HESAP SORAN YOK MU?
BM ve AB ülkeleri Lübnan'a yeni barış gücü göndermeden önce, İsrail'in yaptıklarının hesabını sormalıdır. İsrail yöneticileri savaş suçlusu olarak yargılanmalıdır. Hesap sorulmadığı ve ceza verilmediği, ambargo uygulanmadığı, nükleer faaliyetleri denetim altına alınmadığı sürece, barış gücü göndermenin bir faydası olmaz ve İsrail saldırıları önlenemez. İsrail yine saldırır. Yaptığı yine yanına kâr kalır.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Mark Malloch Brown bile barış gücünün, Hizbullah savaşçıları ve İsrail güçleri arasındaki bir çatışmanın ortasında kalmalarından endişe ettiğini açıkladı. Brown, dikkat edilmesi gereken bir şey daha söyledi:
"Eğer savaşçılar (Hizbullah) silahsızlanma talebine direnirlerse, Birleşmiş Milletler barış gücü askerleri gerektiğinde güç kullanabilecek".
Ya İsrail saldırırsa?
Birleşmiş Milletler barış gücü askerleri gerektiğinde namluları İsrail'e çevirebilecek mi? Buna da yetkisi var mı?
- Hayır, yok!
BM ne zaman akıllanacak?
Lübnan'da bir barış gücü (UNIFIL) zaten var. Ama İsrail saldırılarını önlemek şöyle dursun, kendi varlığını bile korumaktan âciz. İsrail uçakları 26/07/2006'da, Lübnan'ın güneyinde Birleşmiş Milletler'e ait bir binayı bombalayarak 4 uluslararası gözlemcinin ölümüne sebep oldu. İsrail, Lübnan´daki en kanlı saldırısını yine aynı günlerde gerçekleştirdi. Kana kasabasında sivillerin sığındıkları binaları vurdu. 37´si çocuk en az 100 kişi hayatını kaybetti.
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün sözcüsü, saldırının doğrudan Kiyam kentindeki binalarını hedef aldığını söyledi. Birleşmiş Milletler ne yaptı? Roma'da konuşan BM Genel Sekreteri Kofi Annan, İsrail'in neden Birleşmiş Milletler binasını hedef aldığını açıklamasını istedi.
İsrail de açıkladı:
- Sivil ölümleri trajik; soruşturma yapacağız.
İşte hepsi bu kadar. BM, 20 yıl önce de benzer bir trajedi yaşamıştı. 18 Nisan 1996'da, İsrail Başbakanı Şimon Perez Lübnan'a karşı "Gazap Üzümleri" operasyonunu başlattı. Güney Lübnan'daki Kana BM mülteci kampında 98 sivil, İsrail saldırısı sonucu öldürüldü.
- Sahi, habire barış gücü deyip de İsrail'e hesap sormayan BM ne zaman akıllanacak?
İsrail can Filistin patlıcan mı?
Lübnan'da mevcut BM barış gücü takviye edilerek, Hizbullah saldırılarına karşı güven altına alınan İsrail'in Filistin'e daha yoğun saldıracağını hesap eden var mı? Nitekim bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde İsrail'in yine Filistin'e hava saldırısı düzenlediğine ve iki gazetecinin ağır yaralandığına dâir haberler geliyordu.
Madem ki Lübnan'a barış gücü gönderiliyor, Filistin'e de gönderilsin. Filistinliler de İsrail saldırılarına karşı korunsun. Filistin'in güçlenmesi ve bir devlet olması sağlansın. BM buna niye hiç yanaşmıyor?
İsrailliler can da, Filistinliler patlıcan mı?
Gelelim Türkiye'ye
Türkiye hayırlı bir iş yapacaksa, İsrail'in Filistin ve Lübnan'da işlediği savaş suçlarını dünya gündemine taşımalı ve bu vahşetin faillerinin yargı önüne çıkmasını sağlamalıdır. Müslüman Türkün adâletine yakışan da budur. Böyle bir güçlü teşebbüs, Türkiye'nin itibarını uluslararası alanda zirveye taşır. ABD, İngiltere, Almanya barış gücüne asker vermiyor ama anlaşılan biz; BM, ABD ve AB'nin dümen suyunda Lübnan'a asker göndereceğiz.
İsrail'i devlet olarak resmen tanımayan Malezya ve Endonezya bile Lübnan'a asker göndermeye hevesli. Ama bu hiçbir şeyin çözümü olmayacak. Yapılacak iş, asker göndermeden önce, suçluların yargı önüne çıkarılması için teşebbüse geçmektir. Aksi hâlde İsrail saldırıları önlenemez. Suçlular cezasını çekmedikçe bölgede huzur ve barış tesis edilemez.
"Adâlet mülkün temelidir" sözünün ma'nâsı da budur.
Sefa Koyuncu BHD Haber -29 Agustos 2006