MAHKUM

ŞMAHKÛM
 
Mahkûmsun biliyorum,
Azâdsız bir kalede…
Mavilik diliyorum,
Esrârengiz kulede!
 
Şehir ışıklarını,
Kısarken birer birer…
Sırlar yakar farını,
Dalar odana girer!
 
Görünmeyen bir gölge,
Dolanır etrafında…
Kurtarılmamış bölge,
Kaynar sol tarafında!
 
Sendedir nere gitsen,
Adım atsan peşinde…
Gitmez elinle itsen,
Zâten itemezsin de!
 
Anlar gibi olursun,
İnsan nasıl delirir…
Aynalara solursun,
Bir tebessüm belirir!
 
Yudumlarken kahveni,
Uzaklara bakarsın…
Titretir buhar seni,
Gemileri yakarsın!
 
Sonra yangın tüpünü,
Sıkarsın alevlere…
Kurtaramazsın günü,
Yenilirsin devlere!
 
Gece yine çökmüştür,
Olanca haşmetiyle…
Kıvranılan bir düştür,
Gölgenin dehşetiyle!
 
Vurursun yokuşlara,
Yükün gâyet ağırdır…
Varmaz elin tuşlara,
Zira cep de sağırdır!
 
Dalarsın bir aralık,
İnternet vadisine…
Site mail sörf tık tık,
Cevap gelmez sesine!
 
İyice kaptırırsın,
Tam gaz alırsın yol…
Birkaç tur yaptırırsın,
Tutmaz oynadığın rol!
 
Ağırlıktır biriken,
Uyuyacaksın tam da…
Kepengi indirirken,
Işık belirir camda!
 
Yağmurlu bir sabaha,
Yorarken sözlerini…
Başlamadan gün daha,
Açarsın gözlerini!
 
Dönerken böyle devrân,
Derin dünyanda varım…
Yansıyanlar aynadan,
Bütün anlattıklarım!
 
Mahkûmum biliyorsun,
Azâdsız bir kalede…
Mavi’yi siliyorsun,
Esrârengiz kulede!
 
Sefa Koyuncu I 05.04.2009 - Türkiye Gazetesi
.