SEYDİŞEHİR RAPORU - 1 I SENDİKACI GÖZÜYLE OLAYLAR

            SEYDİŞEHİR RAPORU (1)

 

                İşçi yine gündemde… Uzun bir fasıladan sonra, fabrika işgallerinin, grevlerin, birdenbire alevlendiğini görüyoruz. Neden?

                İki yılda bir yenilenen, toplu iş aitlerinin başlangıç safhasına gelmiş bulunuyoruz. Bu seeple, işçi-işveren ve sendika rekabetleri ile alâkalı haberlerin, efkâr-ı umumiyeyi hayli meşgul edeceği açıktır. Hele başta, memleket menfaatini korumaya azimli bir hükümet bulunması ve anarşinin kökünü kurutmaya matuf kanunları çıkarmakta kararlı gözükmesi, işçi simsarlarını daha şimdiden gazaba getirmektedir.

               

                Bu yazı serimizde, ideoloji grev ve işgallerin temelindeki sinsi gayeyi vesikalarla gün ışığına çıkarmaya, gerçek vatanseverleri dostça aydınlatmaya ve hâb-i gaflette olanları uyarmaya çalışacağız.

                Memleketimizdeki sendikacılığın ve anarşinin iç yüzünü açıkça ortaya koyması bakımından fevkâlâde şâyân-ı dikkat olan Seydişehir olaylarını öncelikle ele alıyor ve yakın maziyi hazırlatarak işe başlıyoruz.

 

              SENDİKACI GÖZÜYLE SEYDİŞEHİR OLAYLARI

                Türk Metal Sendikası’nın 21.1.1976 günü beyânâtı ile Seydişehir olayları şöyle ifade edilmiştir:

                Kurulduğu günden beri Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nde işçi olayları devam etmektedir. Olayların müsebbibleri son on yıl içinde yetişmi olan devlet ve rejim düşmanı profesyonel anarşist Marksist militanlardır. Son olarak 26 Aralık 1975’de yine olaylar çıkarmışlar ve bu olaylar sırasında Türk Metal’in Seydişehir Şubesi yönetim kurulu üyesi Hasan Kadıoğlu’nu öldürmüşlerdir.

                Olayların bu safhaya kadar politika dışında cereyan etmesine rağmen, olay sonrası CHP’nin Mustafa Üstündağ başkanlığında bir heyet göndermesi üzerine politik bir yöne çekilmiş. Seydişehir’deki işçinin haysiyet mücadelesi politik istismar vâsıtası olarak kullanılmak istenmiştir. Olayların objektif ve doğru olarak değerlendirilmesi için başlangıcından bu güne kadar ki Seydişehir işçi hareketini açıklamakta fayda görüyoruz. (Dilerseniz Türk  Metal’in açıklamasına burada kısa bir ara verip, Hasan Kadıoğlu’nu öldüren militanın hüküm giydiği tarihe, olaydan üç yıl sonrasına, 1978’e bir göz atalım.

                İfşâatı yine Türk Metal’in Aralık 1978 tarihli mecmuasından alıyorum.

 

                HASAN KADIOĞLU’NU KATLEDEN MADEN-İŞ MİLİTANININ CEZASINI YARGITAY ONAYLADI

                Bilindiği gibi Türk Metal sendikasının Seydişehir teşkilâtlanması sırasında Maden-iş militanları 26 Aralık 1975 günü işyeri önünde Türk Metal üyelerine bir saldırı yapmışlar. Türk Metal Seydişehir Merkez Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kadıoğlu’nu öldürmüşler, Murat Ergün adlı Türk Metal üyesini de ağır yaralamışlardır. Olaydan sonra Maden iş militanlarından Celal Kılıç ve beş arkadaşı tutuklanmıştı.

                Olayın soruşturması Seydişehir’de yapılmış, duruşmalarına Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilmişti. Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Nisan 1978 tarihinde karar vererek, Türk Metal mensubu Hasan Kadıoğlu’nu öldürdüğü, Murat Ergün’ü yağır yaraladığı gerekçesiyle Maden-İş militanı Celal Kılıç’ı 24 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırmıştı. Bu ceza katil tarafından temyiz edilmişti.

                Temyizden  sonra mahkeme kararı, Yargıtay birinci ceza dairesinde ele alınmış, Hasan Kadıoğlu’nu öldürdüğü tesbit edilen Maden-İş militanının aldığı 24 yıllık ceza Yargıtay’ın 16.8.1978 tarih ve 198-3136 sayılı kararıyla tasdik olunmuştur.

                Böylece ve bu kararla DİSK’e bağlı Maden İş sendikasının eli kanlı katil bir kuruluş olduğu mahkeme ve Yargıtay kararıyla tesbit edilmiştir.

                Bu ifşaatı naklettinten sonra, yarıda bıraktığımız beyânata tekrar dönüyoruz.

 

             SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ  - 16 MART 1980

 

Dosyalar