Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR VE İNŞÂSI (4) AKILLI VEZİR
Gönderdiği adamlar, Beyşehir’e dönmedi,
Eşrefoğlu bu hâle daha da içerledi.
Nasıl olur da dönmez en sadık adamları,
Büyüyle mi tutuyor Horasanlı bunları/
Vezirine dedi ki: “Ordumuzla gidelim,
Hârûn’un kal’asını yıkıp harâb edelim.
Giden adamlarına sihirbazlık yapıyor,
Akıllarını çelip hizmetine katıyor.
Tutup şehir kuruyor bizim arazimize,
Göz mü dikiyor yoksa bütün beyliğimize?
Ey vezir! Ordumuzla VelVelîd’e gidelim,
Gecikmeden Hârûn’un işini bitirelim!”
Mehmed Bey’in veziri akıllı bir zât idi,
Beyi’nin bir yanlışlık yapmasını önledi.
Dedi ki: “Sultanım bu zât bir Velî olmalı,
Sabredip maksadını iyice anlamalı.
Beylikte ve toprakta, belki de gözü yoktur,
Size karşı söylenmiş kötü bir sözü yoktur.
Birkaç adam gönderip durumu anlayalım,
Hakk dostuna karşı bir yanlışlık yapmayalım.2
Mehmed Bey, vezirine büyük değer verirdi,
Vezirin sözlerini bu sebeple dinlerdi.
Birkaç askeri daha tembihleyip gönderdi,
“Horasanlı’yı bulup, bana getirin!” dedi.
Bu defa da askerler dönmediler geriye,
Hayran olupkaldılar Seyyid Hârûn Velî’ye.
Mehmed Bey, askerini yedi kere gönderdi,
Ancak her kerresinde giden geri gelmedi.
Eşrefoğlu öfkeyle bağırdı vezirine,
“Gönderdiğim askerler geri gelmedi yine!
VelVelîd’e sefer var, tez orduğu hazırla,
Şehri yakıp, yıkmaya gideceğim ordumla!”
Vezir dedi ki: “Beyim, bu defa ben gideyim,
Yerinde inceleyip, durumu öğreneyim.”
“Peki” dedi Mehmed Bey, “Biraz daha duralım,
Çabuk geriye dön de bir karara varalım.”
DEVAM EDECEK ……………..
3011.1993