Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ IŞEHRİN İMÂR VE İNŞÂSI (6) VEZİR GERİ DÖNMEDİ

Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR VE İNŞÂSI (6) VEZİR GERİ DÖNMEDİ

 

Hârûn Velî, istedi Vezir’den hediyeyi,

Eşrefoğlu’ndan gelen katran ile piseyi.

Vezir hemen getirdi huzura iki tulum,

Tulum içindekiler Hârûn’a oldu mâlûm.

Tulumları açarak, içlerine tükürdü,

Birinin yağ, birinin bal olduğu görüldü.

Vezir’i şaşırtmıştı Hârûn’un tükürmesi,

Katran ile pişenin yağa, bala dönmesi.

İyice anladı ki Seyyid Hârûn, Velîdir,

Hünerler sergileyen bir sihirbaz değildir.

Seyyid Hârûn Velî’ye arzeyledi ki Vezir:

“Eşrefoğlu Veziri artık hizmetinizdedir.

Çok hatalı bir yolda imişiz meğerse biz,

Vazgeçtim vezirlikten olayım hizmetçini.”

Hârûn Velî buyurdu: “Ey Vezir! Beyine git!

Selâmımızı söyle, beyi gördüğün vakit.

Eşrefoğlu Mehmed Bey rahat olsun yerinde,

Gözümüz yoktur bizim, kisenin beyliğinde.

Allah rızası için bütün hizmetlerimiz,

Dünya saltanatını sevenlerden değiliz.

Uymak bütün arzumuz ilâhî emirlere,

Ayıracak vakit yok, gelip geçen işlere.

Yaymaktır maksadımız İslâmiyet nurunu,

Öğretmektir gençlere Ehl-i Sünnet Yolu’nu.

Kötüdür akıbeti bidat ehli olanın,

Ehl-i Sünnet Yolu’ndan kıl kadar ayrılanın.

Bu uğurda bıraktık Horasan beyliğini,

Fedâ edip de geldik dünya zenginliğin.

Allah-ü Teâlâ’nın emrine uyuyoruz,

Küpe’nin eteğinde bir şehir kuruyoruz.

Bu şehirde İslâmın güneşi parlayacak,

Yaşayan sââidlerin sonu hayır olacak.

Akîbeti fenadır ancak şâkî olanın,

Sünneti bırakıp da sapıklara uyanın.

Sapıtmış olanların uydurduğu yol çoktur,

Ehl-i Sünnet dışında doğru itikâd yoktur.

Var git söyle beyine, görüp işittiğini,

Götür de ver kendine, beyin hediyesini!”

Vezir, Hârûn Velî’ye özür beyan eyledi:

“Geri dönmek istemem” yüce efendim!” dedi.

 

DEVAM EDECEK ………./ …..

14.12.1993

 

 

Dosyalar