Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: Türk Edebiyatı
DİL VE ÜSLUPTAKİ SERTLEŞME PSİKOLOJİMİZİ BOZUYOR
Dilimiz sertleşiyor! Osmanlı İstanbul’unun o âhenk âbidesi, o nâzik üslubunu yok ettik! Konuşurken birbirimize karşı kullandığımız kelimeler, göstericilerin polis panzerine fırlattığı taşlardan, Molotof kokteyllerinden farksız. Etki, tepki doğuruyor ve geriliyoruz, psikolojimiz bozuluyor. Bu felâketin sorumlusu ise Fıstıkçışahap’tır.
SARAYBOSNA YANIYOR
Bosna-Hersek yarası durmaksızın kanıyor
Mısırlı Butros Gali, Sırp’a imkan tanıyor.
Seyrediyor uzaktan petrol milyarderleri,
Osmanlı yadigârı Saraybosna yanıyor!
BOSNA DESTANI
- Hakkı Turayliç’e –
Düştü bir şehîd daha, öldü Sırp kurşunuyla,
Karlı bir kış gününde, boyandı kar, kanıyla.
Yazdığın bir destandır, ey kahraman Bosna’lı!
Grur duyacak neslin, bağımsız vatanıyla!
ÖMÜR
Günler çabuk geçiyor, peşinden koşuyoruz,
Üzülüyoruz bazen, bazen de çoşuyoruz.
Kısacık ömrümüzde, ölümden sonrasına,
Hazırlanmıyor isek, boşa konuşuyoruz!
HAÇLI SEFERİ
Katledildi mâsumlar, kan döküldü yok yere,
Çıktı, Bosna-Hersek’te Haçlı yine sefere.
Çıkardı maskesini sözde medeni Batı,
Bütün dünya seyirci oldu Sırp canilere!
GENÇLİK ÇAĞI
Hatırlıyor da insan çocukluk günlerini,
Kovalıyor durmadan seneler birbirini.
Gelip de geçiveren gençlik çağından sonra,
Anlamaya başlıyor yaşlılık hallerini!
ÇAM AĞACI
Örtüyor dallarını ipincecik bir dantel,
Buzların arasında görünüyor binbir el.
Güz gelince ağaçtır yaprağını dökerken,
Kar altında yemyeşil çam ağacı ne güzel!
EROZYON
Gidiyor beşyüz milyon ton toprak, her yıl elden,
Barajlara, göllere sürükleniyor selden.
Tehlikeye durmadan dikkat çekiliyor da,
Erozyon canavarı önlenemiyor, neden?
KIŞ TEMİZLİĞİ
Yine mevsim değişti, bahardan kışa geldik,
Buz kesince havalar kalın urbalar giydik.
Bembeyaz oldu birden kararttığımız çevre,
Şehirlerde dağlarda başladı bir temizlik!
FIRTINA
Geldi hâzân yapraklar büründü alevlere,
Sıçradı kıvılcımlar bağlara bahçelere.
Önce yağmur başladı sonra da fırtınalar,
Bir yangının külleri savruldu yerden yere.
SONBAHAR
Yaprağın sararması sembolü sonbaharın,
Esrarlı perdesine bürünmesi dağların.
Bir sayfadır ölümden yere düşen her yaprak,
Tefekkür mevsimidir Sonbahar insanların!
DÂVÂMIZ
Bir yeşillik denizi yaylaları, ovası,
Huzur verir insana Anadolu havası.
Yükselmesi yurdumun maddesi mânâsıyla,
Dâvâmız pırıl pırıl bir Türkiye dâvâsı!
AĞAÇLAR
Seyretmeli baharda yeşeren yamaçları,
Yamaçlarda hayatın tabii ilaçları.
Şükretmeli Allah’ı nefes alıp verdikçe,
Dost bilmeli kendine yemyeşil ağaçları!
ÖZLEM
Özleriz ilkbaharın rengini kokusu,
Masmavi ufukların yemyeşil dokusunu.
Özleriz rüzgarlarda kıpırdayan dalları,
Çiçeğin açışını kuşların uçuşunu.
ÇEPEÇEVRE
Güpegündüz güneşsiz kalmadan güzel şehir,
Çökmeden tepemize bulut halinde zehir,
Kuşatsın çepeçevre ağaçlar çevremizi,
Olmasın atmosferde bir damlacık bile kir!
TABİAT ECZANESİ
Devâdır nice derde çevredeki bitkiler,
Nice ağır hastaya şifasını verirler.
Bitkilerden katre var ilaçlarda, haplarda,
Tabiat bir eczane oldu nice devirler!
BOSNALI ÇOCUK
Medenî Avrupa’nın (!) ortasındadır yurdun,
Bosna-Hersek’li çocuk sen Avrupa’da doğdun!
Atıldın arenada sırtlanların önüne,
Haçlı seferlerinde kurşuna hedef oldun!
MÜCÂHİDLER BOSNA’DA
Nal sesine âşina bir yerlerden geçtiler,
Fatihlerin geçtiği seherlerden geçtiler,
Yetiştiler Bosna’da mazlumlar imdadına,
Mücahidler anadan, yardan, serden geçtiler!
BOSNA’YA YARDIM
Haçlı katliamında akıtılan kan bizim,
Vahşete maruz bırakılan namus bizim, can bizim!
Servetini et feda, yetiş sen de imdada,
Bosna’da yok edilen din bizim, vatan bizim!
ALEV TARLALARI
Çiftçimiz hasat sonu anızları yakıyor,
Yükselen alevlerin seyrine bakıyor.
Kül oluyor canlılar alev tarlalarında,
Bereketli topraklar denizlere akıyor.
MEDENİYET
Yeşillikler olmasa yanar dünya kavrulur,
Ormanlık alanların yağmurları bol olur.
Medeniyet ağacın kıyetini bilmektir,
Havada ne oranı ağaçlarla korunur!
UYAN!
Kan akıyor durmadan elan Bosna-Hersek’te
“Yeni Dünya Düzeni” Sırp’a destek vermekte!
Uyan artık gafletten ey Anadolu Türk’ü,
Haçlı katliamında sıra sana gelmekte!
GÜZELLİKLER YAŞASIN
Gözümüzü dalların yeşilliği okşasın,
Çirkinlikler kaybolsun, güzellikler yaşasın.
Yayılsın çevremize içimizdeki huzur,
Sabah doğan güneşle hayat güzel başlasın.
GÖKOVA
Kurulmuş bir santralı söküp atmak ihanet,
Milli serveti çar çur etmek asıl cinayet!
Gökova korunmalı, santral da kurulmalı,
İyi bir teknik ile temiz kalır nihayet.
ilk
31-45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61-66