ORHAN PAMUK VE NOBEL!
Orhan Pamuk vak'asının, başından beri Nobel ödülü için yapılan planlı bir şov olduğunu düşünüyorum. Nobel ödüllü bir edebiyatçının kitaplarının dünya genelinde ilgi gördüğü, bilinen bir gerçek.
Bu aynı zamanda şöhret, itibar, çok satış ve bol para demek.
NTV'deki "yorum farkı" programında tartışan Mehmet Barlas ve Emre Kongar da, Nobel ödülünü alacak edebiyatçının açıklanmasından bir önceki gün, Pamuk'un bu çıkışı ödül almak için yaptığını, Nobel edebiyat ödülünün genellikle ülkelerinde aykırı çıkışlar yapan yazarlara verildiğini ifade etmişlerdi.
Hatırladığım kadarıyla Mısırlı yazar Necip Mahfuz da, Midak Sokağı isimli romanında, ülkesini aşağıladığı için Nobel'e layık görülmüştü (1988).
Pamuk'un, "Biz 30 bin Kürtle, bir milyon Ermeniyi öldürdük" açıklamasını İsviçre basınına yapmış olmasının da şovun etkisini artırmaya yönelik olduğu söylenebilir. Çünkü İsviçre, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hakkında, olmayan Ermeni soy kırımı iddialarıyla ilgili dava açmıştı. Üstüne üstlük, Nobel ödülünün dağıtılacağı yer de, Ermeni iddialarıyla çalkalanmakta olan İsveç'ti.
Avrupa Birliği kullanılıyor mu?
Orhan Pamuk'un, Nobel edebiyat ödülünün kendisine değil de, İngiliz yazar Harold Pinter'a verildiğinin açıklanmasının ardından Türkiye'de televizyonlara çıkıp, geri adım atması, Almanya'da ise şovuna devam etmesi Nobel sevdasından vazgeçmediğine yorulabilir.
AB yetkilileri ve medya ordusu ile birlikte gerçek bir şova dönüşen Şişli Adliyesindeki ertelenen duruşma olayında sergilenenlerin de, ödül senaryosunun bir parçası olduğu düşünülebilir.
Eğer bu endişelerimizde haklı isek; AB, basın ve yargı ile birlikte Türkler ve Ermeniler de,Pamuk'un Nobel hırsı uğruna araç olarak kullanılıyor demektir.
Yıllardır bu ülkede yazan Pamuk'un, yayınlanmış bir Ermeni araştırması bulunmadığı hâlde, birdenbire ve yabancı bir ülkede, "Türkiye'de bu konular yasak, ilk defa ben konuştum" diyerek, Don Kişotça şövalyeliğe soyunması da manidardır.
Türküyle Kürdüyle bu ülkede 30 binden fazla insanın terörle can verdiği ayyuka çıkmış bir gerçektir.Bir milyon Ermeninin öldürülmesi iddiası da yeni bir şey değil.
Pamuk'un öne sürdüğü rakamın bir bölü iki fazlasıyla (bir buçuk milyon), bu iddiayı Ermenistan, diyaspora ortaya atıyor ve Türkiye'deki bazı mürekkep yalamışlar da oltaya takılıp, bu uydurma Ermeni tezini balıklama destekliyor.
Yani, iddia ettiği gibi Pamuk, üslup farkı olsa da, ilk değil, son konuşanlardan. Ayrıca, bu eski ve berbat nakarata eşlik ederek, geçimini Ermeni korosundan sağlayanların sayısı da az degil!
Belgesiz iddia neye yarar?
Ermenilerle ilgili iddia sahipleri hiçbir şekilde belge ortaya koyamadılar.
Orhan Pamuk, "biz bir milyon Ermeni öldürdük" derken; bu iddianın asılsız olduğunu belgelerle ortaya koyan,Türkiye ve dünyanın önde gelen tarihçilerinin gözünden kaçan yeni bilgi ve vesikalara sahip demektir.Pamuk, varsa eğer, bildiklerini açıklamalı; öldürüldüğünü iddia ettiği Ermenilerin, kimlik bilgileri başta olmak üzere, nerede, nasıl vekimler tarafından öldürüldüklerini, toplu veya münferit mezarlarının nerede bulunduğunu da göstermelidir.
Fanatik Ermeni arıştırıcıları başta olmak üzere, iddia sahipleri sadece lâfını ettiği hâlde;yıllardır söyleyip durdukları bu yalanları, ilmî nitelikte bir belgeye dökemedi.
Pamuk da, eğer bunu yapamıyor, bozuk plak gibi aynı palavraları tekrarlayıp duranlardan, belleğine kopyaladığıasılsız sloganları seslendiriyorsa; bu çıkışın, Nobel ödülünü kapmak için yapılan gösteri olduğu yolundaki endişemiz daha da artacaktır.
Yeri gelmişken, yazımı, yıllar önce bir gazetede yayınlanan ve son zamanlarda internette dolaşan bir beytimle noktalıyorum:
Bazısı şöhret için kötüler ecdâdını.
Ecdat düşmanlarından bekler mükâfatını!
Sefa KOYUNCU - BHD Haber I Mart 2007