Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR VE İNŞÂSI (8) SEYDİŞEHİR’E HÜCUM
Mehmed Bey’i kızdırdı gidenin gelmemesi,
Güvendiği vezirin geriye dönmemesi.
Bu hâl Eşrefoğlu’nu düşürmüştü hayrete,
Saltanat kaygısıyla getirmişti gayrete.
Dedi “Bu gâileyi halletmeliyim.
Seyyid Hârûn’a karşı hücuma geçmeliyim.
Askerlerimin başında Velvelid’e gideyim,
Hârûn’un kal’asını yer ile bir edeyim.
Kurdukları şehiri ateşlerde yakayım,
Harabeye çevirip, başlarına yıkayım.
Vezirin yaptıkları yanına kalmamalı,
Gidip de dönmeyenler cezasını bulmalı.
Karşıma çıkanlara haddini bildireyim,
Eşrefoğlu kim imiş onlara göstereyim.
Eşrefoğlu’na karşı gelmek neymiş görsünler,
Görsünler de yeniden Beyşehir’e dönsünler.”
Karar verdi hücuma, Velvelid diyarına,
Haddini bildirecek güya Seyyid Hârûn’a.
Fermanlar yağdırarak askeri hazırladı,
Bizatihi kendi de ordunun başındaydı.
Seydişehir’e doğru yol aldılar atlarla,
Hücum edeceklerdi aansız silahlarla.
Hedef Seyyid Hârûn’un yaptığını yıkmaktı,
Beylik topraklarından dışarıya atmaktı.
Bu niyetle giderken Eşrefoğlu aniden,
Gözden geçiriyordu kararını yeniden.
Fevkâlâde hâl oldu Eşreoğlu’na birden,
Vazgeçti birdenbire, hücum etme fikrinden.
İleri gelenlere kararını söyledi,
Heyet ile bir süre müşavere eyledi.
Eşrefoğlu dedi ki: “Hârûn’u bir görelim,
Hücum kasdıyla değil, ziyarete gidelim.
Heyet dahi dedi ki: “Veziri çağıralım,
Nasıl uygun görürse, ona tabi olalım.”
Müşavere sonunda bir karara vardılar,
Velvelid’e varınca Vezir’i çağırdılar.
Vezir’e dediler ki: “Ziyarete geldik biz,
Hârûn’u görmek ister, Eşrefoğlu beyimiz.”
DEVAM EDECEK…./……
28.12.1993