KÖPEKLERİN GELECEĞİ KARANLIK

 

PAZAR MUHABBETİ I KÖPEKLERİN GELECEĞİ KARANLIK

 

       Köpeklere Avrupalılar kadar ihtimam gösteremiyoruz. 

       Zaten İngilizler de ayılarımıza taktı. Onları da vereceğiz.

       Her ne kadar Barış Manço.

       - Oku bakayım!

       - Aaaa – yı!

       - Hep beraber, aaa-yııı!

       - Bütün mahalle, aaa-yıı! Şarkısını güfeteyip, besteleyip, seslendirdi ise de, göçebe kültürünü terkedip, yerleşik hayata geçtiğimizden bu yana ayılarla dostluk kuramıyoruz.

        Ayılarımız da Aydın’ı (Gerze’deki Beyaz Balina) götüren İngilizlerin olsun.: Ayıralırımıza ve köpeklerimize ihtimamla bakacaklarından endişemiz yok.

Biz evvelemirde insanlarımızı düşünüyoruz. İnsanlarımızın barınacak eve, yiyecek, içecek, giyecek ve yakacağı ihtiyacı var. Elektrik, su, yol, telefon lâzım. Yani biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Ayılarla, köpeklerle, kedilerle ve mümkünse kargalarla gelişmiş Batı ülkeleri ilgilensin. El hak ilgileniyorlar da…

Bu yüzden onlara teşekkür borçluyuz.

 

KÖPEK İTLAFINA SON

Belediye zabıta ekiplerinin başıboş sokak köpeklerini av tüfeği veya yivli silahlarla itlaf etmesin ekarşı çıkan Avrupalılar, bizi dünyaya Jurnal edip duruyorlar. “Saçmayla, barutla, kurşunla öldürmeyin” diyorlar.

 - Peki ne yapalım?

  - Zehirleyin!

Bu talimatı alan zabıta ekipleri ellerinde zehirli ekmeklerle sokak sokak dolaşmaya başladılar.

Batılıların inceliğine bakın!

        Bizim köpeğimizi, kedimizi ve ayımızı bizden çok düşünüyorlar.

          - Ayıları oynatmayın, diyorlar.

           Diyorlar da insanları oynakmak için de ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar!

           - Köpeklere kurşun sıkmayın, diyorlar.

           Diyorlar da Bosna-Hersek’te insanları kurşunluyor; insanlara köpekler kadar acımıyorlar.

           Haydi diyelim köpek itlafına son verdik gitti! Ayıları oynatmaktan da vazgeçtik!

           - Ya sineklerin durumu ne olacak?

          Eğer istiyorlarsa sinek itlâfına da son verelim. Şehirlerin üzerinden alçak uçuşla sinek ilaçlama işini de onlara bırakalım. Zabıta ekiplerimiz meskûn ahalleri ilaçlamaktan vazgeçsin. En iyisi sinekleri, hatta bütün haşeratı Avrupalılara gönderelim.

          İnanıyoruz ki, onlar kedilerimizi, köpeklerimizi, ayılarımızı ve sineklerimizi evlerinin en mutena köşelerine alarak onlara hizmette kusur etmezler. Zaten ekonomik durumları da bu son derece zevkli işin üstesinden gelmeye elverişlidir.

          Bunu bildiğimiz içindir ki, ithal ettiğimiz birkaç Buldog ve Kaniş’i de kendilerine iade etek istiyoruz.

          Ancak bizi derin düşünceye sevkeden birkaç nokta var!

 

          FİL MEZARLIĞI

          Afrika ormanlarında eceli yaklaşan fillerin ölmek için gittiği yerlere fil mezarlığı diyorlar. Fildişi tüccarları hayâti tehlikeleri göze alarak bu mezarlıkları bulduklarında fildişi toplayarak servet sahibi oluyorlar. Yani bir tür definecilik.

          Roma’nın, Bizans’ın, Firavun ve Kisra’nın hazinelerini bulanlarda muhakkak zengin olmuşlardır.

          Bu sıralarda da define avcılarının, akbabalar gibi, gözlerini Avrupa’ya diktikleri söyleniyor. Malum ya Batı’da 20. Yüzyılın en zengin ülkeleri var. Ayrıca Haçlı seferleri sırasında Doğu’nun bütün zenginliklerini yağmalayarak, ülkelerine taşıdılar.

          Define avcılarını ümitlendiren de bizâtihi Avrupalılar tarafından neşredilen istatistikler.

          İstatistiklere göre Avrupa Topluluğu ülkeleri nüfusunun dünya nüfusu içindeki oranı giderek azalıyor.

          Daha 1960 yılında dünya nüfusunun 7.79’unu meydana getiren Avrupalılar, hem düşen doğum oranları, artan ölüm oranları hem de dünyanın diğer bölgelerindeki hızlı nüfus artışı sebebiyle nisbi olarak azaldılar.

          Halen 360 milyonluk nüfusuyla AT ülkeleri, dünya nüfusunun 6.49’unu oluşturuyor. Bu oranın 2020 yılında yüzde 4.20’ye gerilmesi bekleniyor.

          İşte bizi derin düşünceye sevkeden nokta da burası ya!

          “Ne şeker şey!” diyerek köpekleri bağrına basan, yemeyip yediren, giymeyip giydiren, ,hergün düzenli olarak gezdiren, köpekler için özel tuvaletler (dog toillet) yaptıran, köpeği için evinde hususi oda ayıran, geceleri yatağında köpeği ile birlikte uyuyan, ölünce hususi mezarlık yaptıran, ölüm yıldönümlerinde mezarına çiçek götürerek, ziyaretleri ihmal etmeyen Avrupalıların nüfusu gittikçe azalır da insan üzülmez mi?

          Anlaşılan, köpeklerin geleceği iyiden iyiye karanlık!

          Zira Avrupa’daki nüfus azalmasından en fazla etkilenecek olan köpeklerdir.

 

SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ I 13 ARALIK 1992

 

 

 

Dosyalar