Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: türkiye
Mütarekeye Doğru… - Seydişehir Postası I 1991
“Saddam Hüseyin, ABD ve Batı için, büyük ve yeni pazarlara kapı aralayan biridir. Bu sebeple Saddam Hüseyin’i belki de devirmeyebilirler. Irak’ı biraz hırpaladıktan sonra Saddam’ı yine işbaşında bırakabilirler. Zira ABD ve Batı silah sanayi için Saddam gibiler her zaman gereklidir.”
“Türkiye’nin Ortadoğu ülkeleri ile işbirliğini iyi bir noktaya getirebilmesi ve Ortadoğu’da barışın korunabilmesi için ikinci şart Saddam’ın işbaşından uzaklaştırılmasıdır. Birinci şart ise, Filistinliler’in kendi topraklarında hükümet kurmalarının sağlanmasıdır.”
AT VE PAPAZ
Avrupa Birliliği’nin eski adı Avrupa Topluluğu’ydu. Ve 1990’lı yıllarda da önemli bir gündemimizdi, bugün olduğu gibi.
“…Kısaca:
Avrupa hâlâ papazları dinliyor.”
“…. Bizi AT’a kabul etmeyen bugünün modern Avrupa nesli değil, papazların zihinlere ısrarla işlediği ve perçinlediği Hristiyanlığın Ortaçağ’dan kalma taassubudur.”
Ortadoğu ve Türkiye - Seydişehir Postası I 1990
Saddamlı Irak ile Kuveyt arasındaki savaş sinyallerinin başladığı dönemde kaleme alınan yazı.
“Saddam, Kuveyt’i değil de İsrail’i işgal etseydi, sözünde samimi olduğuna inanırdık. O zaman biz de İsrail’e karşı arapları desteklerdik.”
“Netice olarak Türkiye, Ortadoğu’da fiilen olmasa bile hükmen hakim bir politika izlemeye mecbur, hatta mahkumdur.”
5 Ağustos 1990 - Seydişehir Postası I 1990
“… 5 Ağustos Ekonomik Kalkınma Bayramı, dünyadaki ilk ve tek örneği olarak “Sanayi Bayramı” niteliği bozulmadan kutlanmaya devam edilmelidir.”
Rubâi
5 AĞUSTOS
Beş Ağustos’un büyük, çok büyük önemi var,
Alüminyum Sanayi, açtı yeni imkanlar;
‘Bilir Seydişehirli, kadrini kıymetini,
Sevinir bugün elbet, elbette bayram yapar.
SEFA
Kadir Demir’e Anlattık - Seydişehir Postası I 1990
“…Bu bölgeye yapılacak en büyük hizmet Alüminyum ek tesislerinin Seydişehir’e yapılmasıdır.”
Rubâi
EK TESİSLER
“Mortaş dağında çıkar Boksit, Seydişehir’in,
Alüminyum’a döner, içinde Tesisler’in,
Trakya, dediğin yer, Ayçiçek tarlası,
Ek tesislerin yeri, çıktığı yer cevherin.
SEFA
ERMENİ TASARISI
“…Bu hassas konu gündeme geldiği zaan, her seferinde yoğun bir gayret içine giriyor ve tehlikeyi bertaraf ediyoruz. Ancak, esas yapılması gerekenin, konu gündeme gelmeden de çalışmaları aralıksız olarak sürdürmek olduğu unutulmamalıdır. Türkiye, Ermeni engelini mutlaka aşmalıdır. Konu gündemden çekildiği zaman, biz de knuyu adeta unutuyor ve karşı faaliyeti yavaşlatıyoruz. Bir asırdır bize pahalıya patlayan bu meselenin kökünden halledilmesi için, aralıksız çalışmalar yaparak, gerçekler kalın kafalara dank ettirinceye kadar mücadele verilmelidir.”
MESNEVİ’DEN İNCİLER
"Ney çalmak, oynamak, zıplamak şöyle dursun, Mevlana Celâleddin-i Rûmî hazretleri, yüksek sesle zikir bile yapmazdı."
HOŞ SADA
“Ne derler?
“İki kapılı han”
“Misafirhane”
“Giden gelmez, gelen durmaz”
İnanıyoruz ki; boş bir ömürün enkazı yerine “Kubbede hoş sâdâ bırakmak” isteyen şahıslar ortaya çıkacaktır.
HAH ŞÖYLE !
“…Aynı cümleyi, aynı günün gecesi bir defa daha kullandık. Bu defaki olay ise, “Ermeni tasarısı” konusunda TV’deki açık oturudu. İktidarı ve muhalefetiyle, siyasi parti temsilcileri aynı noktada birleşerek, ortak tavır alıyorlar ve şöyle diyorlardı:
“ABD, Ermenileri reddetmelidir.”
TRT’DEN BEKLEDİĞİMİZ
"...İkinci dünya harbinden sonra milletler arasındaki psikolojik savaşın şiddetlendiğini, günümüzde de olanca şiddetiyle devam ettiğini unutmamalıyız."
"...Rusya ve Amerika başta olmak üzere diğer batılı ülkelerde propaganda için milyarlarca dolar harcamaktan çekinmemekte, modern emperyalist zihniyetleriyle ülkeler üzerinde hakimiyet tesisine çalışmaktadırlar. Günümüzün en etkili propaganda aracı olan televizyonu kullanabildikleri ölçüde de hedeflerine yaklaşacaklardır."
UNUTTUĞUMUZ BİRŞEY VAR
"Sürat asrı artık bu şiirli duygu ifadelerine de yer bırakmamıştır. Şiir bile mekanikleşmiştir. İlerleyen teknoloji ile insanoğlu daha giderek tabiatı ve dünyayı daha çok kontrol altına almaktadır. Ancak rahatı, refahı ve huzuru sağlamada aynı başarı gösterilebiliyor mu?
"En yeni teknolojileri geliştiren zengin ülkelerin gençliği bile, huzursuzluktan öte bir buhranı yaşıyor. Binbir illetin pençesinde bir nesil ortaya çıktı sürat asrında. Dememekk ki, unuttuğuuz bir şey var! Bu güzel ilerlemenin teknolojik gelişmenin yanında sanata, edebiyata, estetiğe, duygu ve düşünceye yer vermeyi ihmal etmemeliyiz." Cümleler, 1988 yılından...
Referandum Sonrası - Seydişehir Postası I 1988
1990’lı yıllar ile 2010’lu yıllar arasında fark görebilecek misiniz? Muhalefette zihniyet değişmiyor.
"... Referandum yolunun muhalefet partilerince adeta faydasız bir müessese imiş gibi gösterilmesi, demokrasi adına fevkalade esef verici bir hadisedir."
"... Referandum sandığından büyük ekseriyetle "Hayır" çıktığına göre ahalli seçimler Mart’a belki de daha sonra kalmıştır. Bu sonucun uzun süredir seçim atmosferinde yaşayan Türkiye için faydası olduğu söylenemez. İktidar partisi ise 29 Kasım genel seçimlerinde aldığı oyu yaklaşık olarak korumuştur. Bu duruda dört yıl daha iktidardadır. Buna göre muhalefetin de "Özal’ı devirme" hedefine ulaşamadığı söylenebilir. Neticede referandumun muhalefet tarafından yozlaştırılmasından zararlı çıkan Türk milleti olmuştur. Çünkü bir anayasa maddesi değiştirme fırsatı değerlendirilememiştir."
VE REFERANDUM
Türk siyasi hayatına dair gerçekten çok şey bulabileceğiniz bir yazı. Sefa Koyuncu’nun 30 yıl önce yapılan referandum yazısında aynen şu ifadeler yer alıyor:
"...Referandumda milletimiz anayasasına sahip çıktığını gösterirse, ötedenberi tartışılan YÖK, TRT, AET’ye giriş, NATO’da kalış, ABD’de olduğu gibi "Başkanlık" sistemine geçiş ve daha birçok hayati konuda referanduma gidebilmenin yolu açılmış olacaktır."
"...Böylece Özal iktidarının alternatifi de ortaya konmuş oldu: Koalisyonlar, tartışmalar..."
Referandum Yaklaşırken - Seydişehir Postası I 1988
25 Eylül 1988... Bir referandum öncesi kaleme alınan yazıdan özetler:
"...1950’den önce şeflik döneminde bu millete hiçbirşey danışılmazdı. Bırakalım Anayasa Maddesi değişikliğini, millete seçim bile çok görülürdü."
"...Olağanüstü şartlar altında yapılan Anayasalar, zaman içerisinde ihtiyaca cevap veremez duruma gelmekte ve değiştirilmesi icabetmektedir. Bu anayasa değişikliklerinin yine olağanüstü şartlarda yapılmasını beklemek mi, yoksa millet iradesiyle değiştirmek mi daha iyi?"
İlk Alüminyum İhracatı - Seydişehir Postası I 1988
"1987 yılında Başbakan Turgut Özal, bir gazetecinin "Türkiye’nin en önemli meselesi nedir?" sorusuna, "İhracaatı ve döviz girdisini artırmaktır." diyordu.
"...Seydişehir’i bir "Alüminyum İhraç Merkezi" haline getirmek çetin bir mücadele ister. Seydişehir ve bölge sakinleri, tesislerde çalışan işçiler olarak, istikbâl için fekalade önemli olan bu gelişmelere destek olmak zorundayız. "
Seydişehir ve Türkiye, hedeflerine ulaşabildi mi?
Tevsie Yeşil Işık - Seydişehir Postası I 1988
"Bu dev tesislere sahip çıkılmazsa yıllardır olduğu gibi, istikbale dönük projelerin uygulanması gecikir. Belki de hiçbir şey yapılmaz. O zaman da tesisler önemini yitirir. Siyasilerle bölge sakinleri arasında iyi bir diyalog kurulur, bölge insanları ağırlığını hissettirirse tevsiin yapılmasına kimse karşı koyamaz."
"Yine bu bölge insanları tesislere sahip çıkmazzsa, kaybeden kendileri olur; yani hepimiz oluruz. Unutmamalıyız ki, Seydişehir’de bugün bir takım gelişmeler oluyorsa bu Alüminyum Tesisleri ve tesislere bağlı bir büyük kitle olduğu içindir."
Kamran Beyden Beklediğimiz - Seydişehir Postası I 1988
"...Alüminyum üretimi ve pazarlanmasında bir devlet politikası tesbit edilmemiş, alüminyum bir "milli dava" olarak ele alınmamıştır."
"Başta Uçak sanayii olmak üzere, birçok sanayi için stratejik önemi olan alüminyum ABD’de, üretimi devlet kontrolünde olan dört stratejik addeden biri olduğu bilinmektedir."
Orijinal Bir Bayram - Seydişehir Postası I 1988
Bunun için de herşeyden önce "Alüminyum"’u iyi tanımalı, içinde bulunduğumuz ve içinde yaşadığımız hazinenin kıymetini bilerek, ona sahip çıkmalıyız.."
"...Memlekezimizde TUSAŞ, Türk Havacılık ve Uçak Sayanii’nin kurulması ve ilk Türk savaş uçağının semalarımızda uçmasından sonra, alüminyum savunma sanayimizin vazgeçilmez bir maddesi olmuştur."
"...Gelişmekte olan ülkelerde demir-çelik tüketimi daha fazla olduğu halde, gelişmenin ileri seviyesine ulaşmış ülkelerde, alüminyum tüketimi artarak, demir-çelik tüketiminin hızı azalmıştır. Bu demektir ki, alüminyum tüketimi sanayileşmenin ölçüsüdür. Alüminyum, 2000’li yıllara bir numara olarak girecek özellikte bir metaldir."
Seydişehir Vilayet Olmalı - Seydişehir Postası I 1988
"....Ülkenin tek birincil alüminyum üreticisi olan Alüminyum Tesislerinde boksit madeni işlenmektedir. Fabrikanın kapasitesi artırıldığında Seydişehir, şu andaki nüfusunun iki katı bir nüfusa sahip olacaktır."
"... Seydişehir’in vilâyet olması, çevresi ile yurdumuz için kaçınılmaz bir zarurettir."
Genel Müdür Dedi ki…. - Seydişehir Postası I 1988
"Kimse devletten büyük değildir. Söz konusu olan Türk alüminyum ve bakır sanayii olduğuna göre kamu-özel ayırımı yapmadan ortak hareket etmeliyiz. Diğer ülkelerde bu başarılmış ve bir sisteme oturtulmuş, biz de bir ortak sistem kurmalıyız."
"Bizim toplantılarımız, Türk Alüminyum ve bakır sanayini dışa açarak kârlı sektörler durumuna getirmektir."
BAŞBAKAN’A SUİKAST
Turgut Özal’a suikast girişiminin ardından kaleme alınan yazı... Sultan Abdülhamid Han’ın tarihe damga vuran ve geçerliliğini her geçen gün artıran cümleleriyle bezenmiş. Girildiği tarih itibariyle yaklaşık 30 yıl geçmiş. Peki 2017 yılında güncelliğini yitirmiş mi?
"...Demek oluyor ki, seksen yıl önce de aynı problemlerden şikayetçi idik. Sulh ve sükun içerisinde geçen bir on yılımız olmamış. Harp zuhur etmiş, anarşi ve terör ortaya çıkmış, hükümetler binbir gaile uğraşmak zorunda kalmış. Bu da siyasi ve ekonomik istikrarı bozduğundan düzenli bir kalkınmaya imkan bırakmamıştır."
Vilayete Birinci Adım - Seydişehir Postası I 1988
"...Ankara sel felaketinde ailesini ve evini kaybeden bir baba, TV haberlerinde şöyle diyor, "Alt yapısız şehir olmaz. Ankara’da düzenli bir kanalizasyon şebekesi olmadığından çocuklarımı ve evimi kaybettim!" diyordu.
1988 tarihli yazıda konu Seydişehir’in il ollması ve il olma kriterleri.
Ver Elini Akdeniz - Seydişehir Postası I 1988
Konya - Seydişehir - Antalya yolunun açılması. Bir yol hikayesiydi, en uzunundan. Bugün değerlendirilebildi mi, bunu yöre halkı bilir.
"... Fakat Anadolu toprağının Akdeniz’e, Akdeniz’in mavi sularının da Anadolu’ya hasreti tarih kadar eskidir. İki ayrı iklim, iki ayrı dünyayı birleştirecek olan yolun bir an önce tamamlanmasını bekleyeceğiz. Ve diyeceğiz:
- Ver elini Akdeniz,
- Ver elini Anadolu’ya."
ALÜMİNYUM ÇIKMAZI
Hani bugün dünyanın en zenginleri arasındaki maden işletmecileri var ya? Buna bir de 1988 tarihinde yazılan yazıdaki şu cümlelerle bakalım. Bellki ülke politikalarımız uzun soluklu olsaydı diyeceksiniz.
"...Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi, alüminyum işletmeciliği Türkiye’de "Millî Dava" çapında ele alınmış değildir."
"Dünya alüminyum piyasasında kartelleşen üç-beş firma, "Borsa Tezgahı"nın arkasına saklanarak sözle fiyatları yükseltmekte, gerçekte ise düşük fiyatla alüminyum satarak, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin sanayiini baltalamaktadır."
ilk
46-60
61
62
63
64
65
66
67
68
69