YERİNDE SAYMAK
“… Türkiye’de siyasi gündem kırk yıldan beri hiç değişmiyor; gerginlik, kavga, kısır çekişme, küçük hesaplar, ayak oyunları. Dünya kırk yılda nereden nereye geldi; biz neredeyiz? 20. Yüzyılın sonunda dünya neler konuşuyor, nereye koşuyor; biz nelerle uğraşıyoruz.”
“… Hükümetler ertelemeyi çözü olarak görüyor, göstermeye çalışıyor. Dünya menfi istatistiklerinde -enflasyon, işsizlik, kalkınma- ön sıralara yükseliyoruz. Yarışı başlarda değil, sonlarda götürüyoruz.”
“… Savaşta yıkılan Avrupa’nın, Almanya ve Japonya’nın son elli yılda aldıkları mesafeye bakın, bir de savaş görmeyen Türkiye’nin haline. Memleketimizin iyi idare edildiğini -bazı dönemler hariç- söyleyen varsa ayağa kalksın.
Artık Türkiye’nin gündemini değiştirme zamanı değil mi, ne dersiniz?”
TIRMIK
“Sömürge aydını” tabiri, yanlış hatırlamıyorsam mermum Seyyid Ahmed Ârvasi beyefendiye ait. Mânâsı ise, kafası, beyni ve davranışları ile Batı kültürüne teslim olmuş, kendi öz milletine tepeden bakan “kopuk aydın” demektir. Dahası, sömürge aydını “mankurt” psikozu içerisinde, öz vatanına ve milletine ihaneti meziyyet telâkkî edecek kadar ‘evrenselleşmiştir. Evrensellik, bu mânâda güçlü emperyalist ülkelerin emellerine âlet olmaktan başa bir şey değildir. Sömürge aydını, mankurt psikozu içerisinde öz babasına, öz annesine, öz kültürüne, öz vatanına ve dinine düşmandır.”
“…Düşman kabile, karşı kabilenin gençlerinin beynini belirli metodlarla yıkıyor ve kendi habilesine, hatta anne, baba ve kardeşine düşman haline getiriyor. Buna benzer laboratuvar deneylerini Rusya’da yapmıştır.”