Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR VE İNŞÂSI (3) EŞREFOĞLU MEHMED BEY
Harûn Velî’nin şehri hızla imâr oluyor,
Eşrefoğlu Mehmed Bey, bu haberi alıyor.
Haberi alır almaz öfkesi kabarıyor,
Bu girift meseleye hâl çaresi arıyor.
Haberciler derler ki, Eşreoğlu Mehmed’e:
“Horasanlı bir zat var, şehir kurar Küpe’de.
Kalâ inşa ediyor VelVelîd yakınında,
Çevredeki insanlar hiçmetçidir yanında.
Adı Seyyid Hârûn’dur bu Horasanlı zâtın,
Gören O’na hayrandır, sevgilisidir halkın.
Mancınık kullanmadan taştan bina yapıyor,
“Kalk” diye seslenince taşlar yerden kalkıyor.
Seyyid Hârûn taşlara kalkmasını emreder,
Koyun sürüsü gibi, taşlar önünde gider.
Ustalarla işçiler yapar iken duvarı,
Koskocaman taşları kaldıramaz yukarı.
Yardım istemek için Seyyid Hârûn’a gider,
“Sultanım taşı yerden kaldıramadık” derler.
“Ya taş, kalk biiznillah” deyiverir bir kere,
Taş yerinden kalkarak, konar istenen yere”.
Eşrefoğlu bunlara iyice öfkelendi,
“Bu sihirbazı bana bulup getirin!” dedi.
Silahlı iki ada gönderdi üzerine,
Çok sıkı talimatlar verdi kendilerine.
Seyyid’i yakalamak için giden adamlar,
Seyyid Hârûn Velî’yi görüp hayran oldular.
Zirâ, Hârûn Hak dostu, ilmi ile âmildir,
Ehl-i Sünnet’i yayan bir mürşid-i kâmildir.
Asla karşı çıkılmaz böyle mübârek zâta,
Velîye dil uzatmak ne kadar çirkin hata.
Silahlı iki adam hakikati anladı,
Seyyid Hârun Velîye yalvararak ağladı.
Seyyid Şehri’nde kalıp dönmediler geriye,
Şereflendi hizmetle Seyyid Hârun Velİ’ye.
DEVAM EDECEK ……../…………
23.11.1993