Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİN İMÂR VE İNŞÂSI (9) MAKSADIMIZ ZİYARET

Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR VE İNŞÂSI (9) MAKSADIMIZ ZİYARET

 

Seyyid Hârûn Veli’yle savaşmak maksadıyla,

Yola çıktı Mehmed Bey muazzam ordusuyla.

Hârûn Velî şehrini târümâr edecekti,

Vezirine en ağır cezayı veerecekti.

Hârûn’u yakalamak için giden adamlar,

Nasıl olur da O’nun hizmetinde kalırlar?

Çıkarmıştı olanlar Mehmed Bey’i çileden,

Saltanat kaygısıyla köpürmüştü öfkeden,.

Ordusunun başında giderken Velvelîd’e,

Değişiklik hissetti birdenbire kendinde.

Allah dostuna karşı bir sevgi hasıl oldu,

Kalbi Hârûn Velî’nin muhabbetiyle doldu.

Vazgeçmişti âniden, hücum etme fikrinden,

Ziyaret için gitmek geliyordu içinden.

İleri gelenleri etrafına topladı,

Kalbinden geçenleri onlara açıkladı.

Dedi ki: “Ey dotlarım, yanlış fikre kapıldık,

Allah dotu bir zâta zan etmekle yanıldık.

Vazgeçelim orduyla hücum etme fikrinden,

Gidip af dileyelim Seyyid Hârûn Velî’den.

Boynumuzu bükerek huzuruna varalım,

Gönlünü almak için, birlikte yalvaralım.

Anladım ki bu işte bizler yanlış yoldayız,

Seyyid Hârûn Velî’ye asla düşman olmayız.

Bundan böyle Hârûn’un can dostudur beyiniz,

Ey dostlarım söyleyin! Nedir sizin fikriniz?

Eşrefoğlu Mehmed’i dinleyen müşâvirler,

Mehmed Bey’de öfkenin eseri kalmamıştı,

Hiddetin yerini yumuşaklık almıştı.

Seyyid Hârûn adını edeple anıyordu,

Huzûra çıkmak için adeta yanıyordu.

“Hakk şerleri hayreyler, zannetme ki gayreyler,

Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler.”

 

DEVAM EDECEK…../………….

04.01.1994

 

 

Dosyalar