Prestij Savaşı - Seydişehir Postası I 199
“… Bush, başta olmak üzere, kendisine destek veren 50’ye yakın devletin, bir yenilgiyi göze alması artık mümkün değildir. Kısa zamanda bitse veya uzun süre devam etse de müttefikler bütün güçlerini ortaya koyarak, Saddam’a pes dedirteceklerdir.”
“…Ancak, Saddam’ın bütün ümidini İsrail’e yapacağı saldırılarla, İslam dünyasında büyük bir prestij kazanarak destek bulacağı tezine dayandırdığı anlaşılıyor. Bunu saağlaması belki de mümkündü, ancak, bir İslam ülkesi olan Kuveyt’in yerine, işin başında İsrail’e karşı bir harekata girişmeliydi.”
“…Esas mesele, Irak’a girildikten sonra başlayacak ve askeri başarı elde eden müttefikler, politik başarıları da isteyeceklerdir. Yani kaçınılmaz olarak “Kurtlar Sofrası kurulacaktır.”
HARP VE SULH
“… Birinci Cihan Harbi’nde kaybettiğimiz toprakların, kalifiye insan gücünün sıkıntısını halen çekiyoruz. Uğradığımız büyük maddi zararın yanısıra, manen düştüğümüz ruhî çöküntüyü de, bir asra yakın zaman geçtiği halde, hâlâ üzerimizden atamadık.”
“…Türkiye gibi, Avrupa’nın, Asya ve Afrika’nın geçiş noktasındaki bir memleketin mensubu isek, savaşa her an hazır olmalıyız. Çünkü tarihin her döneminde, bu stratejik köprüyü ele geçirmek isteyenler çıkmıştır.”
“… Güçsüz ve zayıf olmak ise, her zaman sessiz kalmaya ve boyun eğmeğe mahk”um olmak demektir. Sessiz kalmak ve boyun eğmekse, Müslüman Türk’ün şiarı değildir.”
TÜRK ŞİİRİ YOK MU?
“…1984 yılında, günlük bir gazete tarafından neşredilen “Dünya Şiir Antolojisi^” adlı kitapta, Türk Şiirinden bahsedilmemesine doğrusu hayret ettim. Türk Şiiri ve Şairleri, bir Türk Şairi tarafından hazırlanan antolojide yer almaya lâyık görülmüyor, Türk şiirinden hiç mi hiç söz edilmiyordu. “
“Sebep, olsa olsa, batıyı üstün görme kompleksi veya, yine aynı komplesten kaynaklanan “Bizde klasik yok” saplantısı olabilirdi.”
“1839 Tanzimat Fermanı ile başlayan batılılaşma hastalığı, aradan geçen birbuçuk asırda işi bu, “kendi kendini inkâr” noktasına kadar getirmiştir.
“Günümüz Türk Şiiri için de birkaç şey söylemek gerekir,e Türk şiiri geleneksel rayından çıkartıldığı için şekil ve muhteva insanımızın bir türlü benimseyemediği mecralara kaymıştır” diyebiliriz.