafiyet sınırının 10 kişiden 20 kişiye çıkarılmasının faydalı olacağını dile getirmişlerdir.“
“…Anadolu sanayicisi gerekli desteği bulduğu zaman ve kendisine kabiliyetini ortaya koyacak imkan tanındığı zaman neler yapabileceğini göstermeye hazırdır.”
TEŞVİK MESELESİ
“… Anadolu insanı, birkaç büyük şehirde yatırım yapan zenginlere verilen teşvikleri, uzaktan seyretmeye mahkum edilmemelidir.
Binlerce diplomalı, sertifikalı, belgeli sanatkar insan planlı bir şekilde teşvik edilse, memlekette işsizlik diye bir şey kalmaz.”
DEVLETİN YÜKÜ AĞIR
“… Başka ülkelerde devlet denildi mi asayiş, sağlık, savunma, eğitim ve altyapı hizmetleri akla gelir. Türkiye’de ise devlet denilince akla hemen KİT’ler gelir. Almak gelir, satmak gelir. Kâr gelir, zarar gelir. Yani devlet büyük çapta ticaretle uğraşıyor.”
“…Devlet binbir dalda uğraştığı ticari faaliyetleri millete devrederek, asli fonksiyonlarına çekilmedikçe Türkiye’nin süper kalkınmış bir ülke konumuna gelmesi asla mümkün değildir.”
SİYASET HAREKETLENDİ - 1992
“… Son gelişmeler iyi değerlendirildiğinde ülkenin idari ve ekonomik sahalarda radikal reformlara ihtiyacı olduğu açıkça görülmektedir.”
500 GÜNÜ BEKLERKEN
“Bir genel seçim yapılsa ve aynı tablo ortaya çıksaydı iki partili koalisyon hükümeti bile kurulması zor olurdu. Bu bakımdan Türkiye, seçim sistemini ciddi şekilde gözden geçirmelidir.”
“… Politikanın yarını bugündür. Bugünkü imkanınız ne ise onu kullanmak durumundasınız. Kullanamazsanız treni kaçırır ve arkasından el sallamak zorunda kalırsınız.”
“… Özal’a karşı cephe açmak Mesut Yılmaz’a bir miktar oy kazandırabilir ama, acaba ne kadar oy kaybettirir? Bunun hesabı iyi yapılmış mıdır?”
ZİRVEDEKİ HEYECAN
“…ABD ve Batı Dünyası, bağımsızlığına yeni kavuşan bu ülkeleri ekonomik ve kültürel açıdan elde etme yolunda yoğun bir gayret için eğirmiş bulunmaktadır. Elbette ki karşılıklı menfaatlerin gözetilmesi kaydıyla ikili münasebetlerin geliştirilmesi zaruridir. Ancak Asya türk Cumhuriyetleri’nin serbest piyasa ekonomisinde başlangıç safhasında olmaları uyanık Batılılar karşısında önemli bir dezavantadır. İşte bu noktada devreye Türkiye girmeli ve bu ülkelerin Batı ile münasebetlerini düzenlemelidir.”
DEĞİŞEN - DEĞİŞMEYEN
“… Demek oluyor ki, seçim öncesi koparılan fırtınalar boşunadır. İktidarların değişmesi problemlerin çözümüne yetmemektedir.”
“… Başbakan Demirel. Uyumlu bir çalışma gösterdiğini söylediği hükümet ile Türkiye’nin meselelerinden hangisini çözmüştür?”
“… Türkiye, idarî ve iktisadi sahalarda sıçrama yaparak hantal yapıdan kurtulmadığı takdirde iktidarlar gelip gidecek, problemler ise yerinde kalmaya devam edecektir. Geriye bakarak son kırk yılın kısa bir muhakemesini yaparsak, iktidarların değiştiğini, ancak problemlerin hiç
değişmediğini görürüz.”
“… Bizim aydınlar Batı’yı taklit ederken modayı, müstehcenliği ve müziği alacakları yerde, teknoloji ve ekonomik akıl alsalardı bugünkü duruma düşer mi idik?
YENİ UFUKLAR
“… Başkanlık sistemine geçilesi, valilerin halk tarafından seçilmesi, iyi anlatıldığı takdirde milletimiz tarafından kolayca kabul edilebilecek işlerdendir.”
“… Esasen Türkiye’nin uzun yıllardır dönüp durduğu fasit daireyi kırabilmesi, devletle vatandaşın kucaklaşabilmesi için yeniliklere ihtiyaç vardır.”
“… Devleti temsil eden vali veya kaymakam, milleti temsil eden Belediye Başkanı, il veya ilçede yetkilileri ve sorumlulukları bölünmüş iki ayrı müessese halindedir. Herkes kabul eder ki bir topluluğun başında bir başkan bulunmalı ve idari yapı iki başlılıktan kurtarılmalıdır.”
DİPLOMATİK MUHAREBE
Muavenet Zırhlısı Olayı’nın yaşandığı günlerde yazılan bir yazı…
“Sağ gösterip sol vurmak” milletlerarası münasebetlerde günün modası. Hangi hadiseye baksanız bu düşüncemizi teyit eden örnekler bulursunuz.”
“… Hasımlarımız adeta vur kaç usulü ile bizim ekonomimizi devamlı baltalıyorlar. Kim ne derse desin, Güneydoğu’daki terör hadiseleri bu milletin trilyonlarını yutmuştur.”
“… Türkiye ve Türk insanı adeta ateşle imtihan edilmekte, binbir gaile ile uğraşmaya mahkum edilmektedir. Bu millet bütün ekonomik gücünü Güneydoğu ve diğer meseleleri yatıştırmak için harcarsa nasıl kalkınacak?”
STATÜKO VE TRANFORMASYON
“… Devlet, her türlü sinaî ve ticarî faaliyetlerden hatta hizmet kesiminin bir kısmından çekilmelidir. Çünkü devlet, iş yeri sahibi birisi gibi kâr zarar hesabıyla yatırım yapamaz. Para (sermaye) devletten oldukça kimse kâr zarar için sorumluluk almaz. Bedavacılığın güvencesi olmamalıdır.”
GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE
“…İç ve dış düşmanlarımız ise istikrarsızlığın devamından yanadır. Millet olarak bize düşen düşmanlarımızın oyununa gelmemek ve birbirimize destek olarak birlik ve beraberliğimizin devamına çalışmaktır.”
“… Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen Batı ve ABD, bize hasım olan nifak mihraklarını kışkırtmakta, milletimizin ödediği vergilerle biriken devlet hazinesini terörü bastırma yolunda harcatmaktadır.””
“… Avrupa Topluluğu güneydoğu meselesini dünya meselesi yapma gayretine düşmüştür. Halbuki güneydoğu meselesi Türkiye’nin kendi iç meselesidir ve Hıristiyan alemini ilgilendiren bir tarafı da yoktur.”
“…Avrupa ve ABD, Türkiye’nin Asya Türk Cumhuriyetlerine el uzatmasını önler. Türkiye’nin büyük yatırımlara girmesine engel olur. Türkiye’yi hem karıştırır, hem de basın yayın organlarında can ve mal güvenliği olmayan ülke diye göstererek yabancı yatırımları önler ve turizmi baltalar.”
Mücahidler Bosna’da - Seydişehir Postası I 1992
“Müslüman Türk milleti açlığa, susuzluğa, parasızlığı, enflasyona, pahalılığa, işsizliğe asaletinden gelen bir sabırla tahammül eder, sabır ve sebatı, tevekkülü hiçbir zaman elden bırakmaz ama eğer birileri onun iffeti, namusu, şerefi ve haysiyeti ile oynamaya kalkarsa işte o zaman ölümü göze almaktan çekinmez.”
BOSNA’YA DERHAL YARDIM!
“… Halbuki ABD’nin uşağı olan, petroll ihraç eden Arap ülkeleri, üçgün vanaları kapatsalar, bu vahşeti Batı hemen durdurur.”
“…İçinde bulunduğumuz asrın en korkunç faciası ve vahşeti yaşanırken Osmanlı’nın varisi ve torunları olan bizler, sadece seyirciyiz. Sırp vahşetini durdurmak için Bosna-Hersek uğruna bazılarımız ölümü göze almadıkça hergün oluk halinde kan akması devam edecektir!”
Özel Televizyonlar - Seydişehir Postası I 1992
“…ABD ve Avrupa ülkeleri kendi kokuşmuş kültür ve geleneklerini yaymak uğruna, özel televizyonlara Hıristiyanlık propagandası yapan filmleri ucuz fiyata satmaktadırlar.”
“… ABD ve Avrupa’nın bu yayınlarla maksadı Müslüman-Türk milletini kendi inancından, örf ve adetlerinden uzaklaştırarak, kokuşmuş Batı kültürüne yatkın hale gelmelerini sağlamaktır.”
“…Batı kültürü ile yetişen nesil şehidlik, gazilik, kahramanlık gibi asil duygulardan mahrum bırakılmakta, fetih ruhu, sahte barış naraları ile çökertilmekte, pısıklaştırılan gençlerimiz ruhsuz birer robot haline getirilmektedir.”
“… Avrupa ülkeleri ve ABD hiçbir devirde Türk’ün samimi dostları olmamışlardır, olamazlar da!”
ZAFER VE BİZ
“Diyeceksiniz ki, bizi nasıl yok edecekler?
Yakın tarihimiz olan Osmanlı devletinin akibeti ortadadır. Batılılar Osmanlı’yı kültür istilası, propaganda ve terör ile yıkmışlardır.
Osmanlı topraklarında Haçlı kültürünü yaymaya çalışmışlar ve bu arada Yunan, Rum, Sırp, Ermeni gibi azınlıkları silahlandırarak devlete karşı isyan ettirmişlerdir.
Bugün de aynı durum ile karşı karşıyayız. Figüranlar aynı yönetmenler aynı!”
YENİ DÜNYA DÜZENİ
“Sırp, Ermeni, Rum, PKK, Haçlı ordusunun neferleri olup, Müslümanları imha için Hristiyan Kiliseler Birliği’nin emrindedirler. Ve öldürdükleri Müslümanlara karşılık para alarak ödüllendirilmektedirler. PKK militanlarına direnen ve devlete sadık devlet memurları, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da adeta devlet tarafından tenzil-i rütbe ile batıya tayin edilmektedir. Birkaç oy uğruna devletin temeli dinamitlenmektedir.”
KALKINMA POLİTİKASI
“… Türkiye’de ‘İkinci Cumhuriyet’ tartışmaları sürerken 70 yıldır uygulanan kalkınma politikalarının vatandaşla bütünleşmediği noktası üzerinde durulmalıdır.”
“… Devlet eğer sıradan vatandaşa Ahmet’e Mehmet’e ve Hasan’a destek olup kendi işini, kendi tezgahını kendi hesabına işleten bir insan haline getirebilseydi işsiz vatandaş mı kalırdı?”
“… Vatandaş devlet kapılarında iş beklemeye devam ediyor. Komünist sistemin asıl çöküş sebebi de bu değil mi?”
BOSNA-HERSEK-KIBRIS
“… Daha da acısı, bundan sonraki saldırılar ülkemize (Allah korusun) sirayet eder, Balkanlardan bir savaş kıvılcımı sıçrarsa caydırıcılık vasfımız ve şansımız ne olacaktır?”
“… Bosna Hersek’e, Karabağ’a müdahale etmeyen, Kıbrıs’ta Türk’e hayat hakkı tanımayan uluslararası kuruluşlarla münasebetlerimiz gerekirse yeniden gözden geçirilmeli, Türkler uğradıkları haksızlıkları dünya kamuoyuna anlatabilmelidir.”
ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN ÖNLENMESİ
“Hayatımızın önemli bir parçası olan çevrenin temiz tutulması konusunda vatandaş olarak bizlerin, belediyelerin, işletmecilerin ayrı ayrı görevleri vardır.”
“… Çevre kirliliğinin ortaya çıkardığı sonuçlar ve kirliliğin giderilmesi için yapılacak çalışmalar ekonomiye yük getirir. Zaman ve kaynak israfına yol açar.”
KÖKLÜ ŞİİR GELENEĞİMİZ
“Temel eserlerdeki tarifiyle “ölçülü ve kâfiyeli söz” olan şiir, manâsı ve yazılış tarzına göre de iyi veya kötü olarak tasnif edilebilir. Ölçü, ahenk, şekil, kafiye ve manâ arasındaki tabiilik ve mükemmellik de şairin başarı ölçüsü olarak kabul edilegelmiştir.”
“… Sadece şiirimize değil, milletimizi büyük millet yapan bütün değerlerimize musallat olduğu bütün yönleriyle açığa çıkan batıya ait bir geleneğin karşısında olmak milli ve dînî bir vecibe halini almıştır. Millet olarak ayakta kalmamız örf ve an’anelerimize, kültürümüze ve dinimize bağlılığımız ölçüsünde mümkün olabilecektir.”
ilk
16-30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41