Gençlerin Kalemindan I Türkiye Gazetesi
Anadolu’nun tertemiz ve ihtişamlı tarihinden süzülüp gelen eşsiz medeniyetin kıvılcımları ile yanıp tutuşan gençliğimizi; birçok konuda olduğu gibi gerçekten ruhuna ayna olacak gazeteye de hasrettir. Türkiye Gazetesi’ni bu espiri çerçevesinde ele alırken, ilk bakışta göze çarpan hususiyetlerini tesbite çalışalım.
Evvelâ, bugün çektiğimiz buhranın ana kaynağını teşkil eden bölünme, parçalanma yahut bölme, parçalama hareketleri karşısında, Türkiye Gazetesi’nin birlik ve bütünlüğüne hizmet ettiğini görüyoruz.
Müslüman milletimizi, siyasi kamplaşmalar ve ictimâî sınıf çatışmaları ile güçsüz hale getirerek yok etme gayretlerinin şiddet kesbettiği şu günlerde, Türkiye Gazetesi’nin tarih semâlarını süsleyen, ilik sahiplerinin binlerce cilt esere nakşettiği; şanlı devlet adamlarımıza cihânı titreten azamet ve şecâatı veren biricik inancı, Ehl-i sünnet itikâdını ölçü aldığını anlıyoruz.
Bu imân, şerefli ecdadımızın yedi kıtâda at oynatmasının ana kaynağı değil midir? Sultân ikinci Muhammed hânı Fâtih yapan inanç bu değil mi? Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi “Kuddise sirruh” ve Yunus Emre “Kuddise Sirruh” hazretleri ve nice büyük velinin eserlerinde terennüm eyledikleri bilgiler Ehl-i sünnet aşkından başka nedir?
Ehl-i Sünnet vel Cemaat yolu, bâzı kimselerin zannettiği gibi bir bölünme hareketi değil, Allah-ü Teâlâ’nın emri olan itikad etrafında toplanmak, birleşip bütünleşmektir. Şerefli ecdadımızın Ehl-i Sünnet şuuru ve idrâkî ile maddi ve mânevi zafere ulaştığı, basit bir inceleme ile gayet açık olarak anlaşılabilecek bir hakikattir.
Makâleleri, tefrikaları, haber ve yorumları ile, A’dan Z’ye kadar, 7’den 70’e Müslüman milletimizin zevkle okuyabileceği gazete… Milletin gören gözü, işiten kulağı olan, dilek ve ıstıraplarını dile getiren, hâsılı ruhunu satırlara aksettiren ve topyekûn halinde Müslüman Türk Milletinin sesi ve nefesi olan gazete… Türkiye gazetesine kavuşmak hepimiz için büyük bir nîmet, bir büyük lutf-u ilâhidir.
Bu sözlere “peşin hüküm” eleyip geçmeden evvel, gazeteyi tepeden tırnağa bir daha, bir daha okuyarak insaf süzgecinden geçirenler, zannediyorum ki aynı kanaate varmakta, milletin bilik ve berâberliği için uzanan bu şefkatli ele sarılmakta gecikmeyeceklerdir.
SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ – 27.03.1980
