Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİN İMÂR VE İNŞÂSI (12) EŞREFOĞLU TAŞ TAŞIYOR

Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR VE İNŞÂSI (12) EŞREFOĞLU TAŞ TAŞIYOR

 

Eşrefoğlu, Hârûn’a ulaşmak istiyordu,

Hârûn’un himmetine kavuşmaak istiyordu.

İyi anladı zira Hârûn Allah dostudur,

Yaydığı, Ehl-i Sünnet vel Cemaat Yolu’dur.

Soyundandır üstelik yüce Resûlullah’ın,

Mübarek ecdadı ki, sevgilisi Allah’ın.

Böyle büyük bir zât tanımak bir şereftir,

Allah rızası için sevmek büyük nimettir.

Eşrefoğlu, Hârûn’un kıyetini öğrendi,

Vezirin sözlerini bu sebeple dinledi.

Saltanat davasını bıraktı bir kenara,

Beyliğini unutup, omuz verdi taşlara.

İri bir taş yüklendi Eşrefoğlu kendisi,

Birer büyük taş aldı, askerlerin hepsi.

Eşrefoğlu, Hârûn’u görmeye can atıyor,

Gönlünü almak için, sırtında taş taşıyor.

Omuzlarında taşla bir vakit yürüdüler,

Hârûn’un yaptırdığı inşaata geldiler.

Bıraktılar taşları kal’anın etrafına,

Çıkmaktı murâdları Hârûn’un huzuruna.

Haber verdi Hârûn’a vaziyeti görenler,

“Eşrefoğlu kal’aya taş getirdi” dediler.

Dediler ki: “Mehmed Bey barışmak niyetiyle,

Taş getirdi kal’aya bütün maiyetiyle.

Bütün askeri ile şehrimize geliyor,

Arzum Hârûn Velî’ye tâbi olmaktır diyor.

Eşrefoğlu Mehmed Bey önünde askerinin,

Taşların en irisi omuzunda kendinin.

Büyük bir taş getirdi her asker arkasında,

Bıraktılar taşları kal’anın civarında.

Ne dersiniz bu hâle mübarek efendimiz,

Taşları inşaata kabul eder misiniz?”
Hârûn Velî buyurdu: “O taşları kullanın,

Lakin bunun çok iyi olduğunu sanmayın.

Taşları getirirken büyük zahmet çektiler,

Hem de zorla, güç ile yorulup getirdiler.

Bu sebeple kal’amız tez zamanda yıkılır,

Gerçi fâni dünyaya hârâb olmak revadır.”

 

DEVAM EDECEK……../………..

01.02.1994

 

 

Dosyalar