CHP, DİSK BÜTÜNLEŞMESİ VE ETİBANK ALÜMİNYUM TESİSLERİ’NDE OLANLAR

CHP, DİSK BÜTÜNLEŞMESİ VE ETİBANK ALÜMİNYUM TESİSLERİ’NDE OLANLAR

 

                CHP yöneticileri, kendileri dışındaki sol fraksiyonlarla hiçbir ilişkileri olmadığını sık sık belirtmek lüzumunu hissediyorlar. Hâlbuki, bilhassa dokuz aya yaklaşan iktidarlarında bu işbirliği öylesine açığa vurulmuştur ki, söz konusu sol fraksiyonların, CHP tarafından bilâkis organize edildiği fikri revaç bulmaya başlamıştır.

                Bu, elbette sebepsiz, boş bir endişe değil, vehâmet arzeden çok sayıda hâdisenin vukuu neticesidir. Öyle hâdiseler görülmüştür ki, olayın müsebbibi DİSK’tir, fakat asıl mühim rolü oynayan CHP’li bir bakan veya mebustur. Yahut, hâdisenin vukuunda bir CHP teşkilâtı önemli fonksiyon icra etmiştir. İş bu kadarla da kalmaz, adı geçen unsurlar elbirliğiyle, hem de kendi iktidarlarında, kânunsuz bir fiilde cürm-ü meşhud olurlarsa, asıl düşündürücü nokta bu olmaz, “Anarşi hükümet el el mi?” gibi, garâbet ve dehşet arzeden istifhâma haklılık kazandırıcı bir mesned teşkil etmez mi?

                Müteâkip satırlarda Etibank Alüminyum Tesisleri’nde (EAT) misâli tedkik edildiği zaman görülecektir ki, CHP ve DİSK işbirliğinden çok daha ötede, açık bir bütünleşme içindedirler.

                DİSK-Etibank Alüminyum Tesisleri’ndeki sekizbin kadar işçiyi ele geçirmek için yıllardır uğraşmakta ise de muvaffak olamamıştır. 1975 senesinde, bağımsız Özgür iş sendikası başkanını satın almayı başarmış, bu şahıs DİSK Genel Başkan Yardımcılığı’na getirilerek, alüminyum işçilerinin DİSK’e iltihak ettirilmesine ramak kalmış, ancak işçinin çok şiddetli tepki gösermesi neticesinde, ölümle nihâyet bulan vahim hâdiseler cereyan ederek DİSK’in arzusu yine akim kalmıştır,

                DİSK, uzun müddet tesislere yaklaşmaya cesaret edememiş, nihayet 1978 başlarında CHP’nin iktidar olmasıyla yeniden ortaya çıkmış, çarpıcı ve şaşırtıcı bir süratle faaliyete koyulmuştur. Fabrika çıkışına, yakasında kırmızı bez bağlı militanlar yığılmaya başlamış, dehşetengiz anarşik hava yeniden avdet etmiştir.

                Şehrin en büyük sinemasını kiralayarak fabrika merkezi yapan DİSK, toplayabildiği militanlarla işçiyi çarşı Pazar tehdit etmeye, fabrika kapısına baraj kurmaya başlamıştır. İşçi, DİSK’e kaydolmaya zorlanmıştır. Sinemasını tâtil edip DİSK’e teslim eden şahsın kim ve ne olduğu merâkını izâle için, hemen belirtelim ki, bu kimse CHP Seydişehir ilçe yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda belediye başkan yardımcısıdır. Sinemasını DİSK’in emrine verdikten sonra, ilk mektep mezunu ve meslekî tecrübeden mahrum olduğu hâlde, tesislerde veznedarlığa getirilerek taltif edilmiştir.

                Fabrika dışındaki tedhiş hareketlerinden umduğu neticeyi alamayınca, önceki yıllarda anarşik hâdiseler sebebiyle tazminatlarını alarak işden çıkan DİSK’li militanları yeniden  fabrika içine sokmaya çalışmış, içeride faaliyet sürdürebilmenin yollarını aramıştır. Fabrika idâresinin bu kimseler için, tazminatlarını alarak çıkmış olmaları sebebi ile tekrar işe alınmalarının kânunsuz olacağı yolundaki ısrarı üzerine tesis başkanı vazifeden alınmıştır ki, tesislerde ikinci defa başkan değişikliği olmuş, sonunda da başkanlık makâmı boş bırakılmıştır.

                Geçtiğimiz Ramazan-ı Şerif başlarında “Ramazan imsâkiyesi dağıtırken, işinden çıkmakta olan Müslüman Türk işçisinin mânevi değerleriyle alay edebilmek için hıyar yeyip, sigara içen DİSK militanlarının köylerden ve mekteplerden getirilen 250 TL yevmiyeli kimseler” olduğu Türk metal sendikası Seydişehir merkez şubesinin dağıttığı 01/09/1978 târihli bildiride belirtilmiştir. Elinde sigara olduğu hâlde Ramazan imsâkiyesi dağıtan DİSK militanlarının bu hareketine karşı çıkan işçilerden tutuklanıp nezârete atılanlar olmuştur. Aynı bildiride, “Devlet memuru olan mühendislerin de işçiye sendikanızı değiştirin diye baskı yaptıkları” kaydedilmiş, “İşyerinde ve kapı önlerinde hatta çarşıda siyâsî baskıyla tehdit edilen, âdi iftiralarla hapse atılan” işçilere huzuru temin etmesi CHP hükümetinden istenmiş, “Aksi hâlde bu kânunsuzluğun çâresini kendileri bulacaklardır” denilerek, işçinin vahim hâdiselerin kucağına bilâkis hükümet tarafından itilmekte olduğu ihtar edilmiştir.

                DİSK, nihâyet militanlarını işe aldırmayı ve kilit noktalara yerleştirmeyi başarmış, böylece hadiseler fabrika içine sıçratılmıştır. Kânunsuz olarak işe aldıkları adı geçen bildiride belirtilen DİSK militanlarına geniş selâhiyetler verilerek işçi üzerinde müessir olmaları sağlanmıştır. Kısa zamanda işten atılanlan, zor ve ağır şartlarla çalışmaya zorlananlar, tehdit edilen, dövülen, hapse atılanların sayısı kabarmıştır. DİSK, hergün fabrika önüne baraj kurmaya, megafonlarla işçilere DİSK’e üye olmalarını ihtar etmeye devam etmiş, ancak yine işçinin büyük tepkisiyle karşılaşmıştır. Münferit olarak ezileceğini farkeden işçi çıkış saatlerinde fabrika kapısına kurulan DİSK barajını, toplu hâlde çıkarak yarıp geçmeye başlamıştır.         

                Uzun zamandır tesislerde işçi fazlalığından sözedilip, “İşçi alımları durduruldu diyerek, daha önce tesislerde çalışmış ve askerden dönmüş kalifiye elemanların, E.S.E mezunlarının aylardır boş gezdirildiği” aynı bildiride belirtilmiş, “Anarşiyi önlemek isteyenlerin, avantadan geçinen militanları bakanlık emriyle işe almaları” tenkid edilmiştir.

                Netice olarak, barut fıçısı hâline getirilen milyarlık tesislerde bugün olan ve olması muhtemel daha vahim hâdiselerin vebâli kime âit olacaktır. Bugünkü sol iktidârın, DİSK, Töb-der, Pol-der gibi kuruluşlarla organik bağ içinde olduğu ve bunun her geçen gün artış kaydeden anarşiye başlıca sebeb teşkil ettiği Meclis’te tartışılan bir konu hâlindedir.

                Nitekim, DİSK bu başarılarının (!) kendi eseri olmayıp,  CHP teşkilâtları, mebusları ve hükümeti ile el ele, omuz omuza verip ancak berecebildiklerini, cürm-ü meşhud olduklarını itirfa etmiştir. DİSK Maden-iş 15. Bölge temsilciliğinin 09/08/1978 târihinde, yukarıda zikredilen olaylara istinaden yayınladığı bildiride aynen şöyle denilmektedir: “Bu kazanımda Enerji ve Tabiî kaynaklar bakanı Sayın Deniz Baykal’ın, CHP genel sekreteri Sayın Mustafa Üstündağ’ın, Konya milletvekillerinin, CHP ilçe örgütünün, CHP gençlik kollarının omuz omuza verdikleri çabaların payı büyüktür.”

               

SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ - 1978