Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: ekim
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİN KURULUŞU (3) - HAYIR...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN KURULUŞU (3) - HAYIRLI BİR İŞ
Seyyid Hârun Velî’nin şöhreti yayılmıştı,
Nâmını duyanları bir meraktır almıştı.
Diyorlardı “Horasan’dan gelen bir evliya var,
Seslenince yerinden kalkıp uçuyor taşlar.
Konuyor taş Seyyid’in murâd ettiği yere,
Malzeme olmak için kuracağı şehire.
...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİN KURULUŞU (1) VELVELİ...
Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN KURULUŞU (1) VELVELİD HARABELERİ
Seyyid Hârûn, kendine bildirilen şekilde,
Kuracaktı şehrini bir kal’anın içinde.
Bu ilâhi sırları dostlarına anlattı,
Kal’a duvarlarında üç kapı olacaktı.
Murâd etti yapmayı şehrin duvarlarını,
İşbaşına çağırdı vefâkâr dostlarını,
Onlar dahi dediler: “Ey yüce Sultanımız!
Kal’a inşa etmeye yoktur imkânımız.
...
DEĞİŞEN - DEĞİŞMEYEN
“… Demek oluyor ki, seçim öncesi koparılan fırtınalar boşunadır. İktidarların değişmesi problemlerin çözümüne yetmemektedir.”
“… Başbakan Demirel. Uyumlu bir çalışma gösterdiğini söylediği hükümet ile Türkiye’nin meselelerinden hangisini çözmüştür?”
“… Türkiye, idarî ve iktisadi sahalarda sıçrama yaparak hantal yapıdan kurtulmadığı takdirde iktidarlar gelip gidecek, problemler ise yerinde kalmaya devam edecektir. Geriye bakarak son kırk yılın kısa bir muhakemesini yaparsak, iktidarların değiştiğini, ancak problemlerin hiç
değişmediğini görürüz.”
“… Bizim aydınlar Batı’yı taklit ederken modayı, müstehcenliği ve müziği alacakları yerde, teknoloji ve ekonomik akıl alsalardı bugünkü duruma düşer mi idik?
YENİ UFUKLAR
“… Başkanlık sistemine geçilesi, valilerin halk tarafından seçilmesi, iyi anlatıldığı takdirde milletimiz tarafından kolayca kabul edilebilecek işlerdendir.”
“… Esasen Türkiye’nin uzun yıllardır dönüp durduğu fasit daireyi kırabilmesi, devletle vatandaşın kucaklaşabilmesi için yeniliklere ihtiyaç vardır.”
“… Devleti temsil eden vali veya kaymakam, milleti temsil eden Belediye Başkanı, il veya ilçede yetkilileri ve sorumlulukları bölünmüş iki ayrı müessese halindedir. Herkes kabul eder ki bir topluluğun başında bir başkan bulunmalı ve idari yapı iki başlılıktan kurtarılmalıdır.”
DİPLOMATİK MUHAREBE
Muavenet Zırhlısı Olayı’nın yaşandığı günlerde yazılan bir yazı…
“Sağ gösterip sol vurmak” milletlerarası münasebetlerde günün modası. Hangi hadiseye baksanız bu düşüncemizi teyit eden örnekler bulursunuz.”
“… Hasımlarımız adeta vur kaç usulü ile bizim ekonomimizi devamlı baltalıyorlar. Kim ne derse desin, Güneydoğu’daki terör hadiseleri bu milletin trilyonlarını yutmuştur.”
“… Türkiye ve Türk insanı adeta ateşle imtihan edilmekte, binbir gaile ile uğraşmaya mahkum edilmektedir. Bu millet bütün ekonomik gücünü Güneydoğu ve diğer meseleleri yatıştırmak için harcarsa nasıl kalkınacak?”
STATÜKO VE TRANFORMASYON
“… Devlet, her türlü sinaî ve ticarî faaliyetlerden hatta hizmet kesiminin bir kısmından çekilmelidir. Çünkü devlet, iş yeri sahibi birisi gibi kâr zarar hesabıyla yatırım yapamaz. Para (sermaye) devletten oldukça kimse kâr zarar için sorumluluk almaz. Bedavacılığın güvencesi olmamalıdır.”
MECLİS ARİTMETİĞİ
Sol hep aynı mı sorusunu soracaksınız eminiz bu seçim sonrası yazıda. Zira, HEP var bugünlerdeki HDP-CHP yakınlaşması gibi gündemde. Ve yine CHP’deki parti içi muhalifler gibi bir durum..
“…Bu koalisyonun olabilmesi için SHP Genel Başkanı İnönü’nün partiye hakim olması gerekiyor. Son duruma göre ise hakimiyetin İnönü’nün elinden çıkmak üzere olduğu anlaşılıyor. SHP’de bir HEP faktörü, bir de muhalifler faktörü koalisyon için oldukça ciddi engeller. “
VE KOALİSYON
“… Daha önce yaşanan koalisyon dönemleri iyi neticeler vermemişti ve kısa ömürlü olmuşlardı.”
“… Memleket meselelerinin çözümüne ilmin ve aklın ışığında, sükunet içinde yaklaşmak en isabetli yoldur. Milletimizin siyasilerden beklediği de budur.
AÇIK OTURUM
“…Görünen o idi ki, Türk siyasi liderlerinin hemen hemen hepsi aynı fikirleri söylüyordu. Ve bu tablo, Türk milleti için en büyük kazançtı.”
BASININ FONKSİYONU
“…Aynı basın bir zamanlar da rahmetli Adnan Menderesle uğraştı. Netice malum…”
“…Çünkü basının işi siyasi şahsiyetlerin hususi meseleleri ve şahsi tasarrufları ile uğraşmak olmamalıdır.”
“Siyasi Liderleri sürekli olarak yıpratma yoluna gitmek, ülkemize devamlı olarak kayıp verdirmektedir. Bu davranışla senenin 365 günü,
çekişme ile dolu olarak geçmekte; dış dünyaya ise “kavgalı toplum” imajı verilmektedir.
HUZUR VE KALKINMA
“…Sultan Abdülhamid Hân’ın ifadesiyle Türkiye’nin ihtiyacı olan tek şey “Sulh ve sükun” yani istikrardır. Sessizlik ve barış içerisinde meselelerimiz üzerinde düşünme imkanı buldukça, sağlıklı kararlar vererek, çözüm yolları bulabiliriz.”
“… Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızda silah sesleri kan ve barut kokusu eksilmiyor. Kıbrıs meselesinde ABD ve Batı baskısı devam ediyor. Yunanistan Batı Trakya Türkleri’ne baskıya devam ediyor. Bütün bunlar Avrupa’nın Türkiye üzerinde oynadığı yeni senaryolardan başka ne olabilir?”
“…Maksatları Türkiye’de “Sulh ve Sükunu” bozarak, kalkınma hamlelerine set çekmektir.
ÇOK YAŞAMA ARZUSU
Sultan II. Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed’e şöyle sesleniyor:
“…Kendilerini yine kendileri için zararlı şeylerden korumayan gençler artık ne çivi, ne zift ve ne de benzeri olmayan bir maddeyle onarılması mümkün olmayan bir geminin çürümeye terkedilişi gibi metruk bir durumdadırlar.”
“Sultan Murad Han’ın oğlu Fatih Sultan Mehmed’e nasihatlerini hatırlamama sebep, geçenlerde okuduğum bir gazete haberi. Haberin başlığı ise, “Az ye, çok yaşa” şeklindeydi. “
Sayım Öncesi - Seydişehir Postası I 1990
Eskiden Türkiye’de nüfus sayımlarında sokağa çıkma yasağı olurdu. Sefa Koyuncu, böyle bir dönemi ve yaşadığı acı bir anı paylaşmış okurlarıyla…
“… Ölüm deyince, akan sular duruyor…
Nüfus Sayımı - Seydişehir Postası I 1990
“Türkiye genelinde olduğu gibi, yaşadığımız yerde de doğru bilgilerin ortaya çıkmasına yardımcı olmak hepimiz için bir vatandaşlık görevidir.”
“… Unutmayalım ki hergün ihtiyacımız olan bu ilçenin, bize beş veya on yılda birgün ihtiyacımız var. O da nüfus sayımında.”
Rüştü Ergen Çarşısı - Seydişehir Postası I 1990
Seydişehir’in bir dönem sembol yerlerinden Rüştü Ergen Çarşısındaki esnafın belediyeden isteklerini köşesine taşımış Sefa Koyuncu.
Seydişehir’den T.B.M.M.’ne - Seydişehir Postası I 1990
“…Amerika Birleşik Devletleri’nde stratejik metaller arasında yer alan Alüminyum’un değeri maalesef memleketimizde iyice anlaşılmış değildir. Günlük hayatımızın hemen her safhasında tükettiğimiz bu değerli metal için bir devlet politikası tespit edilememiştir.”
SİYASİ İSTİKRAR - 1989
“Siyasi istikrar nasıl sağlanır? Bir kere, son derece hassas bir yapıya sahip bulunan memleketimizin menfaatleri herşeyden önce gelmelidir.”
“Gürültüden patırtıdan arınmış bir siyaset özlüyoruz. Sessiz ve çalışkan insanların, lâf değil, iş ürettiği bir yönetim istiyoruz. Ülkede siyasi istikrarın bu çerçevede sağlanabileceğine inanıyoruz.”
Tarihi Bir Gün… - Seydişehir Postası I 1989
“…Üniversiteler tarihte olduğu gibi, günümüzde de en önemli ilim merkezleridir. İstikrarlı bir öğretim imkanı sağlanan dönemlerde memleketimize değerli ilim adamları kazandıran müesseselerdir.”
TEKNOLOJİ VE İNSAN
“… İşin ilginç olan yanı ise, teknolojinin tehlikeyi insana bu kadar yaklaştırmış olması. Veya insanın modern çağa ayak uydurmak uğruna zehirle iç içe yaşama gafletine düşmesi.”
“…Çıkar yol ise teknolojiyi medeniyetin hizmetine vermektir. Madde ve mânâsı ile, iki kanadı ile yükselen bir medeniyetin.”
DEMİR PERDEDEN KAÇIŞ
“Gelecek nesiller, bu insan tabiatına aykırı rejimin yıllarca büyük bir kitleye nasıl hakim olabildiğina şaşacaklar, komünizmin kanlı macerasını ürpererek okuyacaklar. Bizim şimdiki eski Roma ve Bizans’ın macerasını okuduğumuzda olduğu gibi dehşete düşeceklerdir.”
Toplu Sözleşme Yaklaşırken - Seydişehir Postası I 1988
“…Kimi pazarcılık, kimi kahvecilik yaparak veya sanatını piyasada icra ederek geçimini sağlamaya çalışıyor.”
“..Ek iş yaparak geçimini sürdürmeye çalışan işçi hem iyice yorulmakta, hem de kendisine bile zaman ayıramamaktadır.”
“Netice olarak bugünün piyasa şartlarında işçi, küçük bir tekneye azgın dalgalara karşı yol almaya çalışan serdengeçti gibidir.”
1
2