KÜLTÜREL BOYUT I KIZILDERİLİ TÜRKLER M.Ö. 10 bin yılında Türklerin büyük gruplar halinde Bering Boğazı’ndan geçerek Amerika’ya göç ettiklerini ve M.Ö. 2000 yılında İskit (Sakı) Türklerinin ikinci defa Bering Boğazı’nı geçerek Amerika’ya göç ettiğini ilmi belgelere dayanarak ifade eden Güroğlu yazısında şu bilgilere yer veriyor: “Alman tarihçi ve metalürji bilgini Dr. Ludwic Beck’e göre, ‘Tarih demir ile başlar. Demiri bulan Türklerdir. Avrupa’ya demir Fin Türkleri ile girmiştir.’ Bazı ABD’li tarihçiler kasten Türk yerine Moğol kelimesi kullanıyorlar. Amerika’da pek çok coğrafya isimleri şehir, ova, nehir, göl ve dağ ve hatta devlet isimleri Türkçedir. En büyük Kızılderili kabileleri, “Irak-Esen (İro-Kesen), Mis-İpi (Missisipi) Nehri, Mis-Uru (Missouri), Orta Amerika’da ‘Yük-Atan’ (Yücetan) Adası’nda kurulan Aztek Kızılderili İmparatorluğu ile Amazon (Ama-uzun) kabilesi ve Güney Amerika’nın en güneyinde ‘Yakan Yer’ (Ateş Ülkesi) bütün bu Kızılderililer Türk asıllıdır. Bütün bu bilgiler biraz fanatik biraz da ütopik zannedilebilir ama durum hiç de öyle değil. Çünkü bir de madalyonun öbür yüzü var: Eski Dışişleri Bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil Bursa Valisi iken, Amerika’yı ziyaret ettiğinde, iki fakülte mezunu Kızılderili reisi kendisine “Bizler Alaska yoluyla Amerika’ya gelmiş Baykal Türkleriyiz” demiştir. Samsun’daki Türk kurultayına katılan ABD’deki üç milyon Kızılderili’nin reisi, AD İçişleri Bakanlığı Kızılderili Daire Başkanı Frenklin Kiel, kendisinin ve kabinesinin köklerinin Cengiz Han’dan kaçarak Amerika’ya yerleşen Uygur Türkleri’nden olduğunu söylemiştir. Samsun kurultayına Amerika’dan iki Kızılderili temsilci (delege) katılarak, “Biz de Türküz, buraya gururla geldik” mesajını vermişlerdir. Dış Politika Yazarı ve Beşeri Coğrafya uzmanı M. Necati Özfatura, yazılarında Amerika kıtasında yaşayan “Kızılderili” ile “Maya”, “İnka” ve Alaska’da yaşayan “Eskimolar’ın” Türk asıllı olduklarını belgelerle ispat etmektedir. Macar, Fin, Bulgar ve onlarca mevcut topluluk da Türk asıllı oldukları halde çeşitli sebeplerle Türklüklerini kaybetmişlerdir. Türkler’in bilinen tarihi en az M.Ö. 5 bin yıllarına dayanır. Atlantik ve Pasifik arasında onbin senedir Türkler yaşamaktadır. Üçbin yıl önce dünyanın en kalabalık milleti Türkler idi. Çinlilerin nüfusu Türklerden sonra geliyordu. Ama son ikibin yıl içinde dünyanın her köşesinde Türkler acımasızca, korkunç ve iğrenç bir soykırıma ve asimilasyona uğradı. Kızılderili asıllı ünlü sinema sanatçısı Marlon Brando, “Para kazandım. Oscar kazandım. Fakat Kızılderililere yapılan soykırımı protesto etmek için Oscar’ı reddettim. Yıllardır Amerika’ya ve bütün dünyaya Batı’da Kızılderililere yapılanları, geçmişimizi lekeleyen o soykırımı anlatacak bir film yapmak için para bulmaya çalışıyorum ama boşuna…” demektedir. 21. yüzyılın Türk asrı olması, bütün dünyadaki Türkler’in iş ve güç birliği yapabilmek için birbirini tanımaları, ekonomik kültürel münasebet kurmaları ile mümkündür. Bu kesinlikle bir Pantürkizm değildir. Dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan Türk asıllı kardeşlerimiz ile kuracağımız kültürel bağlar, bizim o ülkelerle olan ticari, iktisadi ve siyasi ilişkilerimizin gelişmesinde önemli bir faktör oluşturur. Tabiidir ki o ülkelerin de bizimle. Nitekim bunun örneklerini Orta Asya, Balkanlar hatta Avrupa’da yaşayan Türklerin başarıları ile görmekteyiz. Aynı şekilde Kızılderili Türkler ile kuracağımız kültürel bağlar Amerika kıtasında Türkler’e yeni ufuklar açabilir.
SEFA KOYUNCU I YENİ MERAM GAZETESİ – 12 MAYIS 2000
|