Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Konular: Güncel ve Aktüel
ERMENİLER YİNE SAHEDE
“… Ermeniler kendi kafaları ile kendi insiyatifleri ile Türk topraklarına saldıramaz. PKK’da kendi düşüncesi ve gücü ile Türk milletinin karşısına çıkamaz. Ancak maşa olarak kullanılabilirler. Batı’nın emellerine alet olabilirler. Ermeni’nin ve PKK’nın elinden gelen ancak budur.”
GÜLERYÜZLÜ YAZILAR
“… Günümüz insanı, gününü gün etmeyi ciddi meselelerle uğraşmaya tercih ediyor. Ciddi meseleler daha ziyade devlet ve hükümetlerin üzerine yıkılmış gibi görünüyor.”
“… Güler yüzlü yazılar” daha çok okunuyor, “güldürü programları2 daha çok seyderiliyor. Espriri kabiliyeti fazla olan politikacılar daha çok ilgi çekiyor.”
ÇOK ÇALIŞMAK LAZIM
“… Günümüzde yetişmiş insan gücünün yerini hiç bir şey tutamıyor. Ekonomik ve siyasi üstünlük de yetişmiş insan gücüne bağlı.”
“… Herşeyi devletten bekleme alışkanlığından mutlaka, ama mutlaka kurtulmalıyız. Ekonomik manada her fert bir devlet olmalı, ekip kurmalı, ihtisas alanında bir şeyler yapmalıdır.
- Kalkınmanın başka reçetesi yoktur.
FELAKET ZİNCİRİ
“… Milletimizi büyük acılara boğan felaket zincirine dua edelim ki yenileri eklenmesin. Allah-ü Teâlâ beterinden saklasın. Bu acı günlerde birlik ve beraberlik içinde olmaya, yardımlaşıp bir an önce yaraları saraya, hadiseleri sabırla ve soğukkanlılıkla karşılamaya gayret etmeliyiz.”
Ne Halleri Varsa Görsünler! - Seydişehir Postası I 1992
“… Teslim edivererelim, kimsesiz çocukları da misyonerlerin eline. Yardıma muhtaç çocuklar meselesini böylece kökünden hallediverelim gitsin! Atalım çocukları başımızdan. Rahatımıza bakalım.”
“…Gevşediğimiz bir vakıa!
İnanç olarak Hıristiyanlığı seçenimiz yok ama, hıristiyanlara ait adetleri uygulamaya başladığımız da acı bir gerçek olarak ortada. Bu da gösteriyor ki, misyonerlerin filimlerle, kitaplarla ve lüks yerlerde yaptıkları sinsi propaganda tesirini göstermiştir.”
VUR PATLASIN, ÇAL OYNASIN
“… Vur patlasın, çal oynasın!” deyimi, günümüzdeki mes’uliyet şuurundan uzak yayıncılığın özeti gibidir.
Daha çok kan, daha çok şiddet ve daha çok şehvet teşhir eden filimler i iş yapıyor?
Öyleyse çevir gitsin!
Yeter ki çok, daha çok para kazanalım da, gerisine boşver!”
İnsanlar gittikçe hissizleşiyormuş, çocuklar suça itiliyormuş, umurumuzda mı? “
YUNUS EMRE PARİS’TE
“…Gelin sizler, sahip olduğunuz ekonomi, silah ve teknoloji üstünlüğünü insanlığın hizmetine verin. Haberleşme sistemleri ve nükleer silahlarla milletin tepesinde “avcı kuş” gibi dönüp durmayım. İnsanlığa kâbus değil sevgi verin; sevin sevilin…”
GELECEKTEN BEKLEDİĞİMİZ
“…Bu vatanı canları pahasına düşman istilasından kurtararak bize emanet edenler acaba ne düşünüyorlardı, bizden ne bekliyorlardı dersiniz?
Bir iki nesil önce kaleme alınan eserlerden anlıyoruz ki, bu vatanı bize bırakanlar herşeyden önce vatanın ve milletin istiklâlini ve birliğini muhafaza etmemizi istiyorlardı.”
KÜLTÜR BAKANI
“…Hele hele Türk ve İslam dünyasında milli kültürlerin hareket halinde olduğu bir dönemde Türkiye’nin kendi kültürüne ters düşen bir bakana sahip olması meselesi önemlidir. Hazret-i Mevlâna için “Dünya görüşünü müzikle, dansla birleştirmiştir” demek dünyanın tanıdığı bu küçük zatı küçültmek değil de nedir?”
“Zira Rönesans’tan bahsettiğine göre O’nun kültürden anladığı olsa olsa grek-latin kültürüdür. Milli Türk kültürünü ihyâ edecek değil yâ!”
BASININ FONKSİYONU
“…Aynı basın bir zamanlar da rahmetli Adnan Menderesle uğraştı. Netice malum…”
“…Çünkü basının işi siyasi şahsiyetlerin hususi meseleleri ve şahsi tasarrufları ile uğraşmak olmamalıdır.”
“Siyasi Liderleri sürekli olarak yıpratma yoluna gitmek, ülkemize devamlı olarak kayıp verdirmektedir. Bu davranışla senenin 365 günü,
çekişme ile dolu olarak geçmekte; dış dünyaya ise “kavgalı toplum” imajı verilmektedir.
2000’Lİ YILLAR
“… 1980 öncesini de unutmamız mümkün değil. Kan, ölüm ve anarşi dönemi.”
“…Akşam evimize giderken silah sesleri işiterek, yolumuzu değiştiriyorduk. Eve dönmeyen babalar ve evlatlar için gözyaşı döken analar ve çocukların hali içler acısıydı.”
“…Yaklaşan seçim arifesinde görülen manzara ise hiç de iç açıcı değildir. Bugünkü manzarası ile Türkiye 90 yıl öncesi siyasi tablodan farksızdır. Ve bu gidişle siyasi istikrar galiba kutup yıldızına kaçmıştır.”
ÇEVRE BAKANLIĞI
“… Öte yandan bir program ve bir esasa dayanmadan serbestçe kullanılan ziraî ilaçlar, gübreler ve hormonlar insan sağlığını ciddi bir şekilde tehdit etmektedir.”
“…Günümüzde ileri toplu olmanın bir ölçüsü de o toplumun insan ve çevre faktörüne verdiği önemin nisbetidir. İnanıyoruz ki, ülkemiz de artık bu hassas meseleye ciddi olarak eğilecek bir seviyeye ulaşmıştır. Çevre Bakanlığı kurulmasına dair alınan karar da bunun ilk işaretidir.”
KÜLTÜRÜMÜZ VE BİZ
“…Müslüman Türk gibi yaşamayı terkedip, bir İngiliz, bir Alman, bir Fransız, bir Amerikalı gibi yaşamaya kalkışmak.
Tehlikenin büyüğü işte budur. Türk milletini yok etmek isteyenler bunu keşfetmişlerdir. Bizim zayıf noktalarımızı bulmuşlardır.”
“…Gençlerimizin devlet büyüklerine ve dinlerine olan bağlılıklarını zayıflatmak, onları örf ve an’anelerinden, ecdatlarına ve vatanlarına olan sevgilerinden soğutmak için uygulanan sinsi emperyalist oyunlara gelmemeliyiz
Büyük Organizasyon - Seydişehir Postası I 1990
“…Yüreklerde aynı heyecan:
İl olmak İstiyoruz
İl ollmakSeydişehir’e yakışır”
“Seydişehir vilayet, Konya eyalet”
ÇOK YAŞAMA ARZUSU
Sultan II. Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed’e şöyle sesleniyor:
“…Kendilerini yine kendileri için zararlı şeylerden korumayan gençler artık ne çivi, ne zift ve ne de benzeri olmayan bir maddeyle onarılması mümkün olmayan bir geminin çürümeye terkedilişi gibi metruk bir durumdadırlar.”
“Sultan Murad Han’ın oğlu Fatih Sultan Mehmed’e nasihatlerini hatırlamama sebep, geçenlerde okuduğum bir gazete haberi. Haberin başlığı ise, “Az ye, çok yaşa” şeklindeydi. “
YANLIŞ HESAP
Rahmetli Şehid Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın naaşlarının naklinden sonra yazılan yazıda deniyor ki;
“Çocuk yaşta olduğumuz o günlerde belli ki, Menderes’i anlayamamıştık. Fakat 1980 öncesi Türkiyesi’ni yaşadık ve gördükten sonra Menderes’i çok iyi anlıyoruz.”
“… Türkiye kalkınma hamlelerine mi girişmiştir? Eğitim ve öğretimde millî bir çizgiye mi girmiştir? Türk milleti dinine, örf ve adetlerine sahip mi çıkıyor?
“Öyleyse, bunların önüne geçmeli” diyor perde arkasındaki birileri ve birtakım tezgahlar hazırlamaya başlıyor.”
KARANLIĞA KARIŞAN HAYALET
“…İnanıyoruz ki, milletçe birlik ve beraberlik içerisinde, kararlılıkla üzerinde durulduğu zaman terörün üstesinden gelinecektir. Türk devletinin bekasına ve Türk insanının huzuruna musallat olan terör de, komünizmle birlikte karanlığa karışan hayalet haline gelecektir. “
Antalya Yolu - Seydişehir Postası I 1990
“Seydişehir’in geleceği için son derece önemli olan Konya-Antalya yolu için çok şey yazdık. Yolun bölge için olduğu kadar, Türkiye ekonomisi için de önemli olduğunu ifade eden araştırmalar yayınladık.”
“Zira yazdıklarınız hedefini bulduğu zaman heyecan duyabiliyorsunuz. Heyecanınızı sizinle paylaşanlar olduğu zaman, yazmaktan zevk alabiliyorsunuz.”
“Unutulamalıdır ki, ekonomide olduğu gibi yatırımlarda da “arz-talep” esası geçerlidir.”
HOŞ SADA
“Ne derler?
“İki kapılı han”
“Misafirhane”
“Giden gelmez, gelen durmaz”
İnanıyoruz ki; boş bir ömürün enkazı yerine “Kubbede hoş sâdâ bırakmak” isteyen şahıslar ortaya çıkacaktır.
Ses Duyurmak - Seydişehir Postası I 1989
Sefa Koyuncu’nun ’Seydişehir Postası’ gazetesindeki 8 Ağustos 1989 Tarihli Yorum Yazısı
1-15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30