Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: tasavvufî
AKADEMİK SKANDAL
- Esma Şahin’in son iki cümlesine dikkat ettiniz mi?
Lütfen, son iki cümleyi tekrar okuyun! Sinan Paşa, 1486’da vefat ettiğine göre Tazarru’-nâme yazılalı en az 525, Cumhuriyet kurulalı ise 87 yıl olmuş ve 81 vilayetinde üniversite bulunan Türkiye’de, bunca zaman zarfında ne Tazarru’-nâme ne de diğer Osmanlı nesir eserleri üzerinde edebî sanatlar açısından hiçbir akademik çalışma yapılmamış!..
Bu, yüz karası bir akademik skandal değil de nedir?
On Bin Metrede Yunus - Türkiye Gazetesi I 2012
"Güneş benim eserlerimin lokomotifi. Güneşle ilgili pek çok anlatıyla, doğal olarak yolum kesişmiştir. Ama Yunus Emre’nin, ’Aşk güneşe benzer...’ deyişi, uzun yıllardır zihnimde dolanıp durduğu hâlde, bir türlü renge, biçime dökememiştim. Ondaki derin tasavvufî boyutu görsel dilde duyumsamak neredeyse imkânsız görünüyordu. Birazcık da olsa ’pişmiş’ olabilir miyim acaba? Yoksa nasıl kalkışırdım böyle bir resmi yapmaya?"
MEVLANA’YI ANLAMAK
Sefa Koyuncu 1987 yılındaki yazısında diyor ki;
"Hazret-i Mevlânâ’yı yalnız bir mütefekkir, şair, hümanist gibi düşünmek ve öylece anlamaya çalışmak, asıl varlığı bırakıp herhangi bir
özelliği içinde sıkışıp kalmaya benzer. Bu ise, en azından Mevlânâ’yı çok eksik ve yarım anlamaya, hatta hiç anlamamaya sebep olabilir."
Abidin Paşa Mesnevî şerhinde, bazı edebiyatçılar tarafından çalgı aleti olan ney şeklinde düşünüldüğü için yanlış olarak Mevlânâ’nın ney çaldığı veya dinlediği sanılan; Mesnevi’deki "Ney" kelimesinin insan-ı kâmil olduğunu dokuz türlü isbat etmektedir.