Sarkozy Fıkraları

YAŞADIKÇA I Sarkozy fıkraları

 

           Cumhurbaşkanlığı seçimlerine üç ay kala, Standard & Poor’s’un, kredi notunu düşürmesinden sonra Sarkozy, loş bir mekânda inzivaya çekilip kara kara düşünürken, karşısına bir cin çıkar:

           - Benden üç dilek hakkın var; iste, hemen yerine getireyim.

           Sarkozy, sevinçle bağırır:

           - Para! Para! Para!

           Cin, cevap verir:

           - Ne yazık ki fırsatı kaçırdın.

           Sarkozy, şaşkın:

           - Neden?

           - Çünkü bunlar, Napolyon’un repliğiydi. Ben ise seninkini sormuştum!

           5. Cumhuriyet Anayasası’nı kaleme alan eski başbakanlardan Michel Debre’nin 100. doğum yılı töreninde konuşan Sarkozy; salondakilere, ekonomik krizin Fransız halkı için bir imtihan olduğunu, bu durumun sükûnetle karşılanması gerektiğini uzun uzun anlatırken, arka sıralardan tiz bir ses yükselir:

           - Kremalı armut tatlısından asla vazgeçmem!

 

           DAMDAKİ KEMANCI

           İlk iki fıkra bendendi; bu da Cecilia’dan:

           Cecilia, 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimi 2. turunda, kocası Sarkozy’yi protesto etmek için sandık başına gitmeyerek, Amerika gezisine çıktı. Sonra da Sarkozy’den boşandı. Cecilia, L’Est Republicain gazetesine yaptığı açıklamada, Sarkozy’yi şöyle tarif ediyor:

           - O, sanki eline Stradivarius kemanı verilmiş (Ortaçağ kafalı) bir kemancı gibi…

           Yani, Anadolu deyimiyle:

           - Gıy gıy da gıy gıy…

           Başbakan Erdoğan’ın ziyaretinden bir gün önce (15 Eylül 2011), âni bir kararla Libya’ya giden Sarkozy’nin, uçaktan inerken aksayarak yürümesi merak konusu olmuştu. Konuyu araştıran gazeteci Abdül Hamdi’nin tespitleri şöyle: Carla Bruni, çevresine, eşi Sarkozy’ye artık güveninin kalmadığını, verdiği sözleri sürekli bahanelerle yediğini söyleyip duruyor. (Türkiye’yi kıskanarak) apar topar Libya’ya gittiği gün de, evden çıkarken tartıştıklarını anlatıyor. Uçaktan inerken aksamasının da, Bruni’nin öfkeyle fırlattığı ayakkabının, Sarkozy’nin baldırına isabetetmesinden kaynaklandığı kaydediliyor.

           Dostlarıyla birlikte Paris’teki evinde, (Elysee Sarayı’nda) kahkahalar ataraktelevizyon seyreden Bruni, ekranda, aksayarak yürüyen Libya’daki eşi Sarkozy’yi görünce şu adı takmaktan kendini alamıyor:

           - Topal ördek!

           Türkiye ile uğraşırken Fransa ekonomisini batırdığı değerlendirmeleri yapılan Sarkozy’ye dâir bir fıkra da, Selahattin Adıgüzeller’den.

           Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’e sormuşlar:

           - Kendini, Türkiye Başbakanı Erdoğan’dan daha uzun boylu görmek ister misin?

           - İsterim de nasıl?

           -Bol bol Ermeni soy kırımı ile oyna!

           - Oynuyorum ama boyum yerine burnum uzuyor!

 

           ÇÜNKÜ TABUT KAPALI

           Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçiminde en güçlü rakibi François Hollande; ‘Fransa hazinesini zenginlere dağıtmak ve giderayak yoksullara borç bırakmakla’ suçladığı Sarkozy’nin iflâsını çoktan ilân etti. Kamuoyu yoklamaları da bu yönde. Fransız basınında ise Sarkozy’nin siyasi mevta olduğuna dâir fıkralar yayınlanıyor.

           İşte onlardan biri:

           Sarkozy falcıya gider. Falcı, gözlerini yumar ve konuşmaya başlar:

           - Siz, geniş bir caddeden üzeri açık bir arabayla geçerken, halkın çılgınca tezahürat yaptığını görüyorum.

           Sarkozy, heyecanla sorar:

           - Halk hâlinden memnun görünüyor mu?

           -Evet, oldukça.

           - Arabanın etrafında koşuşturuyorlar mı?

           - Evet, deliler gibi koşturuyorlar.

           - İnsanlar bayrak da taşıyor mu?

           - Evet, hem Fransa bayrakları hem de, ‘Daha güzel günler göreceğiz’ yazılı pankartlar taşıyorlar.

           - Şarkı da söylüyorlar mı?

           - Evet, sevinç çığlıkları atıyorlar.

            - Peki, ben onlara nasıl karşılık veriyorum?

            Bunu göremiyorum.

           - Niçin?

           - Çünkü tabut kapalı!..

 

SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ - 22 Ocak 2012

Dosyalar