SefaKoyuncu.com I TANITIM VİDEOSU
Gazeteci, Yazar, Şair.... Edebiyatın her yönünde muhafazakar ve milliyetçi kimliğiyle eserler bırakan Sefa Koyuncu anısına yapılan www.sefakoyuncu.com internet sitesinin tanıtımı...
2000’e yakın kurallı, ölçülü ve kafiyeli şiiir, 700 fikir yazısı, indirebileceğiniz 5 kitap...
Vatana ve millete faydası olsun diye sanal bir kütüphane...
"Ne derler?
"İki kapılı han"
"Misafirhane"
"Giden gelmez, gelen durmaz"
İnanıyoruz ki; boş bir ömürün enkazı yerine "Kubbede hoş sâdâ bırakmak" isteyen şahıslar ortaya çıkacaktır."
Kendi satırlarıyla Sefa Koyuncu…
Niye?
Neden?
Niçin?
O, işte bunu anlayamıyordu. Devlet, çeşitli sebeplerle başka devletlerle siyasî, ticâri ve kültürel işbirliğine gidebilirdi. Bu devletin ve milletin bekâsı için zarûrî ve elzemdir. Peki ya aydın! Kültür, Sanat ve edebiyat adamı, "Ben ille de Avrupa tarzında sanat, edebiyat eseri vereceğim. Avrupa’yı taklit edeceğim!" deme gereğini neden duyuyordu?
Kim okuyacak, kim dinleyecek, kim seyredecek bu Avrupâi tarz edebiyat mahsulünü?
Avrupalı mı? Amerikalı mı?
Anadolu insanı mı?
İşte bir türlü çözemediği kördüğüm bu idi. O âşıktı… Sevdâlı, kara sevdâlı bir âşıktı… Vatanını, milletini, bayrağını, dinini ve ecdadını çok seviyordu. O, yüreği aynı sevgiyle atan ve Anadolu’yu canından aziz bilen milyonlarca Türk’ten biriydi
O’na göre bin yılı aşkın bir zamandır bir çağlayan gibi nesiller boyu akıp giden kültür ve edebiyat mahsüllerimiz canlandırılmalı, yeni nesillere aktarılmalı gazeller, kasideler, nâtlar, koşmalar, halk hikayeleri, mesnevÎler gibi bize has edebi türler yazılmalıydı. Batı’nın fende de edebiyatta da hocası Doğudur. Roman, Batıya değil, Doğuya has bir edebî türdür. Kaynağı Şark hikâye, masal ve mesnevîleridir. Halk tiyatrosu Türk’ün eski geleneğinde yer almaktadır. Tiyatro ve romana kendine has düzenleme getirdi diye onu taklit etmemiz mi gerekiyor? Bizim edebî türlerimiz kendi mecrasında gelişip bugünün edebi zevkine erişemez miydi?
İşte böylesi satırlarla derdini anlattı 1973 yılındaki notlarıyla…
............ Devamı hakkında bölümünde...
BİR DOKUN BİN ÂH DİNLE
Izdırapların kümelendiği yerlerin başında şüphesiz ki, hastahaneler gelir. Halkımızın, "Allah düşürmesin, eksik de etmesin" diye ifade ettiği hastahaneler. "Yaralı leyleklerin tedavi edildiği hastahaneler, dağdaki aç kurtlara yiyecek gönderen vakıflar..." Şanlı tarihimizde insan ve diğer canlıların sağılığına verilen öneme dair ibret tablolarından birkaçıdır. Şimdi ise,, hastahanelerimiz sefil!
"...Hastahane yetkililerine her türlü imkanı sağladığımız zaman, tam hizmet beklemek hakkımız olacaktır. O zaman, düzenli, disiplinli ve hastayı ilgi ile karşılayan, insana insan olduğu için kıymet veren bir ekiple karşılaşma imkanı bulur muyuz dersiniz? Bulduk mu?