NÜKLEER SANTRAL - BHD Haber - 25 Ekim 2006

NÜKLEER SANTRAL 
AK Parti'nin bu ülkeye yaptığı en kalıcı hizmetlerden biri nükleer santral kurması olacak.
Elli yıldır gelip geçen iktidarlar –gerek çevrecilerin baskısı gerekse parasızlık yüzünden- bu önemli işi başaramadı. Ama AK Parti, pek çok meselenin üzerine gittiği gibi, nükleer santral meselesinin üzerine de kararlılıkla gidiyor. 
- İlk nükleer santral Sinop'da yapılacak. 
Tabiî bu arada sözde çevreciler ortaya çıkmaya, bildik görüntüler sahnelenmeye başlandı. Daha önceki yıllarda Sultan Ahmed Camii'nin minâreleri arasında balon uçurmuşlardı, şimdi de TBMM'de eylem yapıyorlar, imza topluyorlar vesaire. 
- Bu defa ne yapsalar boş! Santral yapımına engel olamazlar. 
 
Nükleer teknoloji şart 
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz bilemem ama şahsen konu ile yakından ilgileniyor, bir gazeteci olarak araştırıyorum. Bu konuda en son tespitlerimden birisi en ileri ülkelerin çok sayıda nükleer santrale sahip oldukları, nükleer santrali olmayan ülkelerin –petrol ve doğal gazı da yoksa- enerjide dışa bağımlı olduklarıdır. Ayrıca nükleer santral sadece enerjiden ibaret değil, bir teknoloji ekolüdür. Bu teknolojinin geliştirildiği yerler ise nükleer santrallerdir. Nükleer santraliniz yoksa, nükleer teknolojiye sahip olamazsınız. Nükleer teknolojiye sahip değilseniz, ileri teknoloji geliştirme şansınız yoktur ve bu konuda da dışa bağımlılığınız devam eder gider. 
 
Dünyanın başka şansı yok 
Fosil yakıtlar denen petrol, kömür ve doğal gazın potansiyeli gittikçe azalıyor.
Nasıl azalmasın ki, dünya hızla petrol, kömür ve doğal gaz tüketiyor.
Bu maddelerin tabiatta oluşması ise yüzyıllar alıyor.
Yani, yer altı, yer üstündeki tüketime kaynak yetiştiremiyor. 
Fosil yakıtların kullanmaya devam edilmesi ayrıca büyük çevre problemlerine yol açıyor.
Bilim adamlarının çevre felaketi konusundaki uyarılarını kimsenin umursadığı yok ama felaket de adım adım geliyor…
İnsanlar bu konuyu ciddiye aldıkları zaman korkarım iş işten çoktan geçmiş olacak… 
Bütün bu sebeplerle dünya nükleer enerji üretmek zorunda.
Yenilenebilir potansiyel ihtiyacı karşılamaktan uzak.
Türkiye'nin ise bütün hidrolik ve rüzgar potansiyeli harekete geçirilse önümüzdeki on yılda ihtiyacın ancak yarısını karşılayabilir. 
- Türkiye'nin de dünyanın da nükleer enerjiden başka şansı yok! 
 
Çevreciler Fransa'ya baksın! 
Fransa'nın 59 nükleer santralı var, 60'ıncı nükleer santrali yapmak için de çalışmalara başladı. Enerjisinin yüzde 80'ini nükleer santrallerden elde ediyor. Başta İtalya olmak üzere İngiltere ve diğer bazı Avrupa ülkelerine nükleer elektrik satıyor. 
- Çevreciler, önce Fransa'daki nükleer santrallerden birini, evet sadece birini kapattırsın sonra bize gelsin! 
- Kapattıramazlar, çünkü Fransa'nın bütün gücü nükleer santrallerinde. Bu teknolojiyi iyi geliştirdiği için dünyanın her yerinde nükleer santraller kuruyor. 
- Ayrıca, Fransızlar şunu da iyi biliyorlar ki, petrol, kömür, doğal gaz hatta hidrolik santrallerle karşılaştırıldığında, nükleer santraller hepsinden daha çevrecidir. 
 
Fransızlar nükleerden korkmuyor 
Evet, aşağı yukarı yüzölçümü ve nüfus bakımından Türkiye'yle benzerlik gösteren Fransa'nın 59 nükleer santrali var. Bunların çoğu da nehir kenarlarında ve turistik bölgelerde. 
- Fransızlar korkmuyor, elli yıldır 59 santralle birlikte yaşıyor. 
- Yoksa Fransızlar çevreye ve sağlığa bizden daha mı az önem veriyorlar? 
- Fransızlar 59 santralle bir arada yaşamaktan korkmuyor da, biz ülkemize birkaç nükleer santral yapılmasından mı korkuyoruz? 
- Biz dünyadaki 440 küsur santralın çalıştığı 32 ülkedeki insanlardan daha mı korkağız? 
- Bunları iyice bir düşünün ve nükleer santral konusundaki hükmünüzü enine boyuna muhakeme yaptıktan sonra verin. 
- Sizin kararınız ne olur bilemem ama başta da söylediğim gibi şahsen ben nükleer santrali, bu ülkeye yapılabilecek en kalıcı hizmet olarak görüyor ve yapanları alkışlıyor, alkışlıyorum. 
 
Sefa Koyuncu BHD Haber - 25  Ekim 2006