Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: özal
Başkanlık Sistemi Türk Buluşu I Türkiye Gazetesi - 4 Şubat 2011
Türkiye’ye başkanlık sistemi gelmeden önce, Sefa Koyuncu’nun Türkiye Gazetesi’nde yayınlanan 4 Şubat 2011 tarihli ’Başkanlık Sistemi’ ile ilgili araştırma haberi.
"Başbakan Erdoğan’ın tartışmaya açtığı sistemi ilk defa Hun Türkleri’nin kullandığı ortaya çıktı."
Başkanlık Sistemi
"- İki başlılık tehlikesi de işte tam bu noktada ortaya çıkıyor.
- Tıpkı; Demirel-Özal ve Ecevit-Sezer dönemlerinde olduğu gibi. "
"İktidar, meseleyi TBMM’de çözmenin yollarını aramalı, siyasi partiler de, vaktiyle merhum Özal’a yaptıkları gibi sırf Başbakan Erdoğan’a muhalefet olsun diye halkın başkanlık isteğini göz ardı etmemelidir.
- Konu şahsî değil, ülkenin geleceğiyle ilgilidir. "
“ALTIN BEYİNLİ ADAM”
Eskiyi özleriz genelde. Ama ya özlemediklerimiz? Ülkede nelerin değiştiğine bakmak için, bugün kolayca nelere ulaşabildiğimizi anlamak gerek belki de... Bir de değişim için önce halkın hazır olması gerektiğini de unutmamak gerek sanki.
Özal ve Çiller - Seydişehir Postası I 1994
“…Türkiye, devlet olarak özelleştirmeyi başaramazsa ekonomisi batağa gitmeye mahkumdur. Nitekim, ekonomisinin yüzde 100’ünü elinde bulunan SSCB, batmış ve parçalanmıştır.”
“…Özal’a göre devlet üretim, tüketim ve ihracatı özel sektöre bırakmalı, savunma, sağlık ve güvenlik gibi asli fonksiyonlarına çekilmeliydi.”
Özal’ın Ardından - Seydişehir Postası I 1993
“Ancak Özal, ölümü ile tarihten silinecek şahsiyetlerden biri değil. Başlattığı reformlar ve ortaya koyduğu tezler Türk Aydınlarına ışık tutmaya devam edecektir.”
“Özal’ın en büyük özelliklerinden biri de bir teorisyen olması yanında cesaretli uygulamaları ile tanınan atak bir teknisyen olması idi.”
Cumhurbaşkanı Özal’ın Açıklaması - Seydişehir Postası I 1991
“…Özal, il olacak ilçeler arasında Seydişehir’i de saydı.”
“….Haber gerçekten müthişti. Son birkaç yıldır üzerinde hassasiyetle durduğumuz Seydişehir’in il olması meselesinde ani bir gelişme olmuştu.”
Referandum Sonrası - Seydişehir Postası I 1988
1990’lı yıllar ile 2010’lu yıllar arasında fark görebilecek misiniz? Muhalefette zihniyet değişmiyor.
"... Referandum yolunun muhalefet partilerince adeta faydasız bir müessese imiş gibi gösterilmesi, demokrasi adına fevkalade esef verici bir hadisedir."
"... Referandum sandığından büyük ekseriyetle "Hayır" çıktığına göre ahalli seçimler Mart’a belki de daha sonra kalmıştır. Bu sonucun uzun süredir seçim atmosferinde yaşayan Türkiye için faydası olduğu söylenemez. İktidar partisi ise 29 Kasım genel seçimlerinde aldığı oyu yaklaşık olarak korumuştur. Bu duruda dört yıl daha iktidardadır. Buna göre muhalefetin de "Özal’ı devirme" hedefine ulaşamadığı söylenebilir. Neticede referandumun muhalefet tarafından yozlaştırılmasından zararlı çıkan Türk milleti olmuştur. Çünkü bir anayasa maddesi değiştirme fırsatı değerlendirilememiştir."
İlk Alüminyum İhracatı - Seydişehir Postası I 1988
"1987 yılında Başbakan Turgut Özal, bir gazetecinin "Türkiye’nin en önemli meselesi nedir?" sorusuna, "İhracaatı ve döviz girdisini artırmaktır." diyordu.
"...Seydişehir’i bir "Alüminyum İhraç Merkezi" haline getirmek çetin bir mücadele ister. Seydişehir ve bölge sakinleri, tesislerde çalışan işçiler olarak, istikbâl için fekalade önemli olan bu gelişmelere destek olmak zorundayız. "
Seydişehir ve Türkiye, hedeflerine ulaşabildi mi?
Farklı Yorumlar - Seydişehir Postası I 1988
"...Başbakan Turgut Özal’ın ifade ettiği gibi, "Toplu sözleşme düzeni altüst edilemez" ancak, genel manada zamlarda hayat pahalılığını kınama aksadı taşıyan yemek boykotu, hükümeti uyarma açısından hedefe ulaşmıştır."
"Ümit edelim ki, makul ve meşru bir zeminde taraflar anşlaşarak çalışma hayatına sükunet hakim olsun. Kargaşanın kimseye birşey kazandırmadığını yakın geçmişin tecrübeleri ile anlamış bulunmaktayız."