Sanayileşmek Zorundayız - Seydişehir Postası I 1992
“.. Hıristiyanlığın en kuvvetli olduğu Avrupa’ya hâkim olduğu orta çağda, Avrupa’da medeniyet namına ne vardı? O zaman Avrupa, cehalet, pislik, yokluk, fakirlik, hastalık ve papazların emri altında inim inim inliyordu.”
“… Eski ile iftihar olunabilir. Fakat, yalnız onu misal göstermek ayıptır. Biz, bugün de aynı ilerlemeyi göstermek zorundayız.”
“… Medeniyet yarışında öndeyken, Tanzimattan sonra ilim ve irfan bırakılıp, nefse ve şeytana uyuldu. Bu İngiliz afyonu, devlet adamlarını uyuttu.”
Modern Teknolojinin Öncüleri - Seydişehir Postası I 1992
“…1494 senesine gelinceye kadar, Avrupalılar, vahşet, cehalet, pislik içerisinde olup, nasıl bir hayat yaşadıkları gayet açık bilinmektedir. Hıristiyanlar bu haldeyken, o asırlarda Asya, Irak, Hicâz, Mısır ve Endülüs (İspanya) te yaşayan Müslümanlar, o zamana göre ilim, teknik ve sanayide zirveye ulaşmışlardı. Hatta bugün Avrupa’da hükmü yürürlükte olan medenî kanunların kaynakları, Endülüs ve Mısır kütüphanelerindeki İslam âlimlerinin kitaplarıdır. “
TÜRK ŞİİRİ YOK MU?
“…1984 yılında, günlük bir gazete tarafından neşredilen “Dünya Şiir Antolojisi^” adlı kitapta, Türk Şiirinden bahsedilmemesine doğrusu hayret ettim. Türk Şiiri ve Şairleri, bir Türk Şairi tarafından hazırlanan antolojide yer almaya lâyık görülmüyor, Türk şiirinden hiç mi hiç söz edilmiyordu. “
“Sebep, olsa olsa, batıyı üstün görme kompleksi veya, yine aynı komplesten kaynaklanan “Bizde klasik yok” saplantısı olabilirdi.”
“1839 Tanzimat Fermanı ile başlayan batılılaşma hastalığı, aradan geçen birbuçuk asırda işi bu, “kendi kendini inkâr” noktasına kadar getirmiştir.
“Günümüz Türk Şiiri için de birkaç şey söylemek gerekir,e Türk şiiri geleneksel rayından çıkartıldığı için şekil ve muhteva insanımızın bir türlü benimseyemediği mecralara kaymıştır” diyebiliriz.