Konular
Resûlullah Efendimiz
Üçüncü Yeni
Ahiret ve Ölüm
Alimler ve Evliyalar
Başarı
Batı ve Türkiye
Doğa ve Çevre
Dış Politika ve Dünya
Dinimiz ve Ehl-i Sünnet
Eğitim
Ekonomi
Gençlik
Güncel ve Aktüel
İlim, Bilim ve Teknoloji
İnsan ve Toplum
İstanbul
Kültür ve Sanat
Muhâfazakâr San’at
Savaş
Sevgi ve Hoşgörü
Siyaset
Tarih
Terör
Türk Dili ve Edebiyatı
Türk Cumhuriyetleri
Türkiye
Zaman & Vakit
SEFA KOYUNCU
ÜÇÜNCÜ YENİ
ŞİİRLER
Şiirleri
İğnelik
Rubâi
Nükteler
YAZILARI
Yazıları
Üçüncü Yeni
Yaşadıkça
Erdoğan'a Mektuplar
HİKAYELER & MİZAH
RÖPORTAJ & HABER
Röportajlar
Haberler
SEYDİŞEHİR
SEYDİŞEHİR
FOTOĞRAFLAR
OBJEKTİFİNDEN
KİTAPLARI
VİDEOLAR
VEFATININ ARDINDAN
Etiket: kaynak
KAYNAK
Aynı hava değil mi, teneffüs ettiğimiz?
Aynı kaynağın suyu doldurup içtiğiiz.
Kirletirsek durmadan eğer havayı suyu,
Kazdığıız çukura kendimiz düşeceğiz.
Ayda 20 Milyar Zarar - Türkiye Gazetesi I 1987
12 Ağustos 1987 tarihini taşıyan bu haberde sitemizde özellikle yer alıyor.
Seydişehir Grevi’nin devlete ayda 20 milyar lira zarar verdiği açıklanırken, "42 gündür devam eden grevden sonra, bir müddet önce hükümet tarafından kurtarılması gereken şirketler arasında ilkk sırada yer alan Anadolu Endüstri Holding’e bağlı NASAŞ firması ile Alüminyumcular Derneği Başkanı Sedat Aloğlu ve ortağı Ali Dinçer’e ait firma ile Mustafa Kalaycıoğlu’nun sahibi olduğu FENİŞ Firması’nın büyük kârlar elde ettikleri öne sürülüyor.
Kaynak - Seydişehir Postası I 1996
“… Ekonomik sıkıntı sebebiyle hep vatandaş malını mülkünü elden çıkaracak değil ya! Artık devlet de atıl kaynaklarını, lojmanlarını, sosyal tesislerini, kamu arazilerini, ormanlarını, madenlerini müteşebbis Türk iş adamlarına satmalı, elde ettiği geliri vatandaşın ekonomik refahı için harcamalıdır.”
UNUTTUĞUMUZ BİRŞEY VAR
"Sürat asrı artık bu şiirli duygu ifadelerine de yer bırakmamıştır. Şiir bile mekanikleşmiştir. İlerleyen teknoloji ile insanoğlu daha giderek tabiatı ve dünyayı daha çok kontrol altına almaktadır. Ancak rahatı, refahı ve huzuru sağlamada aynı başarı gösterilebiliyor mu?
"En yeni teknolojileri geliştiren zengin ülkelerin gençliği bile, huzursuzluktan öte bir buhranı yaşıyor. Binbir illetin pençesinde bir nesil ortaya çıktı sürat asrında. Dememekk ki, unuttuğuuz bir şey var! Bu güzel ilerlemenin teknolojik gelişmenin yanında sanata, edebiyata, estetiğe, duygu ve düşünceye yer vermeyi ihmal etmemeliyiz." Cümleler, 1988 yılından...
VE REFERANDUM
Türk siyasi hayatına dair gerçekten çok şey bulabileceğiniz bir yazı. Sefa Koyuncu’nun 30 yıl önce yapılan referandum yazısında aynen şu ifadeler yer alıyor:
"...Referandumda milletimiz anayasasına sahip çıktığını gösterirse, ötedenberi tartışılan YÖK, TRT, AET’ye giriş, NATO’da kalış, ABD’de olduğu gibi "Başkanlık" sistemine geçiş ve daha birçok hayati konuda referanduma gidebilmenin yolu açılmış olacaktır."
"...Böylece Özal iktidarının alternatifi de ortaya konmuş oldu: Koalisyonlar, tartışmalar..."
Ver Elini Akdeniz - Seydişehir Postası I 1988
Konya - Seydişehir - Antalya yolunun açılması. Bir yol hikayesiydi, en uzunundan. Bugün değerlendirilebildi mi, bunu yöre halkı bilir.
"... Fakat Anadolu toprağının Akdeniz’e, Akdeniz’in mavi sularının da Anadolu’ya hasreti tarih kadar eskidir. İki ayrı iklim, iki ayrı dünyayı birleştirecek olan yolun bir an önce tamamlanmasını bekleyeceğiz. Ve diyeceğiz:
- Ver elini Akdeniz,
- Ver elini Anadolu’ya."
Vilayet Olmalıyız - Seydişehir Postası I 1988
Sefa Koyuncu’nun ’Seydişehir Vilayeti ülküsü’... Seydişehir neden il olmalıydı, il olabilmesi için atılması gereken adımlar neydi?
Dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın hedefi, 67 olan il sayısını 100’e çıkarmaktı. Ve Seydişehir Alüminyum Tesisleri ile Seydişehir-Antalya yolu projeleriyle Seydişehir, farklı avantajlara sahipti. Sefa Koyuncu, ilçenin il olabilmesi için kamuoyunu hep ayakta tutmaya, konuyu gündemde tutmaya çalışıyordu.
HAYAL VE GERÇEK
Bürokrasi nelere etki edebilir? Hele bir nüfus sayımında bir şehrin yarısı sayılamamışsa? Hele bir de iktidar partisi bir ilçede kazanamamışsa. Seydişehir’in il olma hedefini konu alan ciddi bir köşe yazısından ülke için çıkarılabilecek ilginç dersler. Hem nostalji, hem de ülke bir zamanlar nelerle uğraşıyormuş diyebileceğiniz türden bir yazı.
MEVLANA’YI ANLAMAK
Sefa Koyuncu 1987 yılındaki yazısında diyor ki;
"Hazret-i Mevlânâ’yı yalnız bir mütefekkir, şair, hümanist gibi düşünmek ve öylece anlamaya çalışmak, asıl varlığı bırakıp herhangi bir
özelliği içinde sıkışıp kalmaya benzer. Bu ise, en azından Mevlânâ’yı çok eksik ve yarım anlamaya, hatta hiç anlamamaya sebep olabilir."
Abidin Paşa Mesnevî şerhinde, bazı edebiyatçılar tarafından çalgı aleti olan ney şeklinde düşünüldüğü için yanlış olarak Mevlânâ’nın ney çaldığı veya dinlediği sanılan; Mesnevi’deki "Ney" kelimesinin insan-ı kâmil olduğunu dokuz türlü isbat etmektedir.
Seydişehir Vilayet Olmalı - Seydişehir Postası I 1987
1 Aralık 1987 I Seydişehir Postası Gazetesi
Seydişehir Vilayet Olmalı.
Yıllarca süren bir hayaldi.
"Vakit geçirmeden gerekli müracaatlar yapılarak, Seydişehir’in de vilayet olacak ilçeler arasında yer alması sağlanmalı ve bunu sağlamak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır!"
Kimbilir belki bu hayale inanan sayısı azdı, belki dönemin siyasileri yetersizdi. Peki neden olmalıydı?
Trafik Kazaları - Seydişehir Postası I 1987
Sefa Koyuncu’nun ’Seydişehir Postası’ gazetesindeki "Yorum" köşesindeki 1 Aralık 1987 Tarihli Yazısı...
1987 yılında Türkiye’de ne kadar araç vardı ki? Ama bugün olduğu gibi gündem hiç değişmemiş. İlçe merkezli Trafik problemini dile getiren yazıdaki şu ifade mekan değişikliğiyle (Afganistan, Irak, Libya) sanki geçerliliğini koruyor:
"Yıllardır iç savaş halinde bulunan Lübnan’da her gün patlayan silah ve bombalar, bizim bir yılda kaybettiğimiz insan sayısı kadar ölüme yol açmamıştır"