Aşk-ı Nebi Sanat Olunca

YAŞADIKÇA I Aşk-ı Nebi Sanat Olunca

 

           Başbakan Erdoğan, Lütfi Kırdar'da açılan Hilye-i Şerif sergisinin, "Aşk-ı Nebi Sanat Olunca" isimli kataloğuna yazdığı ön sözde, diyor ki:

           "Değerli sanatseverler, Ülke ve millet olarak, yeryüzünde ulaşabildiğimiz her yere, aşk ve tutkuyla inşa ettiğimiz sevgi medeniyetimizin nadide sembollerini ulaştırmanın ve bu sembolleri tarihe silinmeyecek şekilde miras bırakmış olmanın büyük iftiharını yaşıyoruz.

                   Selçuklu'dan bugüne kadar, ulaşabildiğimiz her yerde, şehirler, köprüler, yollar, sebiller, han ve kervansaraylar imar ederek, toprak değil, gönüller fethetmiş bir ecdadın takipçileriyiz. Yine iftiharla ifade etmeliyim ki, bizim medeniyetimiz, kılıcın değil, kalemin nazenin darbeleriyle şekillenmiş bir medeniyettir. İlim ve sanat, medeniyet teşekkülümüzde her zaman öncü konumda olmuş; ilim ve sanatın ışığında devletin, toplumun ilerleyeceği yol aydınlatılmıştır.

                    Bizim, istikbalimizi şekillendirmede en önemli rehberimiz, hiç kuşkusuz tarihimiz ve miras devraldığımız işte bu gönül medeniyeti, bu sevgi medeniyetidir. Tarihimizin ilim ve sanat kaynaklarıyla kucaklaştıkça, orada sadece şekil değil; tüm yaşantımızı çerçeveleyecek, bize istikamet belirleyecek bir öz, ruh ve anlayış bulacağımız, onun dışındaki her arayışta başarısız olacağımız tarih boyunca defalarca tecrübe ile sabit olmuştur.

              Son on yılda, medeniyet, siyaset ve iktisadiyattaki gelişmeler yanında, ilim ve sanat alanında da ülkemiz artık dünya sahnesinde adından sıkça söz ettiriyor. Modern sanat dallarının yanı sıra, uzun yıllar tarihin tozlu sandıklarında üzeri örtülmüş klasik ve geleneksel sanatlarımızın canlanması bizi bir hayli memnun ediyor, umutlandırıyor.

                 Son yıllarda, gerek İslam ülkeleri içinde gerek dünya çapında güçlü     geleneğimizden beslenmekle birlikte kendine özgü çağdaş bir çehre de kazanan klasik sanatlarımızda ortaya çıkan yeni eserler dikkat çekici bir şekilde artıyor. Yıllar önce ülkemize sadece eski eşya müzayedesinden levha toplamaya gelenler artık İstanbul'a yeni bir hilye, hat, tezhip, tesbih almaya geliyor.

                   Hamdolsun ki, şanı sınırlarımızı aşıp bütün dünyaya yayılmış yaşayan hattatlarımız ve tesbih ustalarımız, tasarımcılarımız, koleksiyonerlerimiz milletimiz için geçmişte olduğu gibi bugün de büyük bir iftihar vesilesi olmaya devam ediyor. 

                   Hiç kuşkusuz, tüm sanat dalları gibi, geleneksel sanatlarımız da, bu alana gönül vermiş, hayatını adamış, adeta ilgilendiği sanatın içinde erimiş ustalarımız tarafından büyütülecek ve geleceğe taşınacaktır. Büyük ustalarımızın yetiştireceği çırak ve kalfalar sayesinde, inanıyorum ki gelecekte bu sanatlarımız çok daha yaygınlaşacak ve gelişecektir.

                   İstanbul'umuzda, "Aşk-ı Nebi" adıyla dünyanın en büyük Hilye-i Şerif sergisini tertip eden değerli dostumuz Mehmet Çebi'ye, ustalığını ve gönlünü genç nesillerle paylaştığı için şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı ifade etmek istiyorum.

                   Sergideki yaklaşık 200 Hilye-i Şerif ve 250 tesbih, bu coğrafyada belirli bir değerler skalası etrafında imbikten süzülerek oluşmuş bir sanat zevkinin izlerini taşıyor. Hilye-i Şerif formundaki biçimsel yenilikleri ve çağdaş yaklaşımları da içeren ve her yönüyle modern bir atılımın habercisi olan bu sergideki eserlerin sahibi olan değerli sanatçılarımızı kutluyor, bize bu zevki yaşattıkları için kendilerine ve ev sahibine içten teşekkürlerimi sunuyorum.

                     Bu sanatlara gönül ve emek vermiş ve aramızdan ayrılmış bütün üstadlarımızı rahmetle yâd ederken, bu koleksiyonda yer alan bütün sanatçılarımızı ve onların eserleriyle bizleri buluşturanları tebrik ediyor ve daha büyük başarılar diliyorum."

 

Recep Tayyip Erdoğan - Başbakan

 

SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ - 03.02.2013

 

 

http://tg.com.tr/makaledetay.aspx?ID=563728

 


Dosyalar